FBE- Endüstri Mühendisliği Lisansüstü Programı
Bu topluluk için Kalıcı Uri
Endüstri Mühendisliği Ana Bilim Dalı altında bir lisansüstü programı olup, yüksek lisans ve doktora düzeyinde eğitim vermektedir.
Endüstri Mühendisliği; insan, makine, malzeme gibi elemanlardan oluşan sanayi ve hizmet sektöründeki sistemlerin incelenmesi, örgütlenmesi, yürütülmesi, denetlenmesi ve geliştirilmesi için sistem, model ve yöntem geliştirerek sorunları çözen bir bilim dalıdır. Temel amacı organizasyonların performansını artırmaktır.
Gözat
Yayın Türü "Tez" ile FBE- Endüstri Mühendisliği Lisansüstü Programı'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
ÖgeA3 Düşünme Yolu İle Çapraz Sevkiyat Tesisinin Geliştirilmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2014-01-31) Çelepçıkay, Ömer ; Durmuşoğlu, M. Bülent ; 10026336 ; Endüstri Mühendisliği ; Industrial EngineeringBu çalışmada, Türkiye’nin en büyük lojistik şirketinin çapraz sevkiyat tesisi incelenmiştir. Yalın bir bakış açısı sağlayan A3 yöntemi kullanılmıştır. Bu yöntemle şirketin mevcut durumu incelenerek gözlem ve analiz yapılmıştır. Bu gözlem ve analizler sonucu bazı problemler saptanmıştır. Tespit edilen problemlerden ortalama stokta kalma süresini azaltmak için Öneri A3’ü geliştirilmiştir. Bu A3 çalışması, gündüz eşzamanlı olarak sevkiyat yapılmasının önemini ortaya koymuştur. Bu yaklaşım uyguladığı takdirde ortalama stokta kalma zamanlarında yaklaşık %20 düşüş öngörülmüştür. Stoklardaki bu azalma beklentisi, tesisin iş hacminin yükselmesini mümkün kılmaktadır. Ayrıca mesai ücretlerinin azalmasını dolayısı ile de maliyetlerin düşmesine imkân tanımaktadır. Bir diğer problem ise mal kabul sürelerinin fazlalığıdır. Bu problemin kaynağını ortaya koyması ve çözüm üretebilmek için Sorun A3’ü geliştirilmiştir. Bu A3 çalışması tedarikçi ile iletişimin yetersiz olduğunu ortaya koymuştur. Bu iletişimsizliği giderebilmek ve planlamanın daha doğru yapılabilmesini sağlayabilmek için randevu sistemi önerilmiştir. Bu sistem ile tedarikçilerin geliş zamanları ve yük miktarlarına göre zaman optimizasyonu hedeflenmiştir. Bu yaklaşım, belirlenen kısıtlarla hayata geçirildiğinde mal kabul sürelerinde %60’a varan düşüş öngörülmüştür. Bu yaklaşımla tesis daha planlı ve programlı bir yapıya kavuşabilmektedir. Öngörülen düşüşle birlikte tesisin potansiyeli artmakta ve girdilerin yükselmesi beklenmektedir. Ayrıca mal kabul sürelerindeki düşüş personele ödenen mesai ücretlerinde tasarrufa imkân vermektedir.
-
ÖgeAcil Durum Tahliye Simulasyonları Ve İşletme Fakültesi’nde Uygulanması(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2009-08-04) Ekizoğlu, Betül ; Bozdağ, Cafer Erhan ; Endüstri Mühendisliği ; Industrial EngineeringHer geçen gün binalar daha çok büyümekte ve daha kalabalık insan grupları bir arada bulunur hale gelmektedir. Bu gelişmelere bağlı olarak kişilerin binalardan güvenli çıkışlarının sağlanması da önem kazanmaktadır. Her bina sorumlusu binada yaşayan veya çalışan kişilerin güvenliğini düşünmek durumundadır. Ayrıca bu konuda yasal düzenlemeler de bulunmaktadır. Kalabalık insan topluluklarının bir arada bulunduğu yapılarda acil durum hazırlıkları, verimli tahliye planları hazırlanması üzerinde yoğunlaşmaktadır. Verimli tahliye planlarının oluşturulması için literatürde farklı tekniklerin kullanıldığı görülmüştür. En genel anlamıyla bu teknikler Risk değerleme, optimizasyon ve simülasyon teknikleridir. Acil durumlarda ortaya çıkan stres, panik gibi psikolojik faktörlerin, birlikte bulunan kişiler arasındaki sosyolojik ilişkilerin ve çevresel faktörlerin simülasyon modellerine daha iyi yansıtılabilmesi acil durum çalışmalarında büyük öneme sahiptir. Tez çalışmasının yapılma amacı İstanbul Teknik Üniversitesi İşletme Fakültesi’nin acil durum tahliye simülasyon modelinin kurulması ve model sonuçlarının elde edilmesidir. Çalışma kapsamında literatür araştırması yapılmış, acil durumlar için farklı simülasyon modelleri incelenmiş, çalışma amacına en uygun model belirlenmiştir. Simülasyon modeli on adet senaryo üzerinde incelenmiş olup, her senaryonun sonuçları elde edilmiştir. Performans kriteri olarak toplam tahliye süresinin alındığı çalışma en düşük toplam tahliye süresinin elde edildiği senaryonun acil durum planı için önerilmesiyle sonuçlanmaktadır.
-
ÖgeAcil Servis Performansını Değerlendirmeye Yönelik Bir Çok Kriterli Karar Modeli(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2012-06-27) Tüzün, Serhat ; Topçu, Y. İlker ; 434250 ; Endüstri Mühendisliği ; Industrial EngineeringSağlık Hizmetleri Yönetimi, son yıllarda üzerinde çok disiplinli araştırmalar yapılan en önemli konulardan birisidir. Bu konuda yapılan çalışmalar sağlık hizmetlerine erişim düzeyini iyileştirmenin yanında artan sağlık maliyetlerini kontrol altına alma amacını taşır. Sağlık hizmetleri alanı, diğer araştıma alanları gibi yüksek belirsizlik altında olup, bileşenleri arasında dinamik bir ilişki vardır. Bunlara ek olarak, birbirleriyle çelişen amaç ve hedeflere sahip çok sayıda karar verici barındırması ile diğer alanlardan ayrılmaktadır. Bu amaç ve hedefler dahilinde, kaliteli hizmetin düşük maliyet ile sunulabilmesi ve bu hizmete herkesin kolayca erişebilmesi ana amaç olarak ön plana çıkmaktadır. Tüm bu farklı bakış açıları ele alındığında, sağlık hizmetlerinde Yöneylem Araştırması tekniklerinin kullanılmasını mantıklı kılmaktadır. Yöneylem Araştırması, İkinci Dünya Savaşı’nda ortaya çıkmasından kısa bir süre sonra olgunluk seviyesine ulaşmış olup, günümüzde gerçek hayat problemlerinin modellenip çözülmesinde yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Sağlık hizmetleri de, Yöneylem Araştırması tekniklerinin etkin bir şekilde kullanılabileceği gerçek hayat problemlerini barındıran bir alan olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu tez çalışmasında öncelikle Sağlık Hizmetleri Yönetimi ele alınmış ve geçmiş yıllardaki çalışmalar incelenerek yapılan kapsamlı yazın taraması neticesinde bu çalışmalar sınıflara ayrılmıştır. Belirlenen kriterler dahilinde yapılan araştırma sonucunda çalışma özellikleri, konu, metodoloji, problem özellikleri ve konum özellikleri şeklinde beş ana sınıf oluşturulmuş, ve incelenen çalışmalar bu sınıflar altında gruplanmıştır. Oluşturulan taksonomi tablosu ile çalışmaların yoğunlaştığı sınıflar tespit edilmiş ve eksik noktalar bulunmuştur. Bu noktalardan birisi olan Acil Servis Performansı’nın bu çalışma kapsamında araştırılmasına karar verilmiştir. Acil Servis Performansı, bugüne dek Sağlık Hizmetleri Yönetimi altında detaylı bir şekilde incelenmemiş bir alan olarak karşımıza çıkmaktadır. Acil Servis hakkında yapılan araştırmalar, yoğun belirsizlik altında olması sebebiyle genel bir performans ölçümünün Acil Servis’te uygulanmasının zor olduğu görüşünde birleşmektedir. Bu bağlamda, yapılan çalışmalar daha çok Acil Servis için önemli olan faktörleri ayrı ayrı ele alarak sistemin incelenen faktör bazında etkinliğini ölçmektedir. Bu çalışma, ayrı ayrı incelenen bu faktörleri tek bir modelde birleştirerek Acil Servis’in genel performans ölçümünü yapmayı hedeflemektedir. Yapılan çalışma altı ayrı bölümden oluşmaktadır. İlk olarak Sağlık Hizmetleri Yönetimi hakkında genel bilgi verilmiş olup örnekler ile yapılan çalışmalar aktarılmıştır. Konuya son dönemde verilen önemden bahsedilmiş olup farklı ülkelerdeki çalışma gruplarının ilgisinden söz edilmiştir. Daha sonra Yöneylem Araştırması tekniklerinin nasıl kullanıldığını göstermek adına geçmiş yıllarda yapılmış çalışmalardan örnekler seçilmiş ve kısaca anlatılmıştır. Sonraki bölümde Sağlık Hizmetleri Yönetimi’nin ortaya çıkışı ve gelişimi aktarılmış olup, kapsamlı bir yazın taraması yapılmıştır. Yazın taraması sonucunda çalışmalar sınıflara ayrılıp taksonomi tablosu oluşturulmuştur. Sınıflar arası etkileşimler, hangi konu başlıkları altında hangi tür çalışmaların yapılabileceği ve bu çalışmalarda hangi tekniklerin kullanılmasının uygun olacağı detaylı bir şekilde incelenmiş, ve gelecekte yapılacak çalışmalara yol gösterme hedeflenmiştir. Sağlık Hizmetleri Yönetimi’nin genel olarak incelenmesinin ardından Acil Servis Performansı üzerine yoğunlaşılmış ve Acil Servis’lerin genel yapısından bahsedilmiştir. Bu yapıda ve süreçlerde karşılaşılan problemler anlatılmış, önceki çalışmalar ile bu problemlerin nasıl çözümlendiği örneklendirilmiştir. Bu çalışmalara ek olarak sağlık hizmetlerinde performans ölçümünün nasıl yapıldığı incelenmiş, ve Acil Servis Performansı alanında yaşanan eksiklik üzerinde durulmuş, bunun nedenleri ile nasıl modellenebileceğinden bahsedilmiştir. Daha sonra, kurulan model ve modelde kullanılan yöntemler detaylı bir şekilde anlatılmıştır. Acil Servis Performansı’nın hesaplanabilmesi için önemli faktörler ele alınmış ve bu faktörlerden uzman görüşü ile kriter listesi oluşturulmuştur. Bu kriterler, zaman ana kriteri altında kayıt süreci, bekleme süreleri ve tedavi süreci, kalite ana kriteri altında hizmet kalitesi, bilgi kalitesi ve fiziki koşullar ile maliyet ana kriteri altında işletme maliyeti, ekipman maliyeti, malzeme maliyeti ve işgücü maliyeti olarak şekillendirilmiştir. Bu kriterlerin Acil Servis Performansı’nı etkileyen ağırlıkları ile her bir kriterin performans değeri kullanılarak bir formül elde edilmiştir. Bu formül kullanılarak Acil Servis Performansı’nın hesaplanabilmesi için iki fazlı bir model oluşturulmuştur. Modeli ilk fazında, Analitik Ağ Süreci ile kriterler arası ilişkiler ve bu ilişkilerin dereceleri tespit edilerek her bir kriterin önem düzeyleri hesaplanmıştır. Sağlık sektörü çalışanlarından oluşan uzmanların katkılarıyla bu hesaplamalar yapılmıştır. Bu önem düzeyleri aracılığıyla kriterler ağırlıkları bulunmuş ve genel bir formülasyon ortaya çıkartılmıştır. İkinci fazda ise her bir kriter için değerlendirme ölçütleri belirlenmiş olup bu ölçütlerin performans değerlerine dönüşümü gerçekleştirilmiştir. Bu dönüşüm için Performans Dönüşüm Fonksiyonları oluşturulmuştur. Kantitatif kriterler için yapılan ölçümler üstel tek boyutlu değer fonksiyonları aracılığıyla performans değerlerine dönüştürülmüştür. Kalitatif kriterler için ise Likert ölçeği kullanılarak ölçümlendirme yapılmış ve Heaviside basamak fonksiyonları aracılığıyla performans değerlerine dönüşümleri gerçekleştirilmiştir. Elde edilen kriter ağırlıkları ile her bir kriter için bulunan performans değerleri, oluşturulan formüle yerleştirilerek Acil Servis Performansı ölçümü tamamlanmıştır. Ortaya çıkan genel performans değeri için bir ölçek oluşturulmuş ve Acil Servis’in etkin çalışma düzeyi sözel ölçek ile anlamlı kılınmıştır. Buna göre, herhangi bir Acil Servis’e uygulanabilecek olan model sonucunda ortaya çıkacak değer sonucunda Acil Servis’in ideal düzey ile tehlikeli düzey aralığında yer alan konumu tespit edilebilecektir. Çalışmada önerilen model İstanbul’da yer alan büyük bir Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin Acil Servis’inde uygulanmıştır. Uzmanlar ile yapılan çalışmalar sonucunda kriter ağırlıkları bulunmuş, daha sonra Acil Servis’te yapılan ölçümler ile kriterlerin performans değerleri elde edilmiştir. Tüm bu verilerin birleştirilmesiyle Acil Servis Performansı için oluşturulan formül kullanılarak uygulama yerinin genel performansı hesaplanmış ve güçlü ve zayıf noktaları tespit edilmiştir. Uygulama yerinin kabul edilebilir düzeyde bir etkinlik düzeyine sahip olduğu belirlenmiştir. Daha sonra her bir kriterin performans değerleri incelenmiş olup hangi noktalarda güçlü, hangi noktalarda zayıf olduğu yorumlanmış ve bu zayıflıkların giderilmesine yönelik yapılabilecek Sağlık Hizmetleri Yönetimi çalışmaları önerilmiştir. Son bölümde, yapılan çalışma özetlenmiş ve kurulan modelin avantaj ve dezavantalarından bahsedilmiştir. Daha sonra bu dezavantajların nasıl yok edilebileceği incelenmiş ve gelecekte yapılabilecek çalışmalar için öneriler getirilmiştir. Bu öneriler ışığında, bir Acil Servis için uygulanan bu çalışmanın Türkiye’de yer alan tüm Acil Servisler’e uygulanabileceği tespit edilmiş olup; kapsamlı bir inceleme ile Türkiye’deki Acil Servisler’in etkinlik düzeylerinin belirlenip kıyaslanabileceği, ve Sağlık Bakanlığı’na yol gösterecek bir proje dahilinde zayıf noktaların tespit edilip, bu zayıf noktaların giderilebileceği bir çalışma yapılmasının uygun olacağına kanaat getirilmiştir. Ek olarak, yapılacak değişiklikler ve eklenecek ülkelere özgü özellikler ile tüm dünyadaki Acil Servisler’de kurulan bu modelin uygulanabileceği belirtilmiştir.
-
ÖgeAn adaptive forecasting methodology by utilizing change point detection technique on time series(Institute of Science And Technology, 2020-03-16) Naser Naemi Avval, Ali ; Beyca, Ömer Faruk ; 507161134 ; Industrial Engineering ; Endüstri MühendisliğiThe objective of the exponential smoothing forecasting is to use past observations to form future forecast, to do this algorithm use past data by multiplying specific weight of for each observation in order to magnify the importance the most recent observation compare to older ones, in most of the samples of past observations there are some abrupt change lying beyond which called time series data that called change points, they have a direct impact on forecast values and cause portion of errors called residual inside the estimated values, while it is data analysts monitor these changes by using several methods to clarify the reasons of the these outliers and preserve the operation or data points from further change points, removing these outliers from training sets of the forecasting algorithms can improve the efficiency of estimated values too. In this research we used Holt-winters and ARIMA method to forecast the next 30 day electricity consumption according to our data, such that we changed the process of the Holt-Winters(HW) exponential smoothing forecast such that instead of fitting whole data points using HW we conducted a graph based CPD method, this method uses two sample test called minimum spinning tree(MST) to form a graphical view of data points to find two sample of data according to connection between data points. And as another change point detection approach we used dynamic time wrapping method to cluster the data so that we identified 9 outlier points and eliminated them from data. using the outcome of graph-based method which searches for single change point called τ it separates the whole data into two samples, one before the change point and the other after the change point, then HW conducts separately on two samples, while for one of the samples these are real data points instead of the second one we added fitted values of the second sample, comparing new outcomes with normal HW outcomes with real data points using mean absolute percentage error (MAPE), and also we used the outcome of the dynamic time wrapping and its forecast error to compare them with the graph-based method, these results suggest that new method lowers the difference between real values and forecasted values thus this method can cause more accurate results comparison with traditional ARIMA and exponential smoothing method.
-
ÖgeAile şirketlerinde stratejik yönetim : Türk tekstil sektöründe bir vaka analizi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1999) Demirbaş, C. Verda ; Polat, Seçkin ; 83043 ; Endüstri MühendisliğiStrateji, işletmeye yön vermek ve rekabet üstünlüğü sağlamak amacıyla, işletme ve çevresini sürekli analiz ederek uyum sağlayacak amaçların belirlenmesi, faaliyetlerin planlanmsı ve gerekli araç ve kaynakların yeniden düzenlenmesi sürecidir. Stratejik yönetim ise etkili stratejiler geliştirmeye, uygulamaya ve sonuçlarını değerlendirerek kontrol etmeye yönelik, kararlar ve faaliyetler bütünüdür. Yönetim hiyerarşisinin her bir kademesindeki yöneticilerin sorumluluk alanları ve olaylara bakış açılan birbirinden farklı olduğundan, örgütlenme yapısına göre değişik seviyelerde strateji geliştirilebilmektedir. Bunlar; şirket stratejileri; farklı işletmeler ve değişik iş gruplarına sahip bir şirketin bütün olarak stratejilerini ifade eder, işletme stratejileri; belirli bir sanayi kolu veya pazarda nasıl rekabet edilebileceği, ne tür faaliyetler yapılacağıyla ilgilidir, fonksiyonel strateji ise işletme içerisindeki fonksiyonel birimlere ait kararlardan oluşmaktadır. Stratejik yönetimin süreci, özel bir karar alma veya problem çözme süreci olarak düşünülebilir. Dolayısıyla stratejik yönetim, karar alma sürecinde olduğu gibi, genel bir yaklaşımla plânlama, uygulama ve değerlendirme safhalarından meydana gelir. Sürecin başlangıcını, amaçların tespiti ve uygun stratejilerin geliştirilmesi, tanımlanması oluşturur. Daha sonra, bunların uygulanması ve sonuçlarının kontrol edilerek değerlendirilmesi takip eder. Stratejilerin geliştirilmesi ve planların hazırlanması aşamasında, dış çevre analizinin; fırsat ve tehditlerin belirlenmesi, işletme içi analizlerinin; işletmenin güçlü ve zayıf yönlerinin belirlenmesi, yani SWOT Analizinin uygulanması ve stratejik amaçların, yönetim değerlerinin ve örgütsel önceliklerin belirlenmesi gereklidir. Strateji geliştirildikten ve stratejik plânlar hazırlandıktan sonra yapılması gereken ilk faaliyet, stratejilerin başarıyla uygulanabilmesi için organize edilmesidir. Stratejinin işletmenin diğer özellikleriyle uyum içerisinde olması gereklidir. Bu uyum öğeleri: (7S) Yapı, Ortak Değerler, Sistemler, Kabiliyetler, Çalışanlar, Yönetim Tarzı ve Stratejidir. Tasarlanmış stratejileri gerçekleşen stratejilere dönüştürme prosesi; strateji uygulamasının en kritik unsurları olan; entegrasyon, organizasyon yapısı (kuruluş yapısı), kontroller ve liderlik, dört elemanı dikkate alınmalıdır. Stratejik yönetim sürecinin son adımı; uygulanan stratejilerin sonuçlarının değişik boyutlarda gözden geçirilmesi, stratejik uygulamaların nasıl gittiği, amaçların ve planların ne kadar başanlabildiğinin belirlenmesi stratejik yönetim sürecinin son adımı, kontrol ve değerlendirme aşamasıdır. Bu adım sürece geri besleme sağlamaktadır. vii Tez kapsamında literatür araştırması ve vaka analiziyle incelenecek olan aile şirketlerinde stratejik yönetim konusuna geçilmeden önce aile şirketi tanımından bahsedilmesi gerekidir. Şirket yönetiminde sahipliğin, temel politik karar organlarının ve hiyerarşik yapının önemli bir kısmının belli bir ailenin üyelerinden oluşması halinde ailesel yönetim sözkonusu olmaktadır. Bu yönetim şeklinin en önemli özelliği, üst yönetim kademelerinin belirli aile fertlerine veya akrabalara açık olması ve tercih edilmelidir. Bu tür yönetime dünya genelinde ekonomik çabaların başlangıç dönemlerinde geniş ölçüde rastlanmaktadır. Aile şirketlerinde yöneticilik, katılımsal olarak geçmekte belli bir aileye mensup olma ve yakınlık yönetim kadrolarına gelmede etkin olmaktadır. İşletme ile ilgili kararlarda söz sahibi aile ve onun bireylerinin oluşturduğu kurullar tarafından alınmaktadır. Aile şirketlerinin özel yapılarından kaynaklanan, kendilerine has stratejik üstünlükleri ve zayıflıkları vardır. Tez kapsamında, bu özellikler ve aile şirketlerinde stratejik yönetim süreci analiz edilecektir. Tez kapsamında analiz edilen vaka, Türk tekstil sektöründe faaliyet gösteren bir aile şirketidir. 1989 da perakende satış yapmak, alıp-satmak amacıyla kurulmuş, 1998 de, üretim yapan, aylık üretim kapasitesi 100.000 adede ulaşmış ihracatçı bir işletme haline gelmiştir. Vaka analizinin ilk adımında Türk tekstil sektörünün gelişimi analiz edilmiştir. Daha sonra analiz yapılmak üzere seçilmiş olan işletmenin sahipleri ve çalışanlarıyla bir çok kez görüşülerek, analiz aşamasında gerekli olabilecek tüm bilgiler alınmıştır. İşletmenin kurulduğu günden itibaren verilmiş olan tüm stratejik kararlar ve iş sahiplerinin bu kararlan verirken hangi gerekçeleri dikkate aldıkları, bu stratejilere yönelik hangi eylemleri gerçekleştirdikleri belirlenmiştir. Bu stratejiler gruplandığmda işletme hayatında değişimlerin yaşandığı noktalar belirginleşmiştir. Bu gruplamaya göre işletmenin kuruluşundan günümüze kadar geçen sürede yaşadığı evreler 4 başlık altında toplanmıştır: Kuruluş Dönemi, İhracata Geçiş Donemi, Büyüme Dönemi ve Duraklama Dönemi. Her dönem için işletmenin "Çalışanlannm Profili", "Ürün Çeşitleri", "Müşteri Tanımı", "Kalite Politikası", "Piyasa / Sektörün Durumu", "Rakipler" tanımlanmıştır. Bu önemli faktörlerin belirlenmesinden sonra, işletmenin almış olduğu kararların, işletmenin güçlü ve zayıf yönleri, dış çevre fırsat ve tehditleriyle ne kadar uyumlu olduğunun belirlenmesi amacıyla her dönem için SWOT Analizi yapılmıştır. Bir sonraki adımda işletmenin belirlemiş olduğu stratejilerin, işletmenin diğer öğeleriyle uyumunun analiz edilmesi amacıyla, her dönem için 7S Analizi yapılmıştır. Tez kapsamında, Türk Tekstil-Konfeksiyon Sektörü'nde faaliyet gösteren bu aile şirketinin stratejik karar alma süreçleri analiz edilmiş, literatür araştırması çalışmasıyla birleştirilerek sonuçlar değerlendirilmiştir.
-
ÖgeAkademik Performans Değerlendirmesi İçin Bir Çok Ölçütlü Bulanık Karar Verme Modeli(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Kaptanoğlu, Dilek ; Özok, Ahmet Fahri ; Endüstri Mühendisliği ; Industrial EngineeringAkademik performans, bir akademisyenin değişik ölçütler bir arada göz önüne alınarak belirlenen değeridir. Akademik performansın değerlendirilmesi için; kolay, akademisyenlerin verilerini aynı bazda değerlendirebilen, esnek, sözel olarak ifade edilen ölçütleri sayısallaştırabilen bir model yoktur. Akademik yükseltilme ve atanma ölçütleri adı altında sıralanan ölçütler ve bunların puanlarından oluşan sistemler kullanılmaktadır. Kullanılan ölçütlerin ağırlıklarının saptanması da ayrı bir tartışma konusudur. Akademik performans değerlendirme problemi içerdiği belirsizlik ve ancak öznel değerlendirilebilen ölçütleri ve ölçütlerin hiyerarşik yapısı nedeniyle, bir çok ölçütlü bulanık karar verme problemi olarak modellenmeye uygun görülmüş ve bu çalışmada, bulanık analitik hiyerarşi prosesi esaslı bir model çalışması yapılmıştır. Chang’in bulanık analitik hiyerarşi prosesi modelinin temel alındığı çalışmada üç ayrı bulanık sıralama yöntemi kullanılmış ve sonuçlar tartışılmıştır.
-
ÖgeAksiyomlarla Tasarım Esaslı Bulanık Karar Destek Sistemi Geliştirme Ve Bir Uygulama(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2010-04-22) Çebi, Selçuk ; Kahraman, Cengiz ; Endüstri Mühendisliği ; Industrial EngineeringÇalışmada aksiyomlarla tasarım yönteminin bağımsızlık aksiyomunun bulanıklaştırılması ve bulanık bilgi aksiyomunun iyileştirilmesi yapılmıştır. Bağımsızlık aksiyomu kapsamında, tasarım matrisinde ilişkilerin dereceleriyle değerlendirilmesine imkân sağlanmış ve tasarım matrisinin fonksiyonel bağımsızlığını ölçen formüller önerilmiştir. Bağımsızlık aksiyomunun bulanıklaştırılması, tasarım matrisindeki zayıf ve güçlü ilişkilerin dikkate alınmasında, farklı tasarım parametreleriyle oluşturulan tasarımlardan iyi olanının seçiminde ve tasarım parametrelerinin önem derecelerinin belirlenmesinde tasarımcıya yardımcı olur. Çalışmada ayrıca, sadece seçim amaçlı kullanılan bilgi aksiyomu, çeşitli karar verme problemlerinin çözümünü içerecek şekilde geliştirilmiştir. Çok ölçütlü karar verme problemleri, kesin değer, beklenen değer, eşik değer ve sıralama problemleri olarak çeşitli sınıflara ayrılmış ve bilgi aksiyomunun kullanımı için problem türlerine göre fonksiyonel gereksinim tanımları yapılmıştır. Böylece, geliştirilen bilgi aksiyomu, karar vericinin beklentisini dikkate alan ve çeşitli karar problemlerine uygulanabilen etkin bir karar verme aracı haline dönüştürülmüştür. Ayrıca yöntem, aynı problemde yer alan rasyonel değerlendirmeleri de dikkate alarak çözüm sunabilecek şekilde geliştirilmiştir. Bir diğer iyileştirme ise; sadece kıyaslama aracı olarak kullanılan tasarıma ait bilgi içeriği değeri çalışma kapsamında geliştirilerek tasarıma ait başarım oranı tanımı yapılmıştır. Çalışmada ayrıca literatüre, geliştirilen tasarım aksiyomlarını içeren bir karar destek sistemi önerilmiştir. Önerilen yöntem ergonomik açıdan binek otomobiller için koltuk ve gösterge tasarımlarına uygulanmıştır.
-
ÖgeAksiyomlarla Tasarım Yaklaşımı İle Robot Kolu Seçimi İçin Bir Karar Destek Sistemi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2012-02-07) Bahadır, Mehmet Çağatay ; Satoğlu, Şule Itır ; 423121 ; Endüstri Mühendisliği ; Industrial EngineeringKüreselleşmenin etkisi ile birlikte yoğun rekabet ortamı, işletmelerin yönetim anlayışlarının değişmesine neden olarak, üretim faktörlerini daha etkin kullanmak amacıyla stratejiler belirlemeye ve uygulamaya zorlamaktadır. İşletmeler, sürdürülebilirliklerinin sağlanması amacıyla fiyat, kalite, verimlilik, hızlı yanıt, çevre yönetimi, ürün çeşitliliği ve esneklik üzerine stratejiler üretmeye ve bu stratejileri rekabet gücü olarak kullanmaya başlamışlardır. Bunun yanında; teknolojide meydana gelen bu hızlı gelişimin etkisi ile; teknoloji kavramı, insan yaşamının vazgeçilmez bir parçası haline gelmiş ve işletmelerin üretim faaliyetlerinde bu stratejilerin uygulanması için yer edinmiştir. Buna paralel olarak da, üretimde insan faktörünün yerini robot sistemleri almaya başlamıştır. Bütünleşik birçok alt sistemden oluşan robot sistemleri karmaşık yapıya sahiptir. Bu yapıları nedeniyle robot sistemlerinin tasarımı yapılırken, uygun alt sistemlerin tasarımı önemli ve zor bir süreçtir. Robot sistemleri tasarım sürecinin temel aşamalarından biri olan üretim sistemine uygun robot kolu seçimi işlemi, sistemin işlevselliği ve amacına ulaşması bakımından önemli bir konudur. Bu çalışmada, üretim sistemine uygun robot kolu seçimi amacıyla çok ölçütlü karar verme sürecinde kullanılan ve bilimsel bir metod olan Aksiyomlarla Tasarımdan yararlanılarak “endüstriyel robot kolu seçimi metodolojisi” önerilmiştir. Çalışmada literatürden yararlanılarak; birbirinden bağımsız olduğu ve Aksiyomlarla Tasarımın bağımsızlık aksiyomunu gerçekleştirdiği varsayılan endüstriyel robot kolu seçimi ölçütleri saptanmıştır. Belirlenen ölçütler, robot kolundan beklenen özellikler ve kısıtlar dikkate alınarak filtreleme ölçütleri ve sayısal ölçütler olarak gruplandırılıp, iki ana aşamadan oluşan metodoloji yardımıyla seçim işlemi gerçekleştirilmektedir. Birinci aşamada, robot kolu alternatifleri filtreleme ölçütlerinden yararlanılarak süzülmüş; ikinci aşamada ise elemeden geçen her bir robot kolu alternatifine ait bilgi içeriği bilgi aksiyomu prensibinden yararlanılarak hesaplanmıştır. Sayısal ölçütler, kontrol edilebilen ve kontrol edilemeyen ölçütler olarak sınıflandırılmış; tasarım ve sistem aralıkları kavramları bu ölçüt tiplerine göre tekrar tanımlanarak bilgi içeriği hesaplanmasında bu kavramlardan yararlanılmıştır. Optimum robot seçimi “en iyi tasarım minimum bilgi içeriğine sahiptir” prensibine diğer bir deyişle bilgi aksiyomuna dayalı olarak yapılmıştır. Bununla birlikte; bir tür karar destek sistemi, yazılımla bütünleştirilerek geliştirilmiştir. Bu karar destek sistemi, gıda sektöründe faaliyet gösteren bir firmanın paketleme süreci için endüstriyel robot kolu seçimine uygulanmıştır.
-
ÖgeAktivitelere dayalı yönetim(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1997) Özkaynak, Anıl ; Seraslan, M. Nahit ; 66466 ; Endüstri MühendisliğiGünümüzde, teknolojinin hızla ilerlemesinin yanında, ortaya çıkan yeni üretim, rekabet ve yönetim felsefeleri, işletmelerin rekabet avantajı sağlamak için maliyetlerine odaklanmasını kaçınılmaz kılmıştır. İşletmelerin maliyet yapısındaki değişiklik, işçilik oranları düşerken, genel gider ve teknoloji giderlerinin artması da, geleneksel maliyetleme sistemlerinin yetersiz kalmasına neden olmuştur. Birinci bölümde, yeni üretim çevresinin doğurduğu rekabet ortamı ve bununla ilgili yeni yönetim felsefeleri aktarılmış, bu yeniliklerin Jiıgrıy^LyöQetUm--sistemleri ile ilişkileri açıklanmıştır. Şirketlerin maliyet yapılarındaki değişikliğin yanında yönetimin giderek artan bilgi gereksinimini yeni yönetim muhasebesi sistemlerinin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Geleneksel maliyet muhasebesi sistemlerinin eksikliklerine karşılık, ilk defa 1980'lerde, A.B.D. 'de, 4Jrtjjfltelefe--l^^ah~#a%ejy^BdJmae (ADM) adı altında yeni bir maliyet anlayışı ortaya çıkmış ve hızla yaygınlaşmaya başlamıştır. ADM'nin temelinde, kaynakların aktiviteler tarafından tüketildiği, ve bu aktivitelerin işletmenin ürünlerini üret mekte kullandığı gerçeği yatmaktadır. Dolayısıyla kaynakların maliyetleri ürünlere aktiviteler üzerinden taşınmalıdır. Aktiviteler, zamanın nasıl kullanıldığını ve süreçlerin çıktılarını açıklayarak şirketin yaptığı işleri tanımlar. Üçüncü bölümde, ADM'nin ilkeleri açıklanmış, aktivitelere dayalı sistemlerin temeli olan aktiviteler ayrıntılı olarak incelenmiştir. ADM'nin bir işletmede sağlıklı bir şekilde yürütülebilmesi için doğru bir aktivite analizine dayanması gerekir. Dördüncü bölümde, bir işletmenin aktivitelerinin nasıl analiz edilebileceği adım adım anlatılmış, önem verilmesi gereken hususlar belirtilmiştir. Beşinci bölümde aktivitelere dayalı maliyetlerin hesaplama yöntemi ayrıntılı bir şekilde anlatılmış ve küçük bir örnek ile desteklenmiştir. işletmenin aktivite maliyetlerini bulması ile birlikte, birçok maliyet nesnesinin maliyetini kolaylıkla hesaplayabilir duruma gelmiştir. Bu maliyet nesneleri ürün, müşteri, yansanayi, kalite gibi maliyeti hesaplanabilir, şirketin kararlarını etkileyici birimleri kapsar. Bu çalışma kapsamında, altıncı bölümde, birçok işletme için en önemli maliyet nesnesi olan ürünlerin maliyetlerinin hesaplanmasına değinilmiştir. Aktivitelere Dayalı Yönetim(ADY), ADM tekniklerini ve bunlarla elde edilen maliyetleri de kullanarak işletme süreçlerinin incelenmesini ve iyileştirilmesini ve performans ölçümü konularını bir arada işlemektedir. Müşteriye odaklanma, yeniden yapılanma, basitleştirme, kayıpları azaltma, değer katmayan aktiviteleri ortadan kaldırma gibi amaçlar işletmelerin süreç iyileştirme üzerinde önemle durmalarına neden olmuştur. Yedinci bölümde süreç yaklaşımı ile çeşitli süreç iyileştirme teknikleri anlatılmıştır. Sekizinci bölüm, Aktivitelere Dayalı Yönetimi ve süreç yönetiminin önemli bir parçası olan performans göstergelerine ayrılmıştır. Performans göstergeleri, şirketin amaçları ve ulaşmak istediği nokta ile süreçleri ve aktiviteleri arasındaki ilişkiyi kurmak için tanımlanır. Bu bölümde süreçlere yönelik bazı performans göstergeleri önerilmiştir. Dokuzuncu bölüm ADM teknikleri ışığında, aktivitelere dayalı yönetim yaklaşımı ile genel bir yöntem ortaya koymakta ve bu yöntemin bir işletmede ürün maliyetlerinin aktivitelere dayalı olarak hesaplanmasından oluşan bir uygulamayı içermektedir. Aktivite analizi, aktivite maliyetlerinin ve ürün maliyetlerinin hesaplanmasının yürütül düğü ve desteklendiği bu programın teknik bilgileri ve raporları eklerde sunulmuştur. Sonuçlar bölümünde, ADY'nin işletmelere ve yöneticilere getirdiği faydalar anlatılmış ve uygulanmasındaki bazı zorluklara değinilmiştir.
-
ÖgeAkış Tipi Çizelgeleme Problemlerinin Genetik Algoritma İle Çözüm Performansının Artırılmasında Parametre Optimizasyonu(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Engin, Orhan ; Fığlalı, Alpaslan ; Endüstri Mühendisliği ; Industrial EngineeringBu çalışmada, akış tipi çizelgeleme problemlerinin Genetik algoritma ile çözüm performansının artırılmasına yönelik olarak Genetik algoritmalarda kullanılan altı ayrı kontrol parametreleri test edilmiştir. Bu parametreler, başlangıç popülasyonu, üreme yöntemi, çaprazlama yöntemi, mutasyon yöntemi, çaprazlama ve mutasyon oranlarıdır. Akış tipi çizelgeleme problemlerinde; GA ile optimum veya optimuma yakın çözümlere daha düşük nesil sayılarında ulaşabilmek için, başlangıç popülasyonunun 40; iki makine için, “kısmı yapay seçim” üreme yönteminin, çok makine için, “akış zamanlı rulet çemberi” üreme yönteminin; çaprazlama yöntemi olarak, “sıralı çaprazlamanın”; çaprazlama oranının ,%60-%100 ve mutasyon oranının, %40-%70 arasında seçilmesinin uygun olacağı belirlenmiştir. Uygun bulunan bu parametreler iki farklı seviyede kullanılarak deney tasarımı yapılmıştır. Sonuçlar literatürdeki çalışmalar ile karşılaştırıldığında, parametre optimizasyonu ile akış tipi çizelgeleme problemlerinin optimum veya optimuma yakın çözümlerinin daha küçük nesil sayılarında ulaşılabileceği gözlenmiştir.
-
ÖgeAltı Sigma Metodolojisi Ve Türkiye’deki Uygulamaları(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Ergün, Ahmet Koray ; Cerit, Bülent ; Endüstri Mühendisliği ; Industrial EngineeringAltı Sigma metodolojisi, mükemmelliğe ulaşmayı amaçlayan şirketlerin süreçlerini iyileştirmede kullandıkları yeni bir kalite anlayışıdır. Bu çalışmada, Altı Sigma metodolojisinin kalite anlayışına kattığı yeni boyut ile iş dünyasına kazandırdıkları ortaya konulmuş, temel özelikleri ortaya çıkartılarak Türkiye’deki şirketler üzerinde uygulanabilirliği ile ilgili bir araştırma yapılmıştır. Altı Sigma’nın diğer kalite anlayışları ile ilişkisine, kullandığı araçlara ve organizasyonda yayılımına yer verilmiştir. 2003 yılına kadar Tükiye’deki şirketlerin Altı Sigma uygulamaları örnek altı şirket ile anlatılmıştır. Mükemmellik modellerinden esinlenerek ve literatür araştırmasından elde edilenlerle oluşturulan Altı Sigma ile ilgili önermeleri içeren bir saha çalışması yapılarak Türkiye’deki farklı profillerdeki şirketlerin Altı Sigma’ya duydukları ihtiyaç ve Türkiye’deki şirketlerin bu yeni metodolojiye ne kadar hazır oldukları ortaya çıkarılmaya çalışılmıştır. Elde edilen sonuçlar doğrultusunda Türkiye’deki şirketlerin toplam kalite anlayışı doğrultusunda kalite hedeflerine ulaşmaları için Altı Sigma metodolojisini kullanabilecekleri belirtilmiştir.
-
ÖgeAltı Sigma Metodu Ve Bir Şirket Uygulaması(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Akarslan, Birant ; Özkan, Coşkun ; Endüstri Mühendisliği ; Industrial EngineeringBu çalışmada, Altı Sigma metodunun temelini oluşturan tanımlama, ölçme, analiz, iyileştirme, kontrol yöntemleri detaylı bir biçimde incelenmiştir. Altı Sigma baz olarak istatistiki işlemlere dayandığından, metodu oluşturan temel istatistik bilgisi üzerinden geçilmiş ve bunu müteakip ileri düzeyde istatistik bilgisi verilmiştir. Ayrıca Altı Sigmanın dünya üzerindeki başarı öykülerinden ve firmalara kazandırdıklarından bahsedilmiştir. Toplam Kalite Yönetimi metodlarıyla birebir bağımlı olmalarından dolayı Toplam Kalite Yönetiminde kullanılan belli başlı metodlara da değinilmiştir. Yüksek lisans tezinin bir sonraki aşamasında bir Altı Sigma uygulamasının bir firmada adım adım nasıl uygulanabileceğine değinilmiştir. Altı Sigmanın uygulaması esnasında tanımlama aşamasındaki önemli aşamalardan proje sözleşmesi, proses haritası, müşterinin sesi gibi bileşenlere, ölçme safhasında akış şemaları, neden sonuç diyagramlarına, analiz safhasında regresyon, korelasyon ve merkezi limit teoremlerine, iyileştirme ve kontrol safhalarında ise atılması gereken adımlar ve alınması gereken önlemlerden bahsedilmiştir.
-
ÖgeAltı Sigma Ve Çağrı Merkezi Sektöründe Bir Uygulaması(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2010-07-14) Tırpan, Eylem ; Cerit, Bülent ; Endüstri Mühendisliği ; Industrial EngineeringBu tez çalışmasında, Altı Sigma, hizmet sektörü özelinde incelenmiş ve hizmet sektöründeki gerçek bir uygulamasına yer verilmiştir. Çalışmanın birinci bölümünde Altı Sigma’nın temel kavramlarına yer verilmiştir. İkinci bölümde Altı Sigma uygulamalarındaki temel stratejilere değinilmiş, Altı Sigma yaklaşımının çözüm olarak ortaya koyduğu iki metodoloji olan TÖAIK ve DFFS metodolojileri anlatılarak özellikle öne çıkan ve daha yaygın olarak kullanılan TÖAIK döngüsü ve adımları hakkında bilgi verilmiştir. Üçüncü bölümde Altı Sigma uygulamalarında en sık kullanılan araç ve yöntemlere yer verilmiştir. Dördüncü bölümde Altı Sigma uygulamalarından istenilen sonuçların elde edilebilmesi için gereken organizasyon yapısı, temel roller, bu rollerin görevleri ve sahip olmaları gereken yetkinlikler paylaşılmıştır. Beşinci bölümde, şirketlerin Altı Sigma çalışmalarından hedefledikleri faydaları sağlayabilmeleri için gereken kritik faktörlere değinilmiştir. Altıncı bölümde, Altı Sigma uygulamaları hizmet sektörü özelinde incelenmiştir. Yedinci bölüm olan son bölümde ise hizmet sektöründe çağrı merkezi faaliyeti yürüten bir şirkette gerçek bir Altı Sigma uygulamasına yer verilmiştir.
-
ÖgeAltı Sigma ve Türkiye uygulaması(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2004) Karaköse, Mehmet Ali ; Cebeci, Ufuk ; 152386 ; Endüstri MühendisliğiBu tez çalışması, Altı Sigma, Altı Sigma Araçlarına yönelik olarak gerçekleştirilen uygulama çalışmaları ve Altı Sigma organizasyonunda yönetimin rolü ve katılımına yönelik gerçekleştirilen bir anket çalışmasını içermektedir. Birinci bölümde değişim, değişimin gerekliliği ve kalite kavramı irdelenmiş ve Altı Sigma' ya kadar kalite adına gerçekleşen aşamalar açıklanılmaya çalışılmıştır. İkinci bölümde Altı Sigma' run ne olduğu, tarihsel gelişimi, işletmelere kazandırdıkları anlatılmış ve süreç yönetimi, müşteri, tasarım gibi Toplam kalite Yönetimi' nde de adı geçen bir çok kavramla olan ilişkisi açıklanılmıştır. Üçüncü ve dördüncü bölüm, Altı sigma uygulama metodolojisinin beş aşamasını ve bu aşamalarda kullanılan araçları içermektedir. Bu kapsamda her aşamanın ne anlama geldiği, neler yapılması gerektiği, her bir aşamada kullanılan uygulama araçları ve uygulama stratejileri üzerinde durulmuştur. Beşinci bölümde, altı sigma organizasyonunda yer oyuncular ve bu oyuncuları görevleri ile ilgili bilgiler verilmiştir. Bu bölümde ayrıca, her bir rol için gerekli eğitim programına yönelik eğitim içerikleri de ele alınmıştır. Altıcı bölümde, Altı sigma uygulamalarında başarının elde dilmesi için özellikle dikkat edilmesi gereken kritik basan faktörleri üzerinde durulmuştur. Bu kapsamda, özellikle proje seçimine yönelik olarak, örnek bir proje seçim modeli anlatılmıştır. Yedinci bölümde, Altı Sigma uygulama araçlarından bir kaçının bir tekstil ve kilit işletmesinde uygulanmasına yönelik olarak gerçekleştirilen çalışmaları ve bu çalışmaların sonuçlarım içermektedir. Sekizinci bölümde, altı sigmada yönetimin katılımı ve rolüne ilişkin gerçekleştirilen anket araştırmasına ilişkin bilgiler yer almaktadır. Anket araştırması neticesinde yönetimin rolü ve rol önceliği ile başan-yönetim katılımı arasındaki ilişki belirlenmeye çalışılmıştır. Son bölüm olan dokuzuncu bölümde ise, tez çalışması kapsamında gerçekleştirilen çalışma ve araştırmaların sonuçları ortaya konulmuştur.
-
ÖgeAltı Sigma Ve Yönetimde Bir Uygulama(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Çetin, Erdinç ; Bayraktar, Cahit Ali ; Endüstri Mühendisliği ; Industrial EngineeringBu çalışmada 6 Sigma yaklaşımı kullanılarak mavi yakalı eğitimleri için matematiksel bir eğitim öncelik modeli oluşturulmuştur. Model doğrultusunda mavi yakalılar için eğitim öncelik puanları hesaplanarak, hangi mavi yakalı çalışanın eğitim almada öncelikli olduğu hesaplanmıştır. İlk olarak DMAIC döngüsü çerçevesinde eğitim için çalışan seçiminde etkin faktörler belirlenmiş, sonra belirlenen bu faktörler ölçülmüş, analiz aşamasında ölçülen bu faktörler önceki verilen eğitimler üzerinden eğitime seçilmede etkin olan ana faktörler belirlenmiş, sonuçta modele girdi oluşturackalar elde edilip, iyilşetirme aşamasında müşteri beklentileri doğrultusunda kendi aralarında ve kendi içlerinde değerlendirilen faktörlerden model oluşturulmuştur. DMAIC döngüsünün son aşaması olan kontrol adımında ise mavi yakalılara verilen eğitimlerin, modelin gidişatı izleyebilmek için kontrol grafiği oluşturulmuştur.
-
ÖgeAltı Sigma Yaklaşımında Bulanık Süreç Yeterliliği Analizleri(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2010-06-15) Kaya, İhsan ; Kahraman, Cengiz ; Endüstri Mühendisliği ; Industrial EngineeringSüreç yeterlilik analizi (SYA), süreç kalitesi ve verimliliğinin sürekli geliştirilmesi amacıyla uygulanan istatistiksel süreç kontrol çalışmaları için önemli bir araçtır. Bu analiz, süreç yeterlilik indekslerinden (SYİ) faydalanarak sürecin çıktıları ile spesifikasyon limitlerini karşılaştırmaktadır. Eğer hesaplanan süreç yeterlilik indeksi değerleri daha önceden belirlenmiş kritik değerlerden daha büyük ise süreç “yeterli”, aksi durumda “yetersiz” olarak sınıflandırılmaktadır. Süreç yeterlilik indekslerinin taşıdıkları önemden dolayı daha esnek, daha duyarlı ve daha fazla bilgi içerecek şekilde analiz edilmesi daha yararlı olacaktır. SYA gerçekleştirilirken eksik bilginin ve/veya esnek tanımlamanın mümkün olduğu durumlarda spesifikasyon limitlerinin, süreç ortalamasının ve varyansın kesin değerler şeklinde tanımlanması süreç yeterlilik indekslerinin daha sınırlı bilgi içermelerine yol açmaktadır. Bu çalışmada süreç yeterlilik indekslerinin esneklik ve bilgi içeriğini arttırmak için bulanık küme teorisi kullanılmıştır. Bu amaç doğrultusunda ölçüm değerleri ve spesifikasyon limitleri dilsel değişkenler olarak ifade edilmiş ve daha sonra bu değerler bulanık sayı olarak değerlendirilmiştir. Ayrıca bulanık değerler için bulanık kontrol diyagramları elde edilmiştir. Bulanık kontrol diyagramları sürecin istatistiksel olarak kontrol altında olup olmadığını test ederek, SYA’nın doğruluğunu arttırmıştır. Bulanık ortalama, varyans ve spesifikasyon limitleri kullanılarak bulanık SYI (BSYI) elde edilmiştir. SYI indeksleri hem kesin hem de bulanık mantık çevresinde altı sigma yaklaşımı kapsamında değerlendirilmiştir. Elde edilen BSYI hem klasik mantıktaki kesin değeri üyelik derecesi 1,00 olacak şekilde içermekte hem de olabilecek tüm olası değerleri göstermektedir. Bu çalışmada ayrıca kusurlu ve kusursuz çıktı yüzdesinin bulanık olarak analiz edilmesi için bulanık normal dağılım yaklaşımı da kullanılmış ve bu değerler bulanık ortalama, varyans ve spesifikasyon limitleri değerleri kullanılarak hesaplanmıştır. Kusurlu ve kusursuz ürün yüzdesinin bulanık olarak hesaplanması, süreç mühendisleri için daha esnek bir değerlendirme imkânı sunmuştur.
-
ÖgeAnalitik Ağ Prosesi İle Yeni Nesil Koltuğun Sunulacağı Pazar Ve Ürün Tipi Seçimi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2012-07-06) Eren, Canan ; Koç, Tufan Vehbi ; 435873 ; Endüstri Mühendisliği ; Industrial EngineeringYeni ürün geliştirme, firmaların gerek yerel gerekse de global pazarlarda rekabet üstünlüğü sağlayabilmek için tercih edebileceği stratejilerden biri olmadan öte, günümüzde bir zorunluluk halini almıştır. Rekabetin dayandığı temeller günümüzde yaratıcılık, yenilik ve farklılık olurken bunun yolu da önemli ölçüde ürün geliştirmekten geçmektedir. Tüketicilerin beğenilerindeki, teknoloji ve rekabetteki hızlı değişim dikkate alındığında firmaların daimi olarak yeni ürün ve hizmetler sunmaları kaçınılmazdır. Rekabetin yoğun olduğu bir ortamda, müşteriye üstün kaliteli ürün ve hizmet sunulması, pazarın degişen ve gelişen gereksinim ve beklentilerinin yakından izlenip, bu gereksinimlerin hızlı bir sekilde karşılanmasını gerektirmektedir. Bu durumun farkına varan işletmeler gün geçtikçe bu faaliyetlerine daha çok önem verip, mevcut müşterileri ve pazarları için olduğu kadar, yeni müşteriler ve pazarlar için ürün geliştirmektedirler. Ürün geliştirme faaliyetleri sadece işletmeler için değil, aynı zamanda ülke ekonomisinin ihtiyaç duyduğu yenilik ve girişimcilik kavramlarını geliştirir ve büyümeye pozitif katkı yapar, nitelikli insan kaynaklarının yetişmesine, ülkeninin dinamizm kazanmasına ve rekabet potansiyelinin artmasına olanak sağlar. Bu çalışmada, öncelikle ürün ve yeni ürün geliştirme kavramları üzerinde durulmuş ve yeni ürün geliştirme süreci açıklanmıştır. Sonrasında karar verme süreci ve karar verme teknikleri ile ilgili bilgi verilmiştir. Sıklıkla kullanılan çok kriterli karar verme tekniklerinden detaylı olarak bahsedilmiştir. Teorik bilgilerden sonra, tezin uygulama bölümünde bir otobüs üretim işletmesinde yürütülen yeni nesil koltuk projesinden bahsedilmiş, proje sırasında geliştirilen yeni nesil koltukların sunulacağı pazar ve ürün tipi alternatifleri oluşturulmuştur. 4 adet alternatif belirlenmiş, hangisinin seçileceğine karar verebilmek için literatür araştırması yardımıyla 16 adet kriter oluşturulmuş, bu kriterler 4 ana kriter kümesi altında gruplandırılmıştır. Kriterler arasında hem iç hem de dış bağımlılık olduğu için çok kriterli karar verme tekniklerinden biri olan Analitik Ağ Prosesi uygulamasına karar verilmiştir. Ağ ve ilişkiler tanımlandıktan sonra konusunda uzman 4 kişinin ortak görüşüyle, modeldeki kriterler ikili karşılaştırma metodu ile ağırlıklandırılmıştır. Tutarsızlık oranları da hesaplanmış ve analiz edilmiştir. Model analizi ve kriterlerin ikili karşılaştırması için Super Decisions paket programı kullanılmıştır. Programda ortaya çıkan raporlar ve sonuçlar analiz edilerek değerlendirilmiş ve öneriler sunulmuştur.
-
ÖgeAnalitik ağ süreci ve promethee teknikleri ile hastane yer seçimi : Trabzon örneği(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2015) İmamoğlu, Gül ; Topcu, Yusuf İlker ; 392975 ; Endüstri MühendisliğiNüfus artışı, ortalama yaşam süresinin uzaması, değişen beslenme alışkanlıkları, salgın hastalıkların geniş bölgelere hızla yayılması gibi sebeplerle dünya genelinde sağlık sektörüne olan talep gün geçtikçe artmaktadır. Bu talep artışı sağlık sektörünün bel kemiği konumunda olan hastanelere duyulan ihtiyacı da arttırmaktadır. Türkiye, kişi başına düşen hastane yatak sayısı ve kişi başına düşen doktor sayısı gibi hususlarda Avrupa ülkelerinin gerisindedir. Hem bu eksikliği gidermek hem de artan sağlık taleplerini karşılamak için Türkiye'de yeni hastaneler kurulmasına büyük önem verilmektedir. Hastanelerin etkili bir şekilde toplum sağlığına katkı verebilmesi, çevre ile uyumlu olması ve sürdürülebilir başarı sağlaması için yer seçimi hayati önem taşımaktadır. Buna rağmen hastanelerin yer seçimleri üzerine yapılmış çalışmalar oldukça azdır. Hastaneler için uygun yer seçiminin belirlenmesi basit bir karar problemi değildir. Bu karar alınırken birçok etmenin değerlendirilmesi gerekmektedir. Hastaneler için uygun yer seçimlerinin yapılabilmesi, ancak geniş araştırmalar sonucu elde edilen verilerin kullanıldığı, rasyonel ve sayısal değerlendirme sistemlerinin uygulanması ile sağlanabilir. Trabzon ili, hem il içerisinde ikamet eden kişilerin hem de sağlık turizmi için ile gelen kişilerin oluşturduğu büyük sayıda hasta potansiyeline sahiptir. İl içerisindeki mevcut hastaneler ise giderek artan bu potansiyel hastaları karşılamakta zorlanmaktadır. Bu sebep ile Trabzon, özellikle son yıllarda yeni hastanelerin kurulduğu ve kurulmaya devam edilmesinin planlandığı bir şehir haline gelmiştir. Kurulacak hastanelerin etkili bir şekilde çalışmalarını sağlamak amacı ile Trabzon ili içerisinde yeni kurulacak bir hastane için en uygun ilçenin seçilmesine yönelik melez bir Çok Ölçütlü Karar Verme modeli sunulmuştur. Her karar modelinin içerisinde bulunduğu sistemin farklı özelliklerine göre modellenmesi uygun olacağından, uygulamanın yapıldığı Trabzon ili için belirleyici olacak kriterler saptanmıştır. Kriter ağırlıklarının Analitik Ağ Süreci (AAS) ile belirlendiği ve değerlendirmenin PROMETHEE Tekniği ile yapıldığı bu melez yöntem ile Trabzon ilindeki ilçeler hastane kurulmasına uygunluğuna göre sıralanmıştır. Elde edilen sıralamada özellikle ilk üç sırada yer alan ilçelerin uygun olma, son sırada yer alan ilçenin uygun olmama sebepleri irdelenmiş, ilçelerin üstün ve zayıf olduğu kriterlere dikkat çekilmiştir.
-
ÖgeAnalitik hiyerarşi prosesi yardımıyla kalite fonksiyon açınımında önceliklendirme(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1998) Özarpacı, Cem Görkem ; Tolga, Ethem ; 75361 ; Endüstri MühendisliğiGünlük yaşamımızda gerek özel gereksede işimizle ilgili bir çok kararlar vermek zorunda kalırız. Bu kararlar genelde bir çok kısıt altında, birden fazla faktörün etkileşimde bulunduğu durumlar altında alınır. Bu çalışma, karar verme destek sistemleri dahilinde mevcut çok ölçütlü deterministik yöntemleri incelemeyle başlamıştır. Çok ölçütlü karar verme destek sistemleri içinde insan beyninin doğal çalışma sistemine benzer bir yaklaşım sunan analitik hiyerarşi prosesi yöntemi üzerinde durulmuştur. Analitik Hiyerarşi Prosesi, bir amacı veya hedefi etkileyen etmenleri biribirine benzer özellikler allında gruplandırır ve amaca uygun hiyerarşiler kurarak her düzeyin amacı ne kadar ve nasıl etkilediğine dair önceliklendirmeler yapan bir karar verme destek sistemidir. Pazarlama fonksiyonlarını dikkate aldığımızda, tüm kurulan stratejilerin, planların ürünün müşteri tarafından daha doğru algılanması, bir marka bilinci yaratılması ve ürün bağlılığın yaratılması üzerine olduğunu görürüz. Bunun dışında kalan aktiviteler destekleyici satış, dağıtım gibi aktivitelerdir. Tüm bunlar dikkate alındığında ürünün tasarım ve fonksiyonduk açısından müşteri beklenti ve ihtiyaçlarını tam olarak karşılaması hatta müşterileri özellikleri bakımından müşteriyi heyecanlandırması gereklidir. Bu nedenle Kalite Fonksiyon Açınımı tekniği müşteri beklentilerini ürün üzerine yansıtmada çok kullanışlı bir metodtur. Bu çalışmada, Kalite Fonksiyon Açınımı metodunda kullanılacak müşteri isteklerinin önceliklendirilmesinde Analitik Hiyerarşi Prosesi yönteminin uygunluğu gösterilmektedir. Sonuçta müşteri beklentileri AHP ile önceliklendirilmiş ve bulunan sonuçlar ile Kalite Fonksiyon Açınımı yöntemi uygulanmıştır.
-
ÖgeAnalitik hiyerarşi yöntemi ile performans değerlendirme(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2000) Kara, Nurhan ; Fığlalı, Alpaslan ; 101208 ; Endüstri MühendisliğiGünümüzde, globalleşen dünya, gelişen teknoloji, artan rekabet, firmaları ayakta kalabilmek için amansız bir yanşa itmektedir. Şirketler var olabilmek için farklılaşmak zorundadır. Teknolojinin hızla geliştiği günümüzde, işletme kaynaklarından malzeme, makine, teçhizat veya sermaye ile uzun vadeli farklılaşma yaratmak olası değildir. Oyun değişti. Kuralları da tabi.. Para, pul, teknoloji artık eski hükümdarlığını sürdüremiyor. Daha doğrusu rekabette ön sıralarda yer almak için yeterli değil. Küresel pazarlarda çekişen şirketlerin yeni kahramanı "insan". Üstünlük kimde yansında eski aktörler yerlerini bu yeni kahramana bıraktı ve insanoğlu hak ettiği itiban geri kazandı. Teknolojik gelişmeleri takip etmek; modem yönetim ve pazarlama yöntemlerine başvurmak; araştırmalara ve maliyet düşürme tekniklerine yatınm yapmak; yeni ürün tasarımları gerçekleştirmek artık eskisi kadar önemli değil. Çünkü rakip şirketler her türlü modeli, yöntemi taklit etmekte ustalar. Oysa elemanlarına yatınm yapan ve gücünü çalışanlarından alan şirketleri ise taklit etmek mümkün değil. Evet, günümüzün silahı "insan". Şirketin başansı insanına, insanının başarısına bağlı. Çalışanların başarısının değerlendirilmesi hayati önem taşıyor. İnsan Kaynaklan Yönetimi giderek önem kazanıyor ve Performans Değerlendirme insan kaynağını etkin olarak kullanabilmek için vazgeçilmez bir enstrüman haline geliyor. "Analitik Hiyerarşi Yöntemi (AHP) ile Performans Değerlendirme" konulu tez çalışmasında, İnsan Kaynaklan Yönetimi ve Performans Değerlendirmeye ilişkin genel bilgiler verilmiş ve AHP ile Performans Değerlendirme konusunda bir uygulama çalışması yapılmıştır. Yapılan uygulamada, Standart Puanlandırma Cetvelleri ve AHP ile Performans Değerlendirme Yöntemleri kullanılmış elde edilen sonuçlar karşılaştırılmıştır.