Türk Müziği Lisansüstü Programı
Bu topluluk için Kalıcı Uri
Gözat
Yayın Türü "Thesis" ile Türk Müziği Lisansüstü Programı'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
Öge19. Yüzyılda İstanbul’da Osmanlı Makam Müziğinin Yapıldığı Mekanlar Ve Batılılaşma'nın Bu Müzik Mekanları Üzerine Etkileri(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2010) Koytak, Ahmet Selim ; Toksoy, Atilla Coşkun ; Türk Müziği ; Turkish MusicOsmanlı'da Makâm müziğinin eğitim ve icrâsı, her dönemde Saray dışında tekkeler, evler, konaklar, camiler ve kahvehâneler gibi mekânlarda da varolmuştur. 19. yüzyılda başlayan Batılılaşma hareketleri Osmanlı Makâm müziğini etkilediği gibi ve bu müziğin yapıldığı mekânları da etkilemiştir. Batılılaşma politikasının bir sonucu olarak Saray'da kurulan Muzıkâ-ı Hümâyun'da Batı müziği ağırlıklı bir eğitim verilmeye başlanmıştır. Bununla birlikte Osmanlı Makâm müziği ve yüzyıllardır büyük bestekâr ve icrâcıların yetişmesine hizmet eden Enderun Meşkhânesi eski önemini yitirmiştir. Bu dönemde evlerde yapılan Makâm müziği meşk ve âlemleri yerini yavaş yavaş Batı tarzı müzik ve eğlencelere bırakmıştır. Gerek dini gerekse ladini müziğin en çok beslendiği kaynakların başında gelen tekkeler de bu dönemdeki değişim furyasından müzikal ve mekânsal anlamda payını almıştır. Camilerde de bu döneme kadar kullanılan dini müzik formlarında bir takım değişikliklerin olduğu görülmüştür. Osmanlı sosyal hayatının önemli buluşma mekânlarından biri olan kahvehânelerin bazılarında sadece icrâ edilen müzikte değişim görülürken, bazıları ise tamamen kabuk değiştirip vaktiyle Doğu'dan devşirilmiş olan Batılı ?cafe?lere dönüşmüştür. Öte yandan Osmanlı'da Batı müziğinin kamusal alanda belirmesini sağlayan opera, operet, bale, çalgılı gazinolar ve tiyatro Osmanlı kültür hayatına tiyatro salonları gibi kendilerine mahsus yeni mekân türlerini de beraberinde getirmiştir.
-
Öge1960-1980 Yılları Arasında İstanbul'da Halk Danslarısözlü Tarih Çalışması(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2012) Kızmaz, İlke ; Ötken, Nihal ; Türk Müziği ; Turkish MusicBu çalışmada, halk danslarının İstanbul'daki yakın tarihini, resmi tarih anlatısının ötesindeki detaylarıyla keşfetmek amaçlanarak 1960-1980 yılları arasında çalışma yürütmüş halk dansları emekçileri ile yapılan görüşmelerin neticesinde oluşturulan sözlü tarih çalışmasına yer verilmektedir.İlk olarak sözlü tarih yöntemi hakkında bilgilere yer verilmiş, kavramlar irdelenmiş, sözlü tarihin Türkiye'deki gelişimine ve halk dansları ile olan ilişkisine değinilmiştir. Çalışmanın devamında 1960-1980 yılları arasında İstanbul'un sosyo-spolitik ve kültürel yaşamı incelenmiş, o dönemki halk dansları çalışmalarını etkileyebilecek unsurlar tespit edilmeye çalışılmıştır. Dönemin halk dansları çalışmalarını hazırlayan koşulları doğru anlamayı sağlaması açısından 1960 öncesi halk danslarının kurumsal gelişimi incelenip, sunulmuştur. 1960-1980 yılları arasına tanıklık eden halk dansları emekçileri ile görüşülüp, o yıllarda yürüttükleri çalışmalar, dönemin siyasi atmosferinin halk danslarına etkileri, 1980 darbesinin halk danslarına etkileri, 80 öncesi ve sonrası halk dansları başlıkları hakkında yorumları alınmış, bu yorumlar birbirini uyumluluk gösteren veriler belirlenerek sunulmuş ve toplumcu gerçekçi bir bakış açısıyla yeniden yorumlanmıştır. Halk dansları alanındaki büyük yazınsal boşluk ve tarih çalışmalarındaki yetersizlik karşısında bu çalışmanın halk danslarının İstanbul'da en parlak dönemini yaşadığı 1960-1980 yıllarını daha az bilinen yönleri ile aktarmak ve ortaya bir alternatif tarih metni çıkartmak hedeflenmiştir. Anahtar Kelimeler: Halk Dansları, Sözlü Tarih, İstanbul, 1980 Askeri Darbesi
-
Öge1965-1970 Dönemi Türk Sinemasında Toplumsal Cinsiyet, Bedensellik Ve Dans Temsiliyetleri(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2011) Akyüz, Beste ; Murtezaoğlu, Serpil ; 289609 ; Türk Müziği ; Turkish MusicBu çalışmada, toplumsal cinsiyet rolleri ve cinsiyet rolleriyle bağlantılı olarak sunulan beden ve dans temsiliyetleri 1965-1970 döneminde çekilen film örneklemeleri üzerinden sunulmuştur. Türk toplumundaki kadına olan eril bakış açısı, kadın cinselliğine yaklaşım, kadının ve erkeğin toplumsal yaşamdaki rollerinin bu döneme ne şekilde yansıdığı incelenmiştir. Türk Sineması'nın toplumsal cinsiyet rollerini pekiştirmesi açısından gösterdiği etki ve üretildiği toplumun özelliklerini ne kadar yansıttığı çalışmanın temel problemi olmakla birlikte, dönemsel bir inceleme ve seçilen yirmi film üzerinden ortaya konulan problem açıklanmıştır. 1965-1970 dönemi, özellikle kadın seyirciyi en çok etkileyen, toplumsal cinsiyet rollerini klişe karakterler aracılığıyla pekiştiren bir tür olan melodramların artış gösterdiği bir dönem olması nedeniyle incelenmiştir. Örneklendirilen yirmi film ise toplumsal cinsiyet rollerinin ve beden temsiliyetlerinin sunumu açısından belirgin özellikler taşıması nedeniyle seçilmiştir. Bu dönemde Türk sinemasında yaşanan gelişmeler, dönemin toplumsal olaylarıyla birlikte ele alınmıştır. Toplumsal cinsiyet rollerinin ve bedenin sosyo-kültürel anlamda içerdiği anlamlar açıklanarak, Türk Sineması'nın bütününe nasıl yansıdığı hakkında bilgi verilmiş, incelenen dönemdeki yirmi film ise konu ve karakterler çerçevesinde analiz edilmiştir. Toplumsal cinsiyet rollerin, ataerkil Türk toplumunda kadın aleyhine işlemesi, Türk sinemasındaki kadın imajının da çizilmesine yardımcı olmuş, kadın ve erkek karakterlerin toplumsal statüsü net çizgilerle ayrılmıştır. Türk sinemasının 1965-1970 yıllarını kapsayan döneminde toplam 1289 film çekilmiştir. Çalışmamızın konusu çerçevesinde ise 100 film izlenerek, toplumsal cinsiyet rollerinin yansıtılış biçimi, film isimlerinin içerdiği anlam, toplumsal cinsiyet rollerinin beden üzerindeki etkileri bakımından örnek teşkil edebilecek 20 film analiz edilmiştir. İncelen filmlerde, kadının konumunun, mesleki başarısının, çektiği acıların veya mutlulukların erkeğe bağlı bir seyir izlediği görülmüştür. Ayrıca her film, kadın seyirciyi dramatik öğelerle etkileyen, bedenin sunumu ya da kadının konumuyla mesaj verir nitelikte olmuştur. Genel olarak bedenin herhangi bir şekilde teşhir edilmesinin toplumsal olarak onaylanmadığı görüşü desteklenmiştir.
-
Öge1990 Yılı Ve Sonrası Türkiye’de Kitle İletşim Araçları Ve Müzik Medya Üzerindeki Etkisi(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2010) Aydın, Tuğba ; Çolakoğlu, Gözde ; 262220 ; Türk Müziği ; Turkish MusicİTÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Müziği Programında hazırlanan bu çalışma 4 bölümden oluşmaktadır. Giriş bölümünde ?1990 Yılı ve Sonrasında Kitle İletişim Araçları ve Müzik- Medya Üzerindeki Etkisi? konu başlığının seçilme sebebi, konunun kapsamı ve araştırmada uygulanan yöntemler açıklanmıştır. 2. bölümde genel hatlarıyla Kitle, Kültür, Kitle Kültürü, İletişim, Kitle İletişimi ve Kitle İletişim Araçları kavramları birbirleriyle bağlantılı bir şekilde ele alınmış, konuyla ilgili dünya literatüründeki farklı akımların ve düşünce adamlarının kavramlarla ilgili geliştirdikleri kuramlar üzerinde durulmuştur. Farklı kaynaklardan alınan sınıflandırmalar neticesinde tez çalışması kapsamında 5 kitle iletişim aracı seçilmiştir. Bu araçlar; gazete, dergi, radyo, televizyon ve internettir. Seçilen 5 kitle iletişim aracının müziğin kitlelere ulaşmasında aktif rol oynaması seçim kriterini oluşturmaktadır. Bu araçların dünya ve Türkiye'deki tarihi ve 1990 yılına kadar olan gelişmeleri 2. bölümde anlatılmıştır. 3. bölüm 2. bölümde bahsedilen 5 iletişim aracıyla ilgili dünya ve Türkiye'deki 1990 yılı ve sonrasında yapılan araştırmaları konu almaktadır. Bu bölümde söz konusu kitle iletişim araçlarının son 20 yılda gösterdiği teknolojik, sosyolojik, ekonomik vb. gelişme ve değişmeler, kitlelerin bu araçları algılayış şekilleri, yapılan araştırma sonuçlarının karşılaştırmalı olarak bilimsel değerler ışığında yorumlanması yer almaktadır. Bu doğrultuda kitle iletişim araçları müzik- medya bağlamında konu edilmiş, 1990 yılı sonrası medya gözünden müziğe bakış, reklamcılık, tanıtım ve pazarlama disiplinlerinin müzik sektörüne sağladığı avantaj ve dezavantajlı durumlar örneklerle anlatılmıştır. Bilimsel ve akademik makaleler ile medya şirketlerinin ya da RTÜK Kamuoyu Araştırması gibi devlet kanalıyla yürütülen araştırmaların sonuçları ve müzik medyasına etkisi 3. bölümün alt başlıklarını oluşturmaktadır. 4. bölüm olan sonuç bölümünde ise tez genelinde ele alınan konular sebep- sonuç ilişkisi içinde yorumlanmıştır. Müziğin kültürel ve endüstriyel açıdan medyayı kullanma şekli incelenmiştir. Araştırma verileri temel alınarak seçilen kitle iletişim araçlarının eksik yönleri belirtilmiştir.
-
Öge20. Yüzyıl'da Klasik Türk Müziği, Enstrümanları Ve İcracıları Hakkında Genel Bir Değerlendirme(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2001) Özgen, Neva ; Özgen, İhsan ; 107347 ; Türk Müziği ; Turkish MusicKlâsik Türk Müziği, başlangıcından günümüze kadar birçok dönemleri geride bırakarak gelişimini sürdürmeye devam etmektedir. Bu gelişim süreci içinde gerek bestekârlar gerek hanendeler ve gerekse sazendeler önemli rol oynamaktadırlar. Söz konusu musikişinaslar yaşadıkları yıllarda ürettikleri musiki ile müzik tarihindeki dönemlere imzalarım atmışlardır. Çalışmamızın amacı; özellikle çalgıların ve icracılarının müziğimizin gelişimi kapsamındaki önemini belirtmeye yöneliktir. Yüksek Lisans Tez çalışmasında sırasıyla, Klâsik Türk Müziği Enstrümanları Tarihi, 20. YüzyıPda Klâsik Türk Müziği'nde kullanılan enstrümanlar ve bu enstrümanların önemli icracılarım başlık olarak ele aldık. Bu icracıların seçiminde: 1. Ses kayıtlarının bulunmasına, 2. İcralarının, tavır ve üslup olarak kendinden sonra gelen diğer icracıları etkilemiş olmalarına, 3. İcralarında kendinden önceki icracılardan ayrılan noktalan bulunmasına, dikkat ettik. 20. Yüzyıl'da kullanılan Klâsik Türk Müziği çalgılarının tarihçesi, yapısı ve icraları hakkında bilgiler verdik. Bu enstrümanlar, kanun, keman, kemence, klarnet lavta, ney, rebab, santur, tanbur, ud, viyola,viyolonsel ve vurmalı çalgılar' dır. Bu enstrümanlardan bazıları 20. Yüzyıl' in ilk yansında ve az kullanılmış olan sazlardır. Bunlardan santur, vurmalı sazlar ve rebab icracılanna ait ses kayıtlan olan önemli icralar bulamadık. İncelediğimiz icracılar: Hacı Arif Bey, Hasan Ferit Alnar, Vecihe Daryal, Kemani İhsan Efendi, Kemani Bülbüli Salih, Reşat Erer, Nubar Tekyay, Sadi Işılay, Cevdet Çağla, Aleko Bacanos, Ruşen Kam, Klarnet İbrahim Efendi, Şükrü Tunar, Neyzen Tevfik, Süleyman Erguner, Ulvi Erguner, Niyazi Sayın, Tanburi Cemil Bey, Mes'ud Cemil, İzzettin Ökte, Udi Nevres Bey, Şerif Muhiddin Targan, Yorgo Bacanos, Cinuçen Tannkorur. "Türk Klâsik Müziği'nin tarih boyutu içinde yer alan çalgılar, son derece ilginç bir hareketlilik yaşamış, içinde bulunduklan müzik türlerine göre çeşitli ifadeler almış ve icralannda farklılıklar olmuştur. Sözgelimi santur İran'da farklı bir icra içinde çalınırken aynı anda İstanbul'da farklı bir ifadeye bürünmüştür, Hindistan'da, daha ayn bir yorumla karşılaşılır. Osmanlı Dönemi'nde sanat müziği, kendisine uyum sağlayacak her kaynaktan gelen müzik aletine kapısını açmış, milliyet farkı gözetmemiştir. (16. Yüzyıl'da İran ve Osmanlı saraylannda ve saraylann dışındaki müzik topluluklan, çalgı türleri bakımından hemen hemen aynıydı." (Feldman, 1996, s.10) Fakat farklı dönemlere göre çalgılann gerek fonksiyonlan,gerekse duyulduklan ihtiyaç bakımından önem dereceleri değişmiştir. Bazı enstrümanlar bazı dönemlerde kaybolmuş, yerlerini başka sazlara bırakmış, bazılan ise yeniden dönmüştür. Genel olarak çalgılar, musiki topluluklannda yer IX alırken, icra edildikleri müzik türünün gereğine göre işlevlerini geliştirmişler, müziğin değişimlerine uyum sağlayamayanlar ise yerlerini alternatif çalgılara terk etmişlerdir. Konumuz içinde yer alan çalgılar için geriye doğru bakış uzaklığımız 16. Yüzyıl'dır. Türk Müziği'nin önemli gelişmeleri, bilindiği üzere, bu yüzyıldan itibaren zamanımıza doğru gelişen kronolojik bir seyir izlemiştir. 16. ve 17. Yüzyıllar arasında gözle görünür değişiklikler yer almış, çalgıların düzenlenmesi, bir araya gelmesi, Osmanlı-Türk Musikisi'nde ortaya çıkan yeni müzik form, tavır ve icra değişikliklerine cevap verebilmiştir. 17. Yüzyıl, topluluklarda öncekilerin yerine yeni çalgıların konduğu bir asır olmuş, Osmanlı Sarayı, aynı düzen içinde 19. Yüzyıl başlarına kadar sürecek olan yeni saz heyetlerine sahip olmuştur. Saray'ın sazları sözlü fasla iştirak ettikleri gibi, yalnız enstrümantal (fasl-ı sazende) gruplarda taksim, peşrev ve semailer de çalmışlardı. 19. YüzyıPın sonlarında sözlü musikide başlayan Romantik Akım 20. Yüzyıl sözlü musikisine "şarkı" formu ile damgasını vurdu, önceki yüzyıldan farklı olarak, makam, seyir, usul bakımından hafiflemiş ve melodik gidiş itibariyle farklı yaklaşımlar ve arayışlar içine girmiştir. 19. YüzyıFda söz musikisinin saz icralarına refakat olarak yansıması yanında bu eserler için yazılmış kısa enstrümantal parçalan da kapsamaktadır. 20. Yüzyıl'ın sözlü müziği, türkü, ilahi, nefes tarzı basit türlerle de devam etmiş, serbest vezinle yazılmış güfteler bestelenmiş, sinema için konulu güfteler içeren eserler yazılmıştır. (Muhlis Sabahattin, Sadettin Kaynak) Sözlü Klâsik formda eser denemeleri yapan bazı besteciler bazen başarılı olmuşlarsa da (Dr.Suphi Ezgi, Hicaz beste, gibi) 20. Yüzyıl'ın sözlü müzik akımı içinde çok küçük bir yer tutmaktadır. Enstrümantal müzik geleneğinde 19. Yüzyıl'dan form olarak sonraki yüzyıla aynen gelmiş olan Peşrev ve saz semaileri, 20. Yüzyıl'ın başlarında bestecilik alanında revaç bulmuş, melodik ve ritmik yapılarında değişiklikler yaşamıştır. Vasilaki, Tatyos, T. Cemil ve Andon "neoklâsik" anlamda peşrevleri ile ün yapmışlardır. Birbirlerinden çok etkilenmiş olan bu bestecilerin ortak bir yanı klasizme ait yeni örnekler (neoklâsik) verirken eserlerinde kendi zamanlarının melodik gidiş ve ritmini de belirtmiş olmalarıdır. Saz Semaileri zamanın halk ve piyasa musikilerinden kaynaklanan usul ve motifsel etkileşimleri yanında batı izlenimlerini de (biraz çocuğumsu) taşımaktadır. Bu özellikler icralara hareket getirmiştir. Saz Semaileri' nin bilhassa son haneleri, batı' mn "menüet", "vals" gibi tempoları içine hareketli bir şekilde yerleşen yerli veya yabancı etkiler taşıyan ezgilerden oluşmaktadır. Türk Musikisi hareketleri ve müziğin yeni oluşumları üzerinde bir düşünce geliştirmek istediğimiz zaman başlıca iki eksende yürüyebiliyoruz; kompozisyon (bestecilik), icracılık. Bu iki fonksiyon, 20. Yüzyıl'da birbirini son derecede etkileyen oluşumlardır. Türk Müziği'nin geleneksel icralarında, klasikten piyasa musikisine doğru, doğaçlama yorumların, (eser icralarında icracının eserin temaları üzerinde değişiklik ve süslemeler yapabilme özgürlük sınırı) yoğunlaştığı görülür. Ama yoğunluğun az veya çokluğuna karşı, eser icralarında, müziğin geleneğinde var olan) icrada özgürlük, Türk Musikisi'nin temel niteliğidir. (Bilindiği üzere Klâsik Türk Musikisi daha önceki yüzyıllarda, müzik yazısı ile değil, meşk ve kulaktan ezber yöntemi ile öğrenilip gelecek kuşaklara aktarıldığı için, ister istemez icra özgürlüğü gelişecekti.) İcradaki özgürlük, müzik eserinin çalımşındaki anda aldığı değişimler olarak tanımlanabilir. Bu olgu yeni yazılacak eserlerin tavır ve üsluplarım farkına varılmadan etkilemektedir. Yani, eski eser-yeni icra-yeni eser, şeklinde beste ve icranın (aslında daha karmaşık olan) karşılıklı etkileşimini basit bir formüle indirgemeğe çalıştık. Sonuç olarak, yeni eserler yeni icraları, yeni icralar yeni eserleri çağrıştırmaktadır. Bu olgu içinde icracılık değişimlere uğramış, 20. Yüzyıl'ın ilk yansmdakine oranla, ikinci yansı ve sonlarında durum oldukça değişmiştir. Türk Müziğindeki bütün çalgıların icraları için bahis konusu değişimlerin ortak tarafları şöylece sıralanabilir: 1- Yüksek bir volüm elde edilmesi gerekmektedir. Çünkü büyük salonlar veya akustiği zayıf olan mekanlarda çalınması zarureti ile karşılaşılmaktadır. Yüksek volüm mikrofonlarla karşılanmağa çalışılsa bile sazların eskiye oranla daha sert çalınması yaygınlaşmıştır. Çalgılarda sert icralara elverişli değişiklikler yapılmıştır. (Sözgelimi, telli çalgılarda eşik, tel, mızrap gibi aksesuarlarda, bazen de incelik ve kalınlık ölçülerinde küçük yapısal değişiklikler.) 2- Makamların değişik tonlarda çalınması (transpozisyon) olanaklarının ve icralarının gelişmesi. 3- İcracının, yeni parçalan hemen deşifresi eskiye oranla daha güçleşmiştir. Çünkü sürpriz aralıklardaki melodik yapılarla karşılaşabilir. Bu sebeple icracı daha dikkatli ve hazırlıklıdır. 4- Modem eserlerde kimi zaman kullanılan oktavlar bazı çalgılann ses alanlanm aştığı için (bilindiği üzere eserler özellikle bir çalgı için yazılmamıştır) o çalgılann ses alanlannm arttınlmış olduğunu görmekteyiz. Bu durum sazlann ses kalitelerinde farklılık yaratabilir. 5- Makam anlayışındaki farklılık, diğer müzik türlerinin etkisi ile orantılı olarak artmaktadır ve bununla yakın ilgisi olması dolayısı ile taksimlerdeki farklılık da belirgindir. Yukanda belirtilen hususlar Türk Musikisi'ndeki gelişmeler dolayısıyla icralan üzerindeki yarattığı farklılıklan ortaya koymaktadır. Şimdi, bu kez Türk Müziği çalgı ve icracılannın başka müzik tür ve formlan içinde yer almalanndan dolayı aldıklan değişikliklere değinmek istiyoruz: Bu konuda en eski ve tipik örnek Ferit Alnar'ın Kanun Konçertosu' dur Bu eserde kanun geleneksel icrasından oldukça uzaklaşmıştır. Bu eser bütün kanun icracılannca çalınmadığı halde kanun icracılanm en azından düşünce olarak mutlaka etkilemiştir. Diğer bir örnek ise Şerif Muhittin Targan'm ud için yazdığı "teemmül(etüd)"leridir. Sadettin Arel'in Sonatm'lerini,ikileme,üçleme ve beşlemelerini, Yalçın Tura ve Mutlu Torun'un Türk Musikisi çalgıları için değişik formlarda yaptıklan eserler film ve tiyatro için müzikleri izler.(Yalçın Tura Dalgalann Oyunu, Mutlu Torun Hüseyni Süit) Bu tarzdaki eserlerde icralan XI etkileyen unsurlar arasındadır. (Yalçın Tura'nm "Beş Barok Çalgısı Eşliğinde Kemence Koçertino"su, bu bağlamda çok yeni bir örnektir.) Diğer yönden, müzik türlerindeki ortak yönler ve benzeyişler üzerindeki çalışmalar sonucu bazı sentez arayışları ve bunların sonucu yapılan müzikler de göz önüne alınırsa bir icracının bir kaç türdeki müzik parçasını aynı düzeyde çalabilmesi gereği anlaşılabilir. Başka bir örnek ise Türk Musikisi sazlarının solo çalgı olarak caz topluluklarına katılarak caz müziği çalgı tekniği ile tanışmış olmasıdır. Klâsik taksim geleneğinden ayrılarak iki veya daha fazla enstrümanın doğaçlama bir polifoni içinde yaptığı "beraber taksim" de icrada yeni bir gelişme olarak kabul edilebilir. Birlikte taksim, sırayla solo yapan çalgıya diğerlerinin, yine doğaçlama ile eşlik etmeleri anlamını taşır. Gruptaki her çalgıya eşit ağırlıkta solo verilebildiği gibi, herhangi bir çalgıya bu anlamda öncelik verilebilir. Grup taksimleri kaide olarak yönetimsiz yapıldığı halde solist icracılardan birisi taksimin genel gidişine yön verebilir. (Makam, tansiyon (gerilim) değişiklikleri, temaların sıralanışı, solistlerin ön veya geri planlara gelmesi gibi) Tahmin edileceği gibi, ortaklaşa meydana getirilen, kendine özgü polifonik bir kompozisyon olan beraber taksimde yer alan icracıların teknik ve müzikal bazı donanımları olması gerekir.(İcrada derinlik, yani solistin paralelinde veya gerisinde yapılabilecek uygun hareketler, geri çekildikten sonra nerede öne çıkması gerektiği ve benzeri hareketler.) Aksi halde yapılacak bu tür taksim veya doğaçlamaların basan derecesi düşük olabilir. Özetlersek, 20.YüzyıPın başlarındaki çalgılar ve icracıların Yüzyılın sonlarına kadar bazı değişimlere uğradığı, müziğin gelişiminin icralara, dolayısıyla çalgılara yansıdığı, tersine bir reaksiyonla icralardaki gelişmenin müziği etkilediğini görüyoruz. Çalgılar ve icralardaki gelişmeler çağımız müzik anlayışlarına ayak uydurması gerekliliği kabul edildiği takdirde pozitif (olumlu) gelişmelerdir. Fakat, kaçınılması çok güç bir hadise olarak, yüzyılın başlarındaki icraların bıraktığı etkiler büyük bir oranla kaybolmaktadır. Gerek volümlerinin ve ses kapasitelerinin zorlanması sonucu çalgı tınılanndaki değişmeler, gerekse icracılardaki değişimler büyük tavır ve üslup farkları yaratmıştır.
-
Öge20. Yüzyıldan Günümüze Müzikal Tiyatronun Gelişimi Ve Opera İle Etkileşimi(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2010) Uygun, Müge ; Doğrusöz, Nilgün ; Türk Müziği ; Turkish Music
-
Öge21. Yüzyıl Besteci Bora Uymaz'ın Eserlerinden Oluşan Bir Seçkinin Arp Ve Arp Notasyonuna Uyarlanması Ve Makamsal Analizi(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2018) Dönük Topakoğlu, Meriç ; Tüfekçi, Ali ; 512497 ; Türk Müziği ; Turkish MusicBu çalışmanın öncelikli amacı, arp çalgısının Türk Müziği formlarının icrasında kullanımına dair örnekler sunma ve günümüz arp repertuvarına Türk Müziği dağarcığı ile katkıda bulunmaktır.Geleneksel müzik kültürümüz içinde solo arp icrasına uluslararası boyutta da yer açmak ve bu alanda yazılan eserleri çalgımıza uyarlamak, yol alınması gereken son derece mühim bir meseledir. Ülkemizin yerel müzik hâfızasının önemli örneklerinin ve gelenekten beslenerek yazılmış, özgün yaklaşım ve stiller barındıran yeni eserlerin arp ile icra edilmesi, bu çalışmanın mesleki platforma açılması, böylelikle de uluslararası meslek çevresine tanıtılması anlamına gelmektedir.Çalışmanın sonucu olarak bestekâr Bora Uymaz'ın vals, longa, tango,fantezi türlerinden ve farklı makamlardan müteşekkil 7 eseri arpa uyarlanıp,İngiltere'nin önemli müzik yayın şirketlerinden Creighton Collection ve Arp Sanatı Derneği işbirliği ile yayınlanacaktır.
-
Öge3. Selim'in Türk Musikisi Hakkındaki Görüşleri Ve Terkib Etmiş Olduğu Makamlar(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1994) Gençoğlu, Sabri Enis ; Kutluğ, Fikret ; 43795 ; Türk Müziği ; Turkish MusicOsmanlı imparatorluğu'nun tarihine bakıldığı zaman, imparatorluğu yöne ten padişahların çoğunun aynı zamanda şair, yazar, hattat ve müzisyen oldukları görülür. Padişahları bu yönleri ile ele aldığımız zaman III. Sultan Selim Han şairliğinin ve hattatlığının yanında döneminin büyük ve kudretli bir bestekârını olarak karşımıza çıkar. III. Sultan Selim Han sanat'a özellikle musikiye önem veren çevresindekile ri de icracı ve bestekâr olarak musikiye teşvik eden ve koruyan bir padişahtı. İleri görüşlülüğü ve yeni arayışlar içinde heves ve gayret göstermesi, onun kendinden sonra gelenlere ilham kaynağı olmasına yol açmış, Klâsik Türk Müziği'ne yeni bir anlayış getirmiştir. Klasik Türk musikisinde önemli bir yeri olan III. Sultan Selim Han'ın yeniden hayata geçirdiğie bazı makamlar ile kendisinin terkib ettiği makamlar, döneminde yeni ilerlemelere vesile olmuş sanatçı ruhu, yakınında bulunanları etkilemiş, musikimiz koyu klasik üsluptan nicaz kurtularak, yeni bir üslup devresine girmiştir. Yenilikler gösteren III. Sultan Selim Han dönemini, bu görüş açısı içinde incelemeye ve musikimizde yeni bir dönemin anlam ve uygulamalarını açıklamaya çalıştık.
-
Öge9.-16. Yüzyıl Arası Usûl Kullanımı, Unsurları Ve Kataloglanması(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2012) Konan, S. Dilhan ; Doğrusöz, Nilgün ; 326675 ; Türk Müziği ; Turkish MusicOsmanlı/Türk Müziğinin temel unsurları makam ve usûldür. Usûl kavramı, icra ve eğitim alanında önemli bir yere sahip olmuş ve bu önemini yüzyıllar boyunca korumuştur. Usûl konusu pek çok teorisyen tarafından incelenen bir konu olmuş, günümüze ulaşan kaynakların çevirileri ile bugünkü usûl kullanımının kökenine ışık tutmuştur. Çalışmamızda temel olarak 9.-16. yüzyıllar arasındaki usûl kullanımı konu alınmıştır. Dönemin teorisyenlerinin usûl kavramına bakışının yanısıra dönemler arası benzerlik ve farklılıklar çalışmamızın çıkış noktası olmuştur. 9. ve 16. yüzyıl arasındaki yedi asırlık süreçte yaşayan ve usûllerden bahseden onbeş teorisyen baz alınmıştır. Osmanlı/Türk müziği teori tarihi açısından büyük önem arz eden bu teorisyenler El-Kındî, İshâk el-Mevsılî, Fârâbî, Safiyyüddin Abdülmümin Urmevi, Hasan Kâşânî, Abdülkadir Merâgî, Lâdikî, Alişah b. Hacı Büke, Ahmedoğlu Şükrullah, Fethullah Şirvani, Mahmud b. Abdülaziz, Kırşehrî, Hızır bin Abdullah, Seydî'dir. Bu onbeş önemli ismin kaynaklığı sonucunda ortaya konan çalışmamızda usûl kavramı ve buna bağlı unsurlar hakkında verilen bilgilerin yanısıra çalışmamıza konu olan dönem ve günümüz usûl anlayışıyla ilgili tanımlamalara yer verilmiş, ardından çalımamızın konusunu oluşturan yüzyıllardaki usûl anlayışı incelenmiştir. Ayrıca her teorisyenin usûl sıralamalarına ve kullanımlarına yer verilmiş, teorisyenlerin anlatımlarından yola çıkılarak günümüz notasyonuyla usûl çizgisinde gösterilmiştir. Son olarak adı geçen bütün usûllerin yüzyıllara ve teorisyenlere göre listelendiği bir tablo hazırlanmış, usûl kataloğunda kullanmak üzere 9.-16. yüzyıl arası yaşayan teorisyenlerin isimlerine göre bir kodlama yapılmıştır ve bu kodlamanın kullanıldığı usûl kataloğuna yer verilmiştir.
-
ÖgeAbdülbaki Nasır Dede'nin Tedkık U Tahkik'inde Geçen Makamlarla Dönem Bestekarlarının Eserlerindeki Makamların Mukayesesi(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2000) Güngördü, Bahri ; Yavaşça, Alaeddin ; 98737 ; Türk Müziği ; Turkish MusicBu araştırmada Abdülbâkî Nasır Dede'nin hayatı ve eserleri hakkında bilgi verilmiş, çalışmamızın temel konusunu teşkil eden makamlar ve o dönemin bestekârlarının günümüze intikal eden eserlerinin repertuar taraması yapılmıştır. Dönemin makam anlayışı, makamlarda kullanılan isimlerle karşılaştırılmış ve farklılıklar tablolarda belirtilmiştir. Abdülbâkî Nasır Dede döneminde kullanılan makamlar ve terkibler, Tedkîk'de ismi geçen bestekârların eserleri ile mukayese edilmişdir. Mukayesesi yapılan bir Sultan ve beş Musâhib bestekârın eserlerinde kullandıkları makamlar şema halinde tablolarda ifade edilmiştir. Ayrıca Tedkîk'de ismi geçmekle birlikte başka makâmlardaki besteleri günümüze intikal etmiş altı bestekârımızın kullandıkları bu farklı makamları şema halinde tablolarda ifade edilmiştir. Son olarak da, ondört makamın Tedkîk'de tarif edildiği şekliyle araştırmaya alınarak ve bu tarif doğrultusunda makamlarda kullanılan sesler tesbit edilerek porte üzerinde belirtilmiştir. Belirtilen bu dizileri altı bestekârın eserleri üzerinde mukayese edilerek, o dönemden bu güne intikal eden eserleri ve makam seyirlerinin, benzerlikleri ve farklılıkları, bulunabilen nüshalar üzerinde de edisyon kritik yapılarak belirtilmiştir.
-
ÖgeAhmet Gazi Ayhan’ın Hayatı Ve Sanat Hayatı(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2009) Kaymakçıoğlu, Nimet Bülbül ; Şenel, Süleyman ; 253855 ; Türk Müziği ; Turkish MusicKayserinin (1921) Endürlük köyünde doğan Ahmet Gazi Ayhan, folklorumuzda önemli bir yeri olan Türk Halk Müziğimize sazıyla, sesiyle ve birikimleriyle eşsiz değerler katmış; yöresinin ezgilerini tarihsel ve kültürel birikimini, ustaca kullandığı sazıyla ifade etmiş usta bir sanatçıdır. Yöresinin türkülerini derlemesi ve yorumlamasının yanıısıra sanatkâr kişiliğiyle birçok önemli ezgiye de imza atmıştır. Bu halk sanatçısının hayatı, sanatçı kişiliği ve sanatını icra etmek için verdiği mücadeleler birçok şahidin diliyle tarihin unutulan sayfalarından çıkartılarak söz konusu olan bu tezin sayfaları arasına girmiştir. Bu tez, bir yönüyle de; 09 şubat 1987 yılında hayata gözlerini kapatan Ahmet Gazi Ayhan'a ait dünün bilgi ve belegelerini gelecek nesillere taşımayı amaçlayan bir hayat öyküsüdür.
-
ÖgeAkşam ( 1941-1950 ) Gazetesinde Yer Alan Müzik Yazılı Açıklamalı Bibliyografyası Ve Dönemsel Değerlendirilmesi(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2011) Mak, Mahir ; Şenel, Süleyman ; 278675 ; Türk Müziği ; Turkish MusicAkşam (1941-1950) Gazetesinde Yer Alan Müzik Yazıları Açıklamalı Bibliyografyası ve Dönemsel Değerlendirmesi? başlıklı bu tezde, Türk basın tarihi içerisinde mühim bir yere sahip Akşam Gazetesi'nin 10 yıllık bir yayın dönemi incelenerek, gazetede yer almış müzik içerikli haberler toplanmıştır. Genel olarak; konser ilanları, gazino reklamları, yeni çıkan plak duyuruları, satılık çalgı aletleri ilanları, müzik dünyasına mal olmuş önemli isimler hakkında çıkmış haberler (ölüm yıldönümü münasebetiyle çıkan haberler, magazin haberleri, sanatçıların kendileri ile yapılan röportajlar, sanatkârların biyografileri), yapılmış konserler hakkında yorumlar, özel gün ve bayramlarda halkevleri ve müzik derneklerinde yapılan etkinlikler, müzik üzerine düzenlenen konferanslardan oluşan metaryaller toplanmıştır. Çalışmanın giriş bölümünde, bibliyografya çalışmalarının araştırmacılar için taşıdığı önem, gazetenin tarihi, Türk basın-yayın tarihi içerisindeki yeri, bu alanda söz sahibi önemli kişi ve araştırmacıların konu üzerine görüşlerine yer verilmiştir. Taranmış 29.000' in üzerinde gazete sayfasından elde edilen 1312 haberin bibliyogafik künyeleri kronolojik bir sıra ile oluşturulmuş, elde edilen haberler; ?yazarı belli olanlar?, ?yazarı tespit edilemeyenler? ve ?tüm haber başlıkları? olmak üzere üç ana bölümde verilmiştir. Sonuç ve değerlendirme bölümünde, elde edilen verilere dayanılarak dönemin müzik politikası ve anlayışı üzerine kısa bir değerlendirme yapılmıştır. İTÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi olarak hazırlanmış bu çalışma, bu alanda çalışmak isteyenlere ışık tutmasının da ötesinde, Cumhuriyet dönemi sanat hayatının anlaşılması noktasında fikir verecektir.
-
Öge“Akşam (1929-1940)” Gazetesinde Yer Alan Müzik Yazilari Açiklamali Bibliyoğrafyasi(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2010) Köse, Ali Salih ; Şenel, Süleyman ; Türk Müziği ; Turkish Music20 Eylül 1918 tarihinde yayın hayatına başlayan Akşam Gazetesi, yaşayan en eski gazetedir. O günün şartları düşünülecek olursa Kurtuluş Savaşı sırasında ulusal mücadeleye destek veren ve modern Cumhuriyet'in yenilik ve değerlerine sahip çıkan Akşam Gazetesi, Türk basın tarihinde özel bir yere sahiptir. Kurucuları; Kâzım Şinâsi [Dersan], Necmettin [Sadak] ve Ali Naci [Karacan]'dır. Daha sonra Falih Rıfkı Atay'ın dördüncü ortak olarak katılımı gazeteyi hem maddi açıdan rahatlatmış hem de daha güçlü hale getirmiştir. Akşam Gazetesi bir fikir gazetesidir. Dönemin hassasiyetlerine ve ihtiyaçlarına uygun tasarımı, Cumhuriyetin değerlerine sahip çıkan politikası emsalleri arasında hemen göze çarpmaktadır. Akşam Gazetesi o dönemde, basın hayatında önemli bir boşluk doldurmaktaydı. I. Dünya Savaşı yıllarında Osmanlı basını, halka yeteri kadar bilgi ve haberi vermeye muktedir değildi. Başlangıçta fikir gazetesi olarak kurulan bu gazete, Türk kültürüne olduğu kadar, Türk müziğine de (yöneticileri etkilemesi bakımından da) önemli katkılarda bulunmuştur.
-
ÖgeAlaeddin Yavaşça'nın Çeşitli Formlardaki Eserlerinden Birer Örneğin Müzikal Analizi(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2001) Sönmez, Cengizhan ; İçli, Selahattin ; 107372 ; Türk Müziği ; Turkish MusicProf.Dr. Alâeddin Yavaşça'nın Çeşitli Formlardaki Eserlerinden Birer Örneğin Müzikal Analizi Daha çok icrâcılığı ile tanınan Prof. Dr. Alâeddin Yavaşça yaklaşık beşyüz eseriyle Türk müziği repertuarına çok önemli katkılarda bulunmuştur. Eserlerinin çoğu tüm klâsik müzik severlerin hafızasındadır. Zor bir dönemden geçen klâsik Türk müziğimizdeki en büyük sıkıntı, günümüzde çok az sayıda bestecinin konu üzerinde ciddi çalışmalar yapıyor olmasıdır. Gerçekten de çok az sayıdaki bu değerli bestekârlardan biri Prof. Dr. Alâeddin Yavaşça'dır. "Prof. Dr. Alâeddin Yavaşça'nın Çeşitli Formlardaki Eserlerinden Birer Örneğin Müzikal Analizi" konu başlığı taşıyan bu tez, günümüzde yaşayan beste ve besteci kısırlığına işaret etmek ve konu üzerinde çalışanları yönlendirici klavuz bir kitap meydana getirmek amacım taşımaktadır. Bu tezde, Prof. Dr. Alâeddin Yavaşça'mn onbir eserinin müzikal analizi yapılmıştır. Değişik formlardaki bu onbir eser, ölçü ölçü incelenmiş ve bestekârın kompozisyon anlayışı yorumlanmaya çalışılmıştır. Çağdaşlarının ve günümüz müzik adamlarından bazılarının görüşlerinden ve düşüncelerinden de faydalanılmış, röportajlarına yer verilmiştir. Prof. Dr. Alâeddin Yavaşça gibi üstâd bestekârların örnek alınmasını ve klâsik Türk müziğinin yeni besteler, yeni bestecilerle zenginleşmesini diliyoruz
-
ÖgeAli Rıfat Çağatay’ın Koleksiyonunda Bulunan Nâyi Osman Dede’nin Uşşâk Ve Itrî’nin Segâh Ayin-i Şeriflerinin Edisyon Kritiği(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2012) Uruş, Demet ; Dişiaçık, Nilgün Doğrusöz ; Türk Müziği ; Turkish MusicOsmanlı-Türk müziğinde, repertuarın ustadan çırağa aktarılması ?meşk?olarak adlandırılan bir öğretim sistemi ile olmuştur. Bununla birlikte, zaman içerisinde müziği yazma girişimlerinde bulunulmuştur. Günümüzde en fazla nota yazısının ulaştığı ise Hamparsum Limonciyan Efendi?nin Hamparsum notası olarak bilinen müzik yazısı olmuştur.Çalışmamızda Ali Rıfat Çağatay?ın koleksiyonunda bulunan defterdeki 17. yüzyıla ait Mevlevi ayinlerinin 20. yüzyıla ne şekilde ulaştığını araştırmaktır. Çalışmamızda iki mevlevî ayini üzerinde durulmaktadır. Bunlardan ilki Nâyi Osman Dede?nin Uşşâk mevlevi ayini, diğeri ise Buhurîzâde Mustafa Itrî Efendi?nin Segâh mevlevi ayini?dir. Bu incelemede Ali Rıfat Çağatay?ın koleksiyonundan çeviriyazımı yaptığımız ayinler temel alınmıştır. Eserler kronolojik olarak dizilmiştir. Mevlevi ayininin selamları, usulü ve ölçü sayıları tespit edilmiş, melodik benzerlik ya da farklılıklardan oluşan değişim göz önünde bulundurulmuştur. Böylece değişim var ise ne oranda olduğu görülebilecektir.Ali Rıfat Çağatay koleksiyonundaki hamparsum notalarının çeviriyazımı ve değerlendirilmesi üzerine kurulu olan çalışmamız dört ana bölüm ve bir ekten oluşmaktadır. Birinci bölüm olan giriş bölümünde çalışmamız ile ilgili hamparsum müzik yazısı da dahil olarak müzik yazılarından kısaca bahsedilmiş ve mevlevi ayiniyle ilgili temel bilgilere yer verilmiştir. İkinci bölümde, Ali Rıfat Çağatay?ın hayatı, koleksiyonundaki 1 nolu defterin tanıtımı, defterin içerisinde eseri bulunan bestecilerin doğum ve ölüm tarihleri hakkında kısa bilgiler verilmiş; ayrıca metodoloji ile çalışmamızda kullanılan bazı işaretlerle ilgili açıklamalar yapılmıştır. Üçüncü bölümde, Ali Rıfat Çağatay?ın defterinden seçtiğimiz iki mevlevi ayininin edisyon kritiği yapılmıştır. Birinci ayinimizin bestecisi Nâyi Osman Dede?nin hayatı ve Uşşak Mevlevî ayini kronolojik sırasıyla; Emre Soylu tarafından çeviriyazımı yapılan Câzim Efendi ? Raif Dede nüshası, nota çeviriyazımı yapılan Ali Rıfat Çağatay?ın defteri, Türk Musikisi Klasiklerinden Mevlevî Ayinleri İstanbul Konservatuvar Neşriyatı ve Sadettin Heper?in Mevlevi Ayinleri adlı eserleriyle karşılaştırılması yapılmıştır. İkinci mevlevi ayinimizin bestecisi Buhurîzâde Mustafa Itrî Efendi?nin hayatı ve Segâh Mevlevi ayini yine kronolojik olarak sırayla; Ali Rıfat Çağatay?ın defteri, Türk Musikisi Klasiklerinden Mevlevi Ayinleri İstanbul Konservatuvar Neşriyatı ve Sadettin Heper?in Mevlevi Ayinleri adlı eserleriyle müzik yazısı karşılaştırılması yapılmıştır. Dördüncü bölüm olan sonuç bölümünde ise edisyon kritiği yoluyla çalışmamızdan elde edilen çıkarımların, dönemlerarası benzerlik ve farklılıkları ortaya konulmuştur. Bu değişimin neler olduğu çeviri yazımdan elde edilmiş veriler ışığında genel hatlarıyla açıklanmıştır. Sonuç bölümünün ardından, çalışmamıza ek olarak Ali Rıfat Çağatay?ın koleksiyonundaki 1 nolu defterdeki notalar eklenmiştir
-
ÖgeAnkara Devlet Konservatuvarı'nın Halk Müziği Alan Araştırmaları Kataloğu(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2014) Kaya, Celal Volkan ; Şenel, Süleyman ; 359967 ; Türk Müziği ; Turkish MusicTürkiye'de halk müziği derleme çalışmalarına dair ilk fikirler 1898 yılında öne sürülmüş olsa da, sistemli derleme çalışması meselesi, Cumhuriyet'in kuruluşuna kadar ele alınamamıştır. Cumhuriyet'in kurulmasından sonra, devletin müzik politikalarında önemli değişiklikler olmuş ve halk müziği, bu politikalar açısından önemli bir konuma gelmiştir. Resmî müzik politikası, Türk halk müziğinden faydalanarak klasik Batı müziği tekniğiyle yazılacak yeni eserleri, yeni Türk devletinin müziği olarak benimsemiştir. Bu hedefe ulaşabilmek için ise, elde halk müziğine ait geniş bir melodi birikimi olması gerekiyordu. Böyle bir birikim olmadığından, öncelikle yapılması gereken işin halk müziğini derleyip arşivlemek olduğu fikrine varılmıştır. Halk müziğini sistemli bir şekilde ve yerinden derleme işini yerine getirmek için çeşitli teşebbüsler olduysa da, bunların en genişini ve en verimlisini dönemin Kültür Bakanlığı (sonraki ismi Millî Eğitim Bakanlığı) düzenlemiştir. 1937 yılında başlayıp 1952 yılında son bulan ve ülkenin tüm illerini kapsayan alan araştırmalarıyla, Türk bestecileri için güvenilir bir halk melodileri arşivi oluşturulmakla kalınmamış, aynı zamanda müzikolojik araştırmalar için de temel teşkil edebilecek bir külliyat elde edilmiştir. Bahsi geçen bu derlemenin ürünleri, o dönemde Kültür (Millî Eğitim) Bakanlığı'na bağlı olan Ankara Devlet Konservatuvarı'nda kurulan Folklor Arşivi'nde muhafaza edilmiştir. Arşiv'in şefliğine getirilen Muzaffer Sarısözen, ömrünün sonuna dek burada çalışmış ve Arşiv'in derleme ve tanzim işleriyle meşgul olmuştur. Muzaffer Sarısözen'in ölümünden sonra, Arşiv'deki malzemeyle ilgili çeşitli girişimlerde bulunulmuşsa da bugüne kadar hiçbir girişimden sonuç alınamamış, neticede Arşiv âtıl vaziyette kalmıştır. Günümüzde Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarı'nda bulunan bu malzemenin ne olduğu hakkında, kamuoyunun kesin bir bilgisi yoktur. Bazı çalışmalar bu konuya ışık tutmuş olsa da, Arşiv'deki malzemenin henüz yeterli bir kataloğu dahi yapılabilmiş değildir. Bu tezde, her arşivin ilk önce bir kataloğunun olması gerektiği fikrinden hareketle, Folklor Arşivi'nin esas unsurunu oluşturan derleme kayıtlarının bir kataloğu çıkarılmış ve ilgililerin dikkatine sunulmuştur. Derleme kayıtlarının yanı sıra başka katalog, liste ve tablolar da hazırlanmış, böylece Arşiv'deki yazılı belgelerden azami surette faydalanılmıştır. Bu listelerin yanı sıra, Arşiv hakkında bulunabilen bilgiler de tezde yer almıştır.
-
ÖgeArdahan Türkmenleri Müzik Geleneği(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2010) Yılmaz, Bülent ; Şenel, Süleyman ; Türk Müziği ; Turkish MusicArdahan Türkmenleri Müzik Geleneği adlı çalışmamızın ilk bölümünde, bölgeye ait coğrafi ve tarihi bilgiler, Türkmenlerin Orta Asya'dan Anadolu'ya yapmış oldukları göçler, Türkmen kelimesinin anlamı ve Akkoyunlu Devleti döneminde Maraş bölgesinden Ardahan'a getirilişleri açıklanmıştır. Çalışmamızın ikinci bölümünde, bölge müzik kültürü incelenmiştir. Sırası ile Türkmenlerin sosyal yapıları ve sosyal yapının müzik kültürü üzerindeki etkileri, bölge ezgilerinin özellikleri, âşıklık geleneği, komşu müzik kültürleriyle yaşanan etkileşimin bölge müzik kültürüne yansımaları ve bölge kültürel yaşamında müziğin var olduğu ritüeller içerisinde yer alan ezgi yapıları açıklanmıştır. Çalışmamızın son bölümünde, sanayileşmeye sonucunda değişen sosyo-kültürel yapı içerisinde yöre müziğinin günümüzde bürünmüş olduğu şekli açıklanmıştır.
-
ÖgeArguvan Yöresinde İcra Edilen Semahların Müzikal Anaizi(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2011) Eroğlu, Seval ; Parlak, Erol ; 286603 ; Türk Müziği ; Turkish MusicArguvan Yöresinde İcra Edilen Semahların Müzikal Analizi? konu başlığı ile ele aldığımız üç bölümden oluşan bu çalışmanın giriş (birinci) bölümünde; Arguvan yöresinin tarihî ve coğrafî özellikleri, müziği ve müziğe etki eden unsurlar hakkında genel bilgiler verilmiş; bunun sonrasında araştırmanın amacı, elde edilen verilerin literatür özeti, araştırmanın yöntemi ve öne sürülen hipotezler maddeler halinde açıklanmıştır. Çalışmamızın ikinci bölümünde Alevî-Bektaşî inancı ve cem ibadetleri hakkında genel bilgiler içerisinde ?Alevî? teriminin etimolojisi ve Alevîlik kavramı, tarihsel süreç içerisinde Alevî- Bektaşî inancı, Alevî- Bektaşî inancında cem ibadetleri kapsamında ?Cem? teriminin etimolojisi ve anlamı, cem ibadetleri ve semah ritüeli başlıkları açılarak, bu konular hakkında genel bilgiler verilmiştir. Çalışmamızın üçüncü bölümünde, Arguvan yöresinde icra edilen semahların müzikal analizi ana başlığı altında Kırat, Bozok, Yâ Hızır, Kırklar, Ali Nur, Ağbaba ve Bâbullah Semahlarının tarafımızdan yazılmış notaları verilmiş, bu semahların dil, ağız ve tavır özellikleri, edebi yapıları, melodik yapıları, form özellikleri ve analitik form analizleri ayrıntılı biçimde incelenmiş, sunulmuş ve sonuca gidilmiştir. Sonuç bölümünde, çalışmanın içerisinde yer alan tüm veriler değerlendirilmiş, genel çıkarımlar elde edilmiş ve bu çıkarımlar bir bütün olarak sunulmuştur. Çalışmanın ekler bölümünde ise derlenen eserlerin görüntülü ve sesli kayıtları orijinal biçimleri ile verilmiştir.
-
ÖgeArtvin yöresinden alınan ezgilerin müzikal analizi(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1997) Aşık, Yavuz ; Tarlabaşı, Burhan ; 64225 ; Türk Müziği ; Turkish MusicArtvin yöresinden alınan ezgilerin müzikal analizi isimli çalışma; doğal ve tarihi zenginliğinin yanında yoğun bir kültür zenginliğine sahip ARTVİN'in Geleneksel Müziğini bütün yönleriyle ortaya koyarak incelenmesini amaçlamaktadır. Bu çalışmada yörenin folklorik değerlerinden olan oyunlar, deyişler, atasözleri ve bilmeceler hakkında bilgi verilmektedir. Böylece Artvin Folklör'ünün daha yalandan tanınması sağlanmaktadır. III. Bölümde ARTVİN'in geleneksel müziği bütün yönleriyle ortaya konup tanıtılmaya çalışılmıştır. Kırsal kesim ve sahil kesimi arasındaki melodik ve ritmik yapı anlatılarak, kullanılan çalgı grupları tanıtılmaktadır. IV. Bölümde ise yöreye ait ezgilerin müzikal analizi yapılarak, eserlerin form yapılan tespit edilmektedir. Bu analizin; yöreye ait geleneksel ezgilerin etnik kökenlerine göre gösterdiği değişkenliklerin tespit edilmesine katkısı olacaktır. Sonuçlar ve öneriler kısmında ise, ezgilerin analizi esnasında tespit edilen, donanım, durak, güçlü, "yeden", ses sahası, dizi, usul, düzüm, ölçü sayılan açısından yapılan incelemeler tasnif edilerek ortaya konmaktadır.Bu inceleme sonucunda ortaya çıkan veriler gruplandırılarak genelleme yapılmıştır. Yöre türküleri tavır özelliklerine göre sınıflandırılarak sahil kesimindeki doğu karadeniz tavrı,iç kesimlerdeki Azeri tavrı ve Erzurum'a yakın bölgelerdeki bar türkülerinin göstermiş olduğu özellikler saptanmıştır.Ayrıca ezgisel yapılar tespit edilerek üç gurup altında toplanmıştır. Yöre müziğinin ve folklorunun daha iyi anlaşılması için bu tarz çalışmaların yapılması gerektiği anlatılarak araştırmacıların dikkatlerinin bu yöreye çekilmesine çalışılmıştır.
-
ÖgeAvrupa Sanat Müziği Bağlamında Eleştiri(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2007) Özkan, Hediye Dilek ; Doğrusöz, Nilgün ; 206882 ; Türk Müziği ; Turkish MusicMüzikte eleştiri; beste, besteci, icra, yayın ve sunum konularının, gözlemler ve farklı yaklaşımlar ile bilgi ve deneyime dayalı bir şekilde ele alınarak, sözlü ve/veya yazılı olarak değerlendirilmesi ve yorumlanmasıdır. Müziksel eleştiri yazıları; Avrupa'da 18. yüzyılın sonunda çeşitli müzikal yayınlarda basılmıştır, 19. yüzyılda ise Almanya, İngiltere, İtalya ve Fransa'nın gazetecilik anlayışı çerçevesinde profesyonel bir platformda, Avrupa Sanat Müziği'ni geliştirmeye yönelik olarak varlığını sürdürmüştür. 20. yüzyılda bilim ve sanattaki akımlar tüm dünyada görülmeye başlanmıştı. Bu değişiklikler müzik eleştirisini; var olan müzikal akımların çerçevesinde, akademik temellere dayalı ve bilimsel olarak süreli yayınlar ve gazetelerde yer alması ve yöntemlerdeki ayırımlar açısından da etkiledi. Bu çalışma; Avrupa Sanat Müziği bağlamında eleştirinin tanımı, sanat eleştirisi, müzik eleştirisi, müzik eleştirisi ve estetik, müzik eleştirisinin tarihsel gelişimi, bir eleştirmenin nitelikleri, Türkiye'de müzik eleştirisi konularını kapsamaktadır. Bu bağlamda; bu çalışma Avrupa ve Türk müzik eleştirmenleri ve yayınlarından bahsetmektedir ve Avrupa Sanat Müziği tarihini kronolojik olarak açıklamaktadır.