FBE- Jeoloji Mühendisliği Lisansüstü Programı - Yüksek Lisans
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Gözat
Yazar "Akyüz, Hüsnü Serdar" ile FBE- Jeoloji Mühendisliği Lisansüstü Programı - Yüksek Lisans'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
Ögeİstanbul İli, Sazlıbosna (arnavutköy) - Kayabaşı (başakşehir) Civarının Jeolojisi Ve Yapısal Evrimi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2014-11-21) Balamir, Mert ; Akyüz, Hüsnü Serdar ; 10056777 ; Jeoloji Mühendisliği ; Geological Engineeringİstanbul ilinin batısında yer alan Sazlıbosna-Kayabaşı civarında ayrıntılı jeolojik incelemelerle bölgedeki formasyonların litolojik, stratigrafik ve yapısal özellikleri araştırılmıştır. Bu araştırma kapsamında 1/25000 ölçeğinde jeoloji haritası ve kesitleri hazırlanmıştır. Bölgede Alt Karbonifer yaşlı Trakya Formasyonu, Eosen yaşlı Hamamdere, Soğucak ve Ceylan Formasyonları ve Miyosen yaşlı Çukurçeşme Formasyonları yer almaktadır. Alt Karbonifer yaşlı, kumtaşı-şeyllerden meydana gelen Trakya Formasyonu sahanın temelini oluşturur. Üzerine Orta-Üst Eosen yaşlı, birbiriyle yanal ve düşey geçişli Hamamdere, Soğucak ve Ceylan Formasyonları açılı uyumsuz olarak gelir. Üst Miyosen yaşlı Çukurçeşme Formasyonu ise bu birimleri örter. Hamamdere Formasyonu sığ denizel-şelf ortamında çökelmiş çamurtaşları ile başlar ve üste doğru resiften taşınan, ince kireçtaşı aratabakalarıyla devam eder. Soğucak Formasyonu, resifal kireçtaşlarından meydana gelir. Şelfe (Hamamdere Formasyonu) ve açık deniz-havzaya doğru ince tabakalar halinde izlenir. Ceylan Formasyonu açık deniz-havza ortamında çökelmiş, kırıntılı kireçtaşı aratabakalı marn ve çamurtaşlarından oluşur. Çukurçeşme Formasyonu akarsu ortamında oluşmuştur ve inceleme alanında yer yer kil bantlı kum ve çakıllar şeklinde izlenmektedir. Tabaka ölçümleri, kıvrımlar ve faylar incelendiğinde sahanın etkilendiği 4 ayrı deformasyon dönemi ve gerilme yönü tespit edilmiştir. Trakya Formasyonu'nu etkileyen 1. deformasyon evresinin Karbonifer sonrasında, Hersiniyen Orojenezi etkisiyle, D-B yönlü sıkışarak, 2. deformasyon döneminin ise Triyas sonrasında, Kimmeriyen Orojenezi döneminde K20B yönlü sıkışarak geliştiği düşünülmektedir. Trakya Formasyonu'nu etkileyen 3. deformasyon dönemi ise Alpin Orojenez döneminde meydana gelen K15D yönlü bir sıkışma ile gelişmiştir. İnceleme alanında tespit edilen 4. deformasyon ürünü ise Eosen çökelleri içinde izlenmiştir. Hafif şiddetli bu deformasyon, Eosen sonrası, Üst Miyosen öncesinde K45B yönlü bir sıkışma ile gelişmiştir.
-
ÖgeYedisu Fayı'nın (kuzey Anadolu Fayı) Sismik Tehlike Analizi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2015-04-13) Polat, Hatice Esra ; Akyüz, Hüsnü Serdar ; 10071968 ; Jeoloji Mühendisliği ; Geological EngineeringKuzey Anadolu Fayı Zonu’nun (KAFZ), doğu kesiminde yer alan Erzincan İli’nin Üzümlü İlçesi yakınları ile Bingöl İli’nin Yedisu İlçesi arasında yaklaşık K70B konumunda ve 72 km uzunluğundaki olan Yedisu Fayı’nın oluşturacağı sismik tehlikenin analizi oluşturulmuştur. Yedisu segmenti boyunca ve çevresinin jeolojisi genel olarak Neotetis Okyanusu’nun kapanması ile oluşmuş ofiyolitik bir melanj, derin denizel pelajik çökeller, piroklastik kayalar, fliş, kireçtaşı, marn, aglomera, volkanik breş, bazalt, andezit gibi kaya türlerinden oluşurmuştur. Havza ortalarında ve akarsu yataklarında alüvyon, alüvyon yelpaze ve yamaç molozu gibi genç çökeller görülür ve pekleşmemelerinden dolayı yumuşak zemin olarak adlandırılmıştır. Türkiye’deki depremlerin aletsel döneme ait kayıtları incelendiğinde 1900 yıllarda oluşan deprem serisi içerisinde KAFZ boyunca sadece Marmara Denizi kesimi ve Yedisu segmentinin kırılmadığı görülmektedir. Tarihsel deprem kayıtlarına bakıldığında ise bu segment üzerindeki en son depremin 1784 yılında gerçekleştiği kayıtlarda yer almaktadır. Bu segment üzerinde yapılmış paleosismolojik araştırmalar ışığında depremin tekrarlama periyodunun 245±55 yıl olarak belirlenmiştir. Sismik boşluk olarak adlandırılan bu segmentin gerek deprem serisi sırasında kırılmaması gerek son depremin üzerinden 231 sene geçmesi ve gerek ise KAF’ın yılda ortalama 2 cm kayması segmentin kırılma riskinin çok yüksek olduğu açıkça göstermektedir. Fayın doğusunda ve batısında daha önce gerçekleşen depremler, segmentin üzerinde biriken enerjiyi arttırmıştır. Yedisu segmentinin kırılması halinde segment boyunca ve yakın çevresinde hissedilecek deprem şiddetinin modellemesi yapılarak bölge için bir sismik tehlike analizi oluşturulmuştur. Sismik tehlike analizi, deterministik ve olasılıksal sismik tehlike analizi olmak üzere iki türe ayrılır ve bu tez kapsamında deterministik sismik tehlike analizi kullanılmıştır. Bu analiz için gerekli olan koşullar, deprem kaynak veya kaynaklarının belirlenmesi, yerleşim ya da çalışılan alan ile kaynak arasındaki en kısa mesafe olan dik uzaklığının bulunması, bu mesafeye bağlı olarak oluşacak yer hareketi parametresinin (PGA, PGV gibi) hesaplanması ve mesafeye göre değişimlerinin grafiksel olarak gösterilmesini kapsamaktadır. Coğrafi bilgi sistem yazılımlarından biri olan ArcGIS programı kullanılarak çalışma alanının uydu görüntüleri eşliğinde ve MTA haritaları ile jeoloji haritası güncelleştirilmiştir. Her formasyon, yaş, litoloji, VS30 hız değerleri ve bu hızlara bağlı azalım ilişkilerinde kullanılacak katsayı bilgilerini içererek çizilmiştir. Güncel diri fay haritası ile segmentin konumu ve uzunluğunu harita üzerine işlenmiştir. Böylece segmentin uzunluğu ortalama 72 km olarak belirlenmiştir. Wells ve Coppersmith (1994)’e ait deprem büyüklüğünün fay uzunluğuna göre belirlenmesini sağlayan ampirik denklem kullanırak moment büyüklüğü 7.2 olarak belirlenmiştir. Kalkan ve Gülkan (2004) öne sürdükleri VS30 hızları baz alınarak zemin türleri üçe ayrılmıştır. Buna göre Geç Pleistosen – Holosen yaşlı güncel çökeller ve alüvyon fanın olduğu kısımlara yumuşak zemin değeri olan 200 m/sn kayma hızı, Erken Miyosen – Erken Pliyosen yaşlı çakıltaşı, kumtaşı, kiltaşı grubuna sıkı zemin ortam değeri olan 400 m/sn kayma hızı; Pliyosen-Kuvarterner yaşlı lav kayaları ve Miyosen’den daha yaşlı olan metakırıntılı-metadunit-serpantinit, ofiyolitik melanj, volkanik breş, resifal kireçtaşı grubuna ise kaya ortamlar için belirtilen 700 m/sn kayma hızı değeri verilmiştir. Kuvvetli yer hareketinin karakteristik özelliklerinden olan genlik parametresinin en büyük ivme değerini hesaplamak için birçok azalım bağıntısı araştırılmış ve çalışma alanına bazıları uygulanabilmiştir. Bazı bağıntılar zemin türlerine göre hatalı sonuç verirken bazılarının ise sonuçları çok yüksek çıkmıştır. Yakın kaynak ile ilgili azalım ilişkilerinden Kalkan ve Gülkan (2004)’a ait bağıntı çalışma alanı için uygun sonuçlar vermiştir. Kullanılan program sayesinde çalışma alanını 121.424 noktaya ayrılmış ve her nokta bulunduğu formasyona ait bilgileri taşımaktadır. Azalım ilişkileri için gerekli hesaplama işlemi yapıldıktan sonra bu noktaların her biri için artık bir pik ivme değeri (PGA) atanmış oldu. PGA değerlerinden hissedilen şiddet değerine geçiş yapabilmek için Arıoğlu ve diğ. (2001) ve Bilal ve Askan (2014)’e ait ampirik formüller kullanılmıştır. Arıoğlu ve diğ. (2001)’e ait denklem, uygulanan bağıntı için hissedilen şiddet değeri olarak sırasıyla 7, 8, 9 ve 10 değerlerini vermiştir. Bilal ve Askan (2014)’e ait denklem ise bu bağıntı için hissedilen şiddet değeri olarak sırasıyla en küçüğü 8 olmak üzere 9, 10 ve 11 değerlerini vermiştir. Bilal ve Askan (2014) ampirik formülü Arıoğlu ve diğ. (2001)’e oranla daha fazla deprem verisini kullanarak oluşturulduğu için daha güvenilir bir sonuç vermektedir.