LEE- Çevre Bilimleri Mühendisliği ve Yönetimi- Yüksek Lisans
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Gözat
Yazar "İmer, Derya Yüksel" ile LEE- Çevre Bilimleri Mühendisliği ve Yönetimi- Yüksek Lisans'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
ÖgeDöngüsel ekonomi yaklaşımıyla kullanım ömrü dolan seramik membranların iç ortam havasından co2 giderimi için yeniden kullanımı(Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2021-07-16) Karataş, Elçim ; İmer, Derya Yüksel ; 501181745 ; Çevre Mühendisliği ; Environmental EngineeringSürdürülebilirlik konusu son yıllarda küresel olarak ön plana çıkmış ve başta Avrupa Birliğindeki ülkeler olmak üzere birçok ülke bu konuyu ele almaya başlamıştır. Sürdürülebilirlik kavramı, çevresel bir yaklaşımla doğal kaynak tüketimini azaltmaya odaklanırken, aynı zamanda kaynakları tasarruflu kullanmayı hedeflemektedir. Bu bağlamda, döngüsel ekonomi ve sürdürülebilirlik ayrılmaz bir şekilde bağlantılıdır. Son zamanlarda, membran proseslerinin birçok alanda kullanımının artması buna karşın hızlı kirlenme problemi nedeniyle membranların sık değişim gerekliliği ve atık oluşturma potansiyeli bu alanda kullanım ömrünü tamamlamış membranların yeniden kullanımı, atık membranlardan enerji geri kazanımı veya başka bir membran türüne dönüştürme ve yeniden kullanma (örneğin, ultrafiltrasyon veya nanofiltrasyon olarak ters osmoz membranlarının kullanılması) ile ilgili çalışmalara ihtiyaç artmaktadır. Membranlar son yıllarda su ve atıksu arıtımı ve madde geri kazanımı alanında oldukça fazla kullanılmaktadır. Ortalama verimli kullanım ömürleri ve değişim periyotları düşünüldüğünde çok ciddi bir atık yüküne sahiptir. Bu alanda sürdürülebilirlik çözümü için bilim ve teknoloji çerçevesinde yeni yaklaşımlar ortaya koymak gelecek için çok ciddi bir adımdır. Yapılan çalışmaların büyük bir çoğunluğu TO polimerik membranların döngüsel ekonomi yaklaşmıyla UF veya NF olarak tekrar kullanımını içermektedir. Polimerik membranların ömrünün yeni membran üretim stratejileri ve modül tasarımları ile en az 6 yıl, seramik membranların ise çok fazla çalışma olmamasına rağmen ömrünün 20 yıla yakın olduğu belirtilmektedir. Seramik membranların veya filtrelerin yeniden kullanımı veya geri kazanımı ile ilgili çalışmaları araştırdığımızda şu anda literatürde veya endüstriyel uygulamada bununla ilgili bir çalışmaya rastlanmamış ve kabul görmüş sistematik bir yaklaşımdan bahsedilmemiştir. Genel olarak seramik atıklarının tekrar değerlendirilmesi ile ilgili literatürde yer edinmesine rağmen seramik membranların tekrar kullanımı ile ilgili bir çalışma mevcut değildir. Tez kapsamında endüstriyel atıksu arıtımında kullanılmış ve ekonomik ömrünü tamamlamış seramik membranların CO2 gideriminde kullanılabilirliğini incelemek, bu amaçla membran temas reaktör dizayn etmek ve işletmek ve böylelikle döngüsel ekonomi yaklaşımını membranların yeniden kullanımı için uygulayarak ön bir çalışma niteliğinde ortaya koymaktır. Tez çalışmasının amacı son yıllarda kullanımı gittikçe artan membran proseslerin temel malzemesi olan membranların faydalı kullanımları sonrası ekonomiye yeniden kazandırılması için yöntemler geliştirmektir. Bu bağlamda membran temas reaktörün CO2 giderimde verimliğini değerlendirebilmek amacıyla kullanılan sıvı absorbentin (NaOH çözeltisi) CO2 tutma kapasitesinin farklı NaOH konsantrasyonlarında ve farklı sıvı ve gaz sirkülasyon debisinde test edilerek optimum koşulu belirlemek amaçlanmıştır.
-
Ögeİç ortam havasından eş zamanlı partikül madde ve toluen giderimi için nanolif ve aktif karbon içeren filtre sisteminin geliştirilmesi(Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2022-01-26) Yavaş Erdem, Melike ; İmer, Derya Yüksel ; 501191720 ; Çevre Bilimleri Mühendisliği ve Yönetimi ; Environmental Sciences Engineering and ManagementGünümüzde insanlar zamanlarının %80-90 gibi büyük bir kısmını iç ortamlarda geçirmektedir ve bu nedenle tren, uçak, hastane, restoran, ev ve ofis gibi sıklıkla bulunduğumuz iç ortamların hava kalitesi önemli çalışma konusu haline gelmiştir. İç ortamlarda soluduğumuz hava, en az dış ortamda soluduğumuz hava kadar sağlığımızı etkilemektedir. Özellikle modern binalarda yapılan izolasyon sistemleri taze hava sirkülasyonunu azaltmakta ve bu durum iç ortam havası kirleticilerine olan maruziyeti arttırmaktadır. İç ortamlarda geçirilen zamanın, insan sayısının ve kirletici kaynakların artması ile ''Hasta Bina Sendromu'' ve ''Bina Bağlantılı Hastalık'' gibi bazı sağlık sorunları da ortaya çıkabilmektedir. Bunların yanı sıra iç ortam havası kirleticilerinden partikül maddelerin (PM) ve uçucu organik bileşiklerin (UOB) varlığı solunum yolu hastalıklarına neden olmaktadır. İç ortam havasındaki partikül maddelerin birçok kaynağı bulunmaktadır. Yapılan çalışmalarda iç ortamdaki partikül madde ve uçucu organik bileşik konsantrasyonlarının dış ortamdaki partikül madde ve uçucu organik bileşik konsantrasyonları ile paralellik gösterdiği, ayrıca iç ortamlarda kullanılan birçok malzeme, teçhizat ve ekipmanın da kirletici madde kaynağı olabileceği görülmektedir. Günümüzde yaşanan COVID-19 pandemi salgınında en önemli ve en büyük bulaş yolu olarak görülen kaynak ise canlılardır. Ciddi solunum yolu enfeksiyonlarından ölüme kadar sebebiyet verebilen SARS-CoV-2 koronavirüsü de aynı zamanda yaklaşık 0,065 – 0,125 µm boyutları arasında ince tanecik grubunda yer alan bir partikül maddedir. Aynı zamanda bazı uçucu organik bileşikler de kimyasal yapılarından, buhar basınçlarından ve kaynama noktalarından dolayı bulunulan iç ortamlarda solunabilmektedir. Uçucu organik bileşikler, solunum yolu hastalıklarına ek olarak aynı zamanda nörolojik toksisite, göz ve boğaz tahrişi gibi sağlık etkilerine de neden olabilmektedir. İç ortamdaki partikül maddelerin ve uçucu organik bileşiklerin gideriminde en etkili yöntemlerden biri olarak görülen filtrasyon teknolojisi adsorpsiyon, oksidasyon ya da her iki mekanizmanın da kullanılması ile işlevselleştirilebilmektedir. Bu tezin de temel çıkış noktası, iç ortam havasında farklı boyutlarda bulunabilen partikül maddelerin, polimer yapılarının nanolif filtrelere entegrasyonu ile adsorpsiyon özelliği kazandırılarak filtrasyon teknolojisi yardımı ile gideriminin sağlanmasıdır. Böylece elektroeğirme yöntemi ile üretilen nanolif hava filtreleri ve aktif karbon kullanılarak yetersiz iç ortam hava kalitesinin iyileştirilmesine yönelik bir çözüm olarak tasarlanmıştır. Tez kapsamında nanolif filtreler üretilirken literatürde poliamid 6 (Naylon 6, PA6) polimeri ile ilgili nanolif hava filtrelerin geliştirilmesine yönelik çalışmaların verimlerinin yüksek olması hem de yüksek dayanım ve fiber oluşturma özelliği sunması nedeniyle ağırlıkça %18 oranında PA6 polimeri kullanılmıştır. Havada bulunan partikül maddelerin filtrasyon mekanizması ile fiber yüzeylerine adsorpsiyonunu sağlayarak kirleticilerin giderimi hedeflenmiştir. PA6 nanolif filtreler, iki farklı mesh (büyük gözenekli) filtre destek tabaka üzerine ve 15-30-45 dakikalık farklı üretim sürelerinde üretilerek filtrelerin hem yapısal karakterizasyonu hem de performanslarına bakılmıştır. Üretilen PA6 nanolif filtreler filtrasyon cihazına yerleştirilerek reaktör sistemi içerisinde PM1,0 ve PM2,5 boyutları için partikül madde giderim etkinliklerine bakılmıştır. Üretilen nanolif filtrelerin en yüksek PM1,0 giderimi %93, PM2,5 için %94 giderim verimi sergilediği görülmüştür. Bir diğer aşamada farklı adsorbentler denenerek aralarında en iyi UOB giderim performansı gösteren adsorbent belirlenmiştir. Kullanılan klinoptilolit, bentonit, aktif karbon, selüloz nanofibril (CNF), silika jel, polivinil alkol (PVA) adsorbentlerinden aktif karbonun %97,03 giderim verimi ile en iyi performansı sergilediği görülmüştür. Filtre sistemine farklı oranlarda aktif karbon adsorbenti yerleştirilerek uçucu organik bileşik olarak kullanılan toluen kirleticisinin reaktör ortamında giderimi incelenmiştir. Kullanılan cihazın kapasitesine bağlı olarak ve ön denemelere göre 3 ve 5 gram aktif karbon adsorbenti ile toluen giderimleri izlenmiş ve %98'in üzerinde giderim verimi olduğu görülmüştür. Eş zamanlı partikül madde giderimi ve toluen adsorpsiyonu optimum şartlarda hem reaktör hem de gerçek oda ortamında gerçekleştirilmiştir. Böylece en iyi partikül madde giderimi ve toluen adsorpsiyonu sağlayan PA6 nanolif filtre ve aktif karbon oranı kullanılarak optimum koşullarda eş zamanlı giderim sağlanabilmiştir. Eş zamanlı giderimde, seçilen nanolif filtre ve 3 gr aktif karbon kullanıldığında PM1,0 giderimi %97,83, PM2,5 giderimi %97,37 ve 5 gr aktif karbon kullanıldığında PM1,0 giderimi %97,51 ve PM2,5 giderimi %98,95 olarak bulunmuştur. Gerçekleştirilen çalışmalar sonucunda seçilen nanolif filtre ve 3 gr aktif karbon adsorbenti ile gerçek oda koşullarında ölçümler gerçekleştirilmiştir. Farklı kompozisyonlarda üretilen nanolif filtrelerin karakterizasyonu için SEM analizi ile fiber çapları ve yüzey morfolojileri belirlenmiştir, nanolif fiber çaplarının 147 ile 167 nm arasında değiştiği görülmüştür. Nanolif filtrelerin performanslarını belirlemek için ise standart yöntemler ile hava geçirgenliği ve su buharı geçişi deneyleri yapılmıştır. Deneysel çalışmalar sonucunda farklı destek tabakaları ve nanolif filtre üretim süreleri ile üretilen filtrelere uçucu organik madde tutunum özelliği kazandırılarak iç ortam hava kalitesinin iyileştirilmesine yönelik partikül madde ve toluen giderimi için filtre malzemeleri geliştirilmiştir.
-
ÖgeSelüloz nanokristal ve fotokatalizör katkısıyla üretilen nanolif hava filtreler ile iç ortam havasında bulunan uçucu organik bileşiklerin giderimi(Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2021-02-11) Kesici Büyükada, Esra ; İmer, Derya Yüksel ; 501181716 ; Çevre Bilimleri, Mühendisliği ve Yönetimiİnsanlar günlük hayatın büyük çoğunluğunu (%80- 90'ını) konut, işyeri ve okul gibi binalar ve uzun yol taşıma araçları (otobüs, uçak, tren vb.) gibi kapalı iç ortam havasında geçirmektedir. Bu nedenle, iç ortam havası, en az dış hava kalitesi kadar, insan sağlığı üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. İç ortam hava kalitesi, dış havanın girişinin kontrol edildiği ve iç hava sirkülasyonunun uygulandığı yapılardaki hava kalitesi olarak tanımlanabilmektedir. Sanayinin gelişmesi ile sıcaklık kayıplarını önlemek için yeni binalarda dış havaya karşı daha fazla izole edilmeye başlanmış, iç ortamdaki hava değişimindeki azalma iç havanın kalitesinin dış havadan daha kötü hale gelmesine yol açmıştır. Son yıllarda, iç ortam hava kalitesi ile ilgili yapılan çalışmalarda bazı parametrelerden kaynaklı olarak o hacimde zamanını geçiren insanlarda kısa ve uzun vadeli sağlık sorunlarının oluştuğu tespit edilmiştir. Özellikle kronikleşen bazı hastalık belirtilerinin iç ortam havası ile birebir bağlantılı olduğu belirlenmiş ve bu sağlık sorunları "Hasta Bina Sendromu" terimi altında toplanmıştır. Kötü iç hava kalitesi olan binalarda uzun süre kalan kişiler, kirletici kaynakların yoğunluğuna bağlı olarak etkilenebilmektedir. Çeşitli sağlık sorunlarına neden olan bu yapılara "hasta binalar" denir. Hasta bina sendromunun yaygın belirtileri; göz, burun ve boğazda tahriş, baş ağrısı, baş dönmesi, bulantı, kusma, fiziksel ve zihinsel yorgunluk, hafıza kaybı, konsantrasyon eksikliği, deride gözlenen tahriş, kızarıklık, ağrı, kaşıntı ve kuruluk olabilmektedir. Hasta bina sendromuna neden olan iç ortam kirleticilerinden biri olan Uçucu Organik Bileşikler (UOB) konsantrasyonları düşük olmasına rağmen (ppb değerlerinde) uzun süreli maruziyet kronik eğilime sebep olmaktadır. Tezin konusu; iç ortam havasında bulunan ve hasta bina sendromunun temel nedenlerinden olan UOB'lerin adsorpsiyon ve oksidasyon mekanizmalarıyla yenilikçi kompozit nanolif filtre malzemeleri ile gideriminin incelenmesidir. Kompozit nanolif filtrelerin üretiminde elektroeğirme yöntemi kullanılmış ve farklı polimerler (poliamid6-PA6 ve poliakrilonitril-PAN), adsorpsiyonu sağlayan nanoadsorbent olarak selüloz nanokristal (SNK) ve oksidasyonu gerçekleştiren farklı nanofotokatalizörler (TiO2 ve ZnO) kullanılarak farklı içerikte nanofil hava filtreleri geliştirilmiştir. Tez kapsamında, hazırlanan kompozit nanolif filtrelerin üretimi, karakterizasyonu, performans testleri ve filtre tasarımı çalışmaları gerçekleştirilmiştir. Tezin önemi, literatürde kısıtlı çalışma alanına sahip olmuş ve genelde izleme çalışmalarına rastlanılan ama insan sağlığı için çok fazla öneme sahip olan iç ortam kirleticilerinin giderilmesi için filtrasyon teknolojilerinin uygulanabilirliğinin ayrıntılı incelenmesi, filtre malzeme özelliklerinin belirlenmesi ve bu özelliklerin kirletici maddeye özel geliştirmesi, bu aşamaların bir deneysel sistematik içerisinde kurgulanması ve yönetilmesidir. Neticede adsorpsiyon+fotokatalitik oksidasyon mekanizmalarının eş zamanlı olarak filtrasyon teknolojisinde uygulanması, UOB gideriminin sağlanması ve filtre malzemesinin günlük hayatta kullanılabilecek düzeyde ticari bir ürüne dönüşme potansiyelinin incelenmesidir.
-
ÖgeTekstil endüstrisinde su geri kazanım teknolojilerinin seçimine yönelik karar destek programının geliştirilmesi(Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2021-05-19) Zengin, Umut ; İmer, Derya Yüksel ; 501171758 ; Çevre Mühendisliği ; Environmental EngineeringSon birkaç yüzyıldır insani tüketimin hızlı bir şekilde artması sanayi endüstrilerininde çeşitli ürün üretmesine neden olmaktadır. Ürünlerdeki çeşitlilik tüketilen doğal kaynaklarında aynı şekilde artmasına sebebiyet vermektedir. Her yeni ürün beraberinde farklı endüstrilerinde gelişmesine sebebiyet vermekte, bu endüstrilerde üretimlerinde doğal kaynakları tüketmektedirler. Gelişen dünya ve tüketim ihtiyacının artması sebebiyle endüstriler sürekli gelişim göstereceğinden ve bunun sonucu olarakta doğal kaynakların kullanılacağı kaçınılmaz bir gerçekliktir. Doğal kaynakların verimli bir şekilde üretimde kullanılması için sürdürülebilir yaklaşımlar yarım yüzyıldır tartışılmakta modellemeler geliştirilmektedir. Son yıllarda döngüsel ekonomi gerçek ölçektede üretim yapan endüstrilerde uygulanmaktadır. Döngüsel ekonominin gerekliliği olarak üretim sonucu açığa çıkan atıkların, tekrar kullanımı şimdi ve önümüzde ki yıllarda kaçınılmaz bir gerçeklik olacaktır. Doğal kaynaklardan biri olan suyun tüketimi de tekstil sektöründe kendine yer bulmaktadır. Tekstil sektörü endüstriler arasında en fazla su tüketimi ve atık su oluşturan sektörler arasında yer almaktadır. Üretimde kullanılan su sonucu açığa çıkan atık suyun deşarj edilmesi yerine üretimde tekrar kullanılması tekstil sektörü için bir gerçekliktir. Hali hazırda belli bölgelerde yer altı su seviyesinde ki düşüşler ve satın alınan su birim fiyatlarında ki artış sonucu tekstil sektörü su geri kazanım tesislerine yönelmektedirler. Su geri kazanım uygulamalarının tekstil sektöründe desteklenmesiyle beraber, kurulan arıtma tesislerinin de geniş çerçevede sürdürülebilirliğe katkı yapması gerekmektedir. Sektör su geri kazanımının önemini kabullendikten sonra uygulanacak arıtma tesisininde bir endüstri olduğu burada kullanılacak ekipmanların, kimyasalların ve arıtma teknolojilerininde sürdürülebilir bir yaklaşım temelinde değerlendirilmesi gerekmektedir. Atık su geri kazanım tesisinin gerek enerji tüketimi, gerekse kimyasal tüketimi gibi etkenler sebebiyle sürdürülebilir bir yaklaşım temelinde inşa edilmesi gerekmektedir. Günümüzde genellikle uygulanan arıtma metotunun seçiminde arıtma endüstrisi tarafından en çok tecrübe edilmiş arıtma prosesleri uygulamalarda kendine yer bulmaktadır bununla beraber tecrübe edilmiş arıtma proseslerinin kriterler çerçevesinde kıyaslaması yapılamamaktadır. Özellikle atık su geri kazanım tesislerinden kaynaklanan ekipmanların sebebiyet verdiği karbondioksit salınımı gibi harici negatif etkiler düşünülmemektedir. Yüksek miktarda kullanılacak kimyasalların işletme maliyeti negatif etkisinin yanı sıra, kimyasalların tüketiminde harici negatif etkileri göz ardı edilmektedir. Bu sebeple su geri kazanım tesisleri için, maliyet-çevresel ve teknik kriterleri içeren çok yönlü bir yaklaşımın düşünülmesi gerekmektedir. Su geri kazanımı tekstil sektöründe uygulanması acil olmakla beraber uygulanmadan önce bütünleşik bir yaklaşımla ele alınması gerekliliği hayati önem arz etmektedir. Bu çalışmanın amacı, tekstil sektörü için su geri kazanım proseslerinin kriterlere göre birbiri ile kıyaslanabildiği ve en uygun arıtma senaryosunun karar destek programı tarafından kullanıcıya sunulduğu bir karar destek programının geliştilmesidir. Kriterler kullanıcı endeksli olmakta ve kriterler kullanıcı tarafından kendi tercihlerine göre puanlama ile ağırlıklandırıldıktan sonra en uygun arıtma senaryosu karar destek programı tarafından sunulmaktadır. Karar destek programlarının matematiksel modellemelerle ve bilimsel temellere dayanan kriterler bütünü ile arıtma/geri kazanım endüstrisinde uygulanması, gelecekte yoğun ilgi görecek ve çalışılacak konulardan birisi olacaktır.