FBE- Bilgisayar Mühendisliği Lisansüstü Programı
Bu topluluk için Kalıcı Uri
Bilgisayar Mühendisliği Ana Bilim Dalı altında bir lisansüstü programı olup, yüksek lisans ve doktora düzeyinde eğitim vermektedir.
Lisansüstü eğitiminde uzmanlık alanları:
Bilgisayar Ağları,
Yapay Zeka,
Doğal Dil İşleme,
Paralel ve Dağıtık Sistemler.
Gözat
Yazar "Adalı, Eşref" ile FBE- Bilgisayar Mühendisliği Lisansüstü Programı'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
ÖgeAkraba Ve Bitişken Diller Arasında Bilgisayarlı Çeviri İçin Karma Bir Model(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Tantuğ, Ahmet Cüneyd ; Adalı, Eşref ; Bilgisayar Mühendisliği ; Computer EngineeringGünümüzde bilgisayarlı çeviri sistemlerinin başarımları düşük olsa da, aynı dil ailesi içerisinde yer alan benzer diller arasında gerçeklenen bilgisayarlı çeviri çalışmalarında daha yüksek başarımlar elde edilmektedir. Bu çalışma kapsamında, bitişken özellik gösteren akraba diller arasında bilgisayarlı çeviri için yeni bir model önerilmiştir. Hem kural tabanlı hem de istatistiksel bileşenlerden oluşan bu model çerçevesinde Türk dilleri arasında çeviri konusu incelenmiştir. Türk dilleri arasında bilgisayarlı çeviri başarımını incelenmek üzere, önerilen modeli temel alan bir çeviri altyapısı gerçeklenmiştir. Deneysel uygulamalar için Türkmenceden Türkçeye çeviri yönü seçilmiş ve üretilen çıktılar, genel kabul görmüş değerlendirme yöntemleri ile puanlanarak en kaliteli çıktı üretilecek şekilde çeşitli parametreler belirlenmiştir. Gerek otomatik gerekse de insan emeği ile yapılan değerlendirmeler sonucunda başarımın yüksek olduğu görülmüştür. Bu sonuçtan hareketle, Türk dil ailesindeki diller arasında çeviri işleminin, önerilen model kullanılarak diğer yöntemlerden görece olarak daha kolay ve daha az dilbilgisel kaynak kullanılarak gerçeklenebileceği gösterilmiştir.
-
ÖgeBiçimbirimsel Bul Ve Değiştir(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2009-06-29) Şentürk, Figen ; Adalı, Eşref ; Bilgisayar Mühendisliği ; Computer EngineeringBu çalışmada, Türkçe dili için kural tabanlı yani biçimbirimsel bir bul ve değiştir işlevi yapılmasına çalışılmıştır. Bu çalışmaya gerek duyulmasının en önemli sebebi yazım programlarının Türkçe dili için yeterince destek verememesinden kaynaklanmaktadır. Özellikle bul ve değiştir işlevinde bu tür programların yetersizliklerinden kaynaklanan birçok hata ile karşılaşılmaktadır. Örneğin: “Ali kitabını Ayşe`ye verdi.” tümcesinde “kitap” sözcüğü arandığında hali hazırdaki yazım programları aranan sözcüğü bulamamaktadır. Burada karşılaşılan sorun Türkçe sözcüklerin son harflerinin özelliklerine bağlı olarak ünsüz yumuşamasının gerçekleşmiş olmasıdır. Oysaki ünsüz yumuşaması yaşanması olası durumlarda sözcüğün hem yumuşamaya uğramış hem de yumuşamaya uğramamış hali aramaya katılsaydı “kitabını” sözcüğünün içinde yer alan “kitap” sözcüğü yakalanacaktı. Bul işlevinin karşılaştığı sorunlardan biri budur. Buna benzer tez kapsamında değinilen birçok sorun vardır. Aynı örnekten hareketle “kitap” sözcüğü yerine “defter” sözcüğü konulmak istenseydi; şu anki yazım programlarının “kitap” sözcüğünü bulduğu varsayımıyla; “kitabını” sözcüğü “defterını” halini alır ki bu Türkçe için doğru olmayan bir durum ortaya çıkarır. Doğru olan “defterini” olarak değiştirmenin yapılmasıdır. Hem Bul hem de Değiştir işlevindeki hataların giderilmesi için bu tez kapsamında Türkçe sözcüklerin ve eklerinin biçimbirimsel analizi yapılmıştır. Sonlu durum makineleri oluşturularak tüm kök ve ek türleri için doğru çözümlemeler yapılması sağlanmıştır. Bulunan sözcüklerin eklerinin doğru çözümlenmesi, bu çözümlenen ekler ile de doğru değiştirme yapılması sağlanmıştır. Örneğin: “osmanlılaştıramadıklarımızdan” sözcüğünde “osman” yerine “sipahi” değişikliği yapılmak istendiğinde “sipahilileştiremediklerimizden” son durumunun eldesi sağlanmıştır.
-
ÖgeBilgi Erişiminde Tamlama Temelli Dizinleme(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Türkeeş, Mehmet Kıvanç ; Adalı, Eşref ; Bilgisayar Mühendisliği ; Computer EngineeringBu tez kapsamında, Türkçe için doğal dil işleme destekli bir bilgi erişim sistemi tasarımı yapılmıştır. Bu bilgi erişim sistemi, Türkçe’nin özelliklerini ve yapısını göz önüne alarak, bilgi erişimindeki başarımı arttırmayı amaçlamaktadır. Tasarlanmış olan bu sistemde Türkçenin biçimsel ve sözdizimsel farklılıkları ele alınmış ve bu farklılıkların giderilmesinin bilgi erişimi üzerindeki etkileri irdelenmiştir. Birimsel farklılıklar biçimbirimsel çözümlemeye dayanan gövdeleme, sözdizimsel farklılıklar ise tamlama analizi ile giderilmeye çalışılmıştır. Tamlama analizinde hem istatistiksel hem de dilbilimsel yaklaşımlar incelenmiş ve dilbilimsel tamlama analizi gerçeklenmiştir. İstatistiksel yaklaşımda, birbirini belirli sıklıklarla izleyen ve belge genelinde sıkça geçen sözcük öbekleri tamlama olarak kabul edilmiş, dilbilimsel yaklaşımda ise isim ve sıfat tamlamaları bulunmaya çalışılmıştır. İstatistiksel yaklaşımda sözcükler arasındaki yakınlık ve sıklık ilişkileri üzerinde durulurken dilbilimsel yaklaşımda biçimbirimsel çözümleme de kullanılarak sözcük türleri ve sözcüklere gelen tamlama ekleri incelenip Türkçedeki isim ve sıfat tamlamaları sonlu durum makineleri ve düzenli ifadeler olarak temsil edilmiştir. Tamlama analizi ile bulunan tamlamalar tek sözcüklerle beraber belgeleri temsil etmek için kullanılarak tamlama bazlı dizinleme gerçeklenmiştir. Ayrıca sözcük bazlı dizinleme ile tamlama bazlı dizinleme karşılaştırılarak bilgi erişimi ve başarımı üzerine etkileri araştırılmıştır.
-
ÖgeBuilding of Turkish propbank and semantic role labeling of Turkish(Institute of Science And Technology, 2018-01-16) Şahin, Gözde Gül ; Adalı, Eşref ; 504122519 ; Computer Engineering ; Bilgisayar MühendisliğiUnderstanding a human language has been a dream of manhood for more than a decade. Although early science fiction movies have predicted that dream would have come true by now, it has not. The reasons are varied however ambiguity, the need for context, common sense knowledge, the variety in word/sentence structures can be considered as such. There have been attempts to disambiguate word meanings, analyze language structures, and model common sense knowledge to reach this goal, however, it is ongoing research with many subfields. In this thesis, we are interested in one of its subfields: shallow semantic parsing or semantic role labeling (SRL). It aims to dissolve the understanding problem into identifying action/event-bearing units and their participants. In that way, independent from the structure of the sentence, the same representation can be produced, (e.g. "Economy grew by 5%" and "The growth of the economy was 5%" or "The window broke" and "Stone broke the window"). The output representations of this task can benefit other natural language understanding tasks such as information retrieval, sentiment analysis, question answering, and textual entailment. In order to perform this task a resource that contains the meanings of action/event bearing units (in our case verbs) and their frequent participants, named Proposition Bank (PropBank), should be created to guide the machine learning techniques. Unfortunately creating such a resource requires a large amount of time, budget, and linguistic experts. Therefore has not seen possible for low-resourceful languages like Turkish. In this thesis, we aim to address this issue by incorporating crowd intelligence into the construction workflow. We design a novel workflow that requires a minimum number of experts with linguistic knowledge. They have been employed for (1) the first crucial step, where semantic frames are manually created, (2) supply quality control mechanism by labeling a small number of questions, and (3) double-check the answers of crowd taskers when taskers could not agree on an answer. Other challenges to creating such a resource are posed by the rich morphology of Turkish. To address this extreme production of new words that cause a theoretically infinite number of action-bearing units, we propose to exploit the semantic knowledge that is acquired by root verbs composed with regular morphosemantic features such as case markers. We evaluate our overall approach for the building of Turkish PropBank by various inter-annotator metrics and show that our resource is of high quality. Though creating a resource is crucial, not enough for automatic labeling of semantic roles. The second part of this thesis focuses on building such automatic methods that are suitable for the Turkish language. For that purpose, we adopt a system that uses a deterministic machine learning model based on linguistic features designed mostly for high-resource, morphologically poor languages. However, the Turkish language poses the following challenges: (1) a significant amount of out of vocabulary words (words that have not been seen in the dictionary) (2) the small number of training instances, and (3) high syntactic variance among predicates and their arguments. These issues cause very sparse features that complicate the learning process of the statistical system. We address these challenges by (1) designing better features that exploit the regularity of morphosemantics, thus not as sparse as previous ones; and (2) taking advantage of pretraining on unlabeled data, in other words, exploiting prior knowledge on Turkish words that have been learned through word embeddings. We show that our approach yields to the first robust Turkish SRL system with an F1 score of 79.84. Our experiments with training data size and the features show that (1) morphosemantic features are vital for Turkish SRL; (2) a reasonable SRL system can be trained with proposed features on 60% of the available data; (3) performance greatly degrades in the absence of high-level syntactic features and (4) continuous features model complex interactions between information levels and lead to further improvement in the scores. Although the statistical SRL system has been shown to be successful in the presence of gold tags, it suffers from accumulating errors of external NLP tools that are required for feature extraction. To address this problem, we introduce a neural SRL system that employs bi-directional long-short-term-memory (LSTM) units to operate on subword units that do not require syntactic preprocessing (or only minimal). Unlike previous techniques that use pre-trained word embeddings, the proposed model generates a word embedding by composing the subword units. Available subword composition techniques did not make any distinctions between morphology types. In order to distinguish derivational morphology from inflectional morphology, we propose a linguistically motivated composition technique and systematically analyze the effect of subword and composition types. We show that (1) character-based models with bi-LSTM composition perform similar to models that use morphological information for languages with poor morphology, whereas at least 3 percentage point drop is observed on F1 scores for morphologically rich languages and (2) linguistically motivated composition method surpasses other techniques for Turkish SRL. We evaluate various techniques to combine multiple subword units in order to test whether subwords learn complementary features for argument labeling. We show that character and char-trigram combination improve the scores in all cases, whereas combining character with morphology does not help most languages with rich morphology, suggesting that characters do not capture any information that is not already embedded in morphological models. Finally, all resources are made accessible to encourage researchers to work on the Turkish language.
-
ÖgeBulanık Mantık Ve Yapay Sinir Ağları İle Türkçe Yazım Denetleyicisi(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Dilsiz, Simla ; Adalı, Eşref ; Bilgisayar Mühendisliği ; Computer EngineeringYapay Zeka, insanın düşünme sistemini modellemeyi amaçlayan çalışmalar bütünür. Doğal Dil İşleme, Yapay Zekanın bir alt koludur. Türkçe bağlantılı ve kurallı bir dildir. Köke eklenen ekler ile birçok yeni sözcük türetilebilmektedir. Bu özelliği ile dilde kullanılan sözcük sayısı yönetilemez düzeylere ulaşabilmektedir. Ayrıca dile sonradan eklenmiş kural dışı sözcükler bulunmaktadır. Bu tezde, Türkçe’nin bağlantılı dil yapısından yola çıkılıp kök ve ekler temel alınarak bir Türkçe yazım denetleme çalışması yapılmıştır. Sözlük yerine bir eğitim kümesinden elde edilmiş kaynak kümeler kullanılmış, kural tabanlı bir mantık yerine sadece temel birkaç ses uyumu kuralının kullanıldığı asıl yapının istatistiksel temeller üzerine oturtulduğu yeni bir yaklaşım getirilmeye çalışılmıştır. Çalışma iki ana kısımdan oluşmaktadır: Eğitim, Denetim. Eğitim kısmında kök ve eklerine ayrılmış bir eğitim kümesinden kök ve ekler için iki ayrı kaynak kümesi oluşturulmuştur. Denetim aşamasında denetimi yapılacak sözcükler de kök ve eklerine ayrılmış, hem kök hem de ekler kendilerine ait kaynak kümeler kullanılarak ayrı ayrı denetlenmiştir. Türkçe’de eklerin sıralanışı önemli olduğu için ekler, art arda gelen ek çiftleri şeklinde ele alınmıştır. Denetleme için iki kök ya da iki ek çifti karşılaştırılmış ve derecelendirilmiştir. Dereceleme, bulanık mantık ile geliştirilmiş bir benzerlik oranı, hataların öğrenilmesi ile elde edilmiş bir öğrenme derecesi ve kullanım sıklıklarından oluşan bütünleşik bir yapıdadır. Her denetleme sonrası sistem yapılan hataları öğrenmekte, sonraki denetimlerde bu öğrenilmiş bilgileri de dereceleme yapısında kullanmaktadır. Öğrenme için Yapay Sinir Ağları kullanılmıştır. Denetlenen kök ve ekler Türkçe’nin en temel birkaç ses uyumu kuralı gözetilerek birleştirilip, yorumlanmıştır. Hatalı sözcükler için denetleme sonuçlarından elde edilen önermeler yapılmıştır.
-
ÖgeCMMI Uygulama Altyapı Sistemi(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Kökten, Hatice Didem ; Adalı, Eşref ; Bilgisayar Mühendisliği ; Computer EngineeringBu çalısmada, sistematik ve en iyi pratiklere dayanan bir süreç yönetimi yazılımı gelistirilmektir. Tasarlanan proses altyapısı ve gelistirilen yazılım, yazılım mühendisliginin proje yönetimi, gereksinim yönetimi, analiz ve tasarm, uygulama gelistirme, test, degisiklik yönetimi ve aktarım süreçlerinde gerekli olan spesifik tecrübeleri bir bütün içinde, yönetilebilir bir sekilde tutulmasını hedeflemektedir. CMMI modelinde yer alan temel özellik olan izlenebilirligin süreç altyapısına uygulanması ve uygulamada maksimum faydanın alınması amaçlanmaktadır. Orta ve küçük ölçekli firmaların süreç yönetimi konularına adaptasyonunu en hızlı ve en dogru yapabilecekleri bir ortam gelistirilmistir.
-
ÖgeÇoklu İçerik Yönetimi Sistemlerinde Ortalama Eğimli İşbirlikçi Süzgeçleme(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2010-07-07) Alay, Zübeyde Deniz ; Adalı, Eşref ; Bilgisayar Mühendisliği ; Computer EngineeringVerilerin özelliklerine göre öbeklere ayrılması, süzgeçlenmesi ve kestirim yapılması çevirim içi sistem, içerik yönetimi, veri madenciliği, görüntü işleme, finansal çözümleme gibi pek çok birbirinden değişik uygulama için önemli bir problemdir. Çevrimiçi uygulamalarda işbirlikçi süzgeçleme, kullanıcıların vermiş olduğu oylara dayalı olarak yeni oy veya ürün kestiriminde kullanılır. Önceden verilen ortak oyların benzerliği, oy öbekleri arasındaki değer farkları hesaplanması ve hata ölçümleri bulunarak uygun oy kestirimleri gerçekleştirilir. Çoklu site içerik yönetim sistemlerinde (İYS) kullanıcıların çeşitli ürünlere verebilecekleri oylara dayanarak kestirim yapabilme probleminin çözümü için Ortalama Eğimli İşbirlikçi Süzgeçleme (OEİS) kullanarak gerçeklenmiştir. Çoklu site İYS geliştirilmesi karşılaştırmalı veri çözümleme sonucu seçilen uygun bir içerik yönetimi sistemi üzerine oluşturulmuştur. Sistemde birden fazla alan adı üzerine tek bir veri tabanı üzerinden erişilebilecek çok kullanıcılı bir yapı gerçeklenmiştir. Gerçekleştirilen OEİS algoritması yeni oluşturulan ve var olan yöntemler kullanılarak tasarlanmıştır. Yapılan sınamalarda algoritmaların oy öğeleri arasındaki ilişkileri daha doğru tanımladığı ve büyük veritabanlarının niteliğine bağlı olarak daha iyi başarım sağladığı gözlemlenmiştir. Kullanıcı başına Ortalama İşbirlikçi, Kişiselleştirilmemiş, Pearson ve OEİS yöntemlerinin öngörü kabiliyetleri karşılaştırılmıştır. Çoklu site İYS ve uygulanabilecek OEİS yöntemi kurulum maliyetinin diğer içerik yönetim sistemlerine üzerine kurulabilecek süzgeçleme yöntemine göre çok düşük olması da algoritmanın yaralarından biridir. PHP ve mySQL kullanılan uygulamada süzgeçlenecek oylar ve kullanıcı belgileri düzenlenerek iki boyutlu kullanıcı oy süzgeçlemesi oluşturulmuştur. Bu işlemde amaç, kayıtlı kullanıcı çoklu sitelerden herhangi birisine bağlandığında kullanıcının hangi ürünü en çok isteyebileceğini kestirerek, kullanıcıya daha önceden oy vermediği ürünü göstermektir.
-
ÖgeÇoklu Koşullu Rassal Alanlar Kullanarak Türkçe Biçimbilimsel Belirsizlik Giderme(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2013-02-18) Ehsani, Razieh ; Adalı, Eşref ; 460003 ; Bilgisayar Mühendisliği ; Computer EngineeringBu çalışma Türkçenin biçimbilimsel belirsizlik gidermesi sorunu ile uğraşır. Bu sorunu istatistiksel makine öğrenme yöntemi ile ele alar. Kullandığı istatistiksel yöntem ise koşullu rassal alanlardır.
-
ÖgeDağıtık Mimari Tasarımı Ve Yönetim Sistemi Geliştirilmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2015-06-10) Akgündüz, Mustafa Haluk ; Adalı, Eşref ; 10074950 ; Bilgisayar Mühendisliği ; Computer EngineeringDağıtık Sistemler, büyük ölçekli uygulamaların zaman ve alan gereksinimi konusunda karşılaştıkları engelleri aşma yönünde ortaya çıkmış bir mimari türüdür. Dağıtık sistemlere kadar olan zamanda geliştirilen mimariler, uygulamaları hızlandırma yönünde donanım (çok işlemcili sistemler, çok çekirdekli işlemciler vb.) ya da yazılım (istemci / sunucu vb.) alanında bir gelişim gösterse de uygulamaların büyüklüklerindeki artış ivmesini yakalayamamışlardır. Diğer yandan başarım kriterlerinin sınırlı sayıda fiziki bilgisayarlar üzerinde gerçekleştirilmek istenmesi, ortaya maliyeti yüksek bir çözüm çıkarmaktadır. Son zamanlarda, akıllı telefon ve tablet bilgisayarların yaygınlaşması, atanmış sistemlere yönelik işlemci, bellek gibi donanımların başarım / fiyat oranlarının artmasını sağlamıştır. Böylece mevcut geliştirilmiş ya da tasarlanacak düşük maliyetli atanmış sistemlerin birarada kullanılmasıyla, maliyeti yüksek hızlı bilgisayarlardan daha iyi başarım / fiyat oranı elde edilebileceği fikri ortaya çıkmıştır. Hedeflenen çalışmada amaç, büyük ölçekli örnek bir uygulamanın, dağıtık sistem mimarisi vasıtasıyla ayrıştırılıp atanmış bilgisayarlarda çalıştırılmasını sağlamak ve elde edilen başarım / fiyat oranının mevcut sistemlerle karşılaştırmasını yapmaktır. Bununla birlikte, sistemdeki donanım sayısının artması, sistemin sürdürebilirliğine ait riskleri, donanımlara dağıtmakta, böylece hem güvenilirlik hem de verimlilik anlamında daha iyi bir sistem ortaya çıkmasını sağlamaktadır. Dağıtık sistemlere yönelik olarak yapılan literatür araştırmalarında; ana bilgisayar, istemci / sunucu, dağıtık nesne, bilgisayar kümeleri ve grid mimarileri incelenmiş, üstün ve eksik yönleri irdelenmiştir. Çalışmada, uygulamaların yüksek başarımlı olarak çalıştırılmak istenmesi ve mevcut atanmış bilgisayarların sınırlı kaynaklara sahip olması nedeniyle, çözüme yönelik en uygun mimarinin bilgisayar kümeleri mimarisi olduğu belirlenmiş ve tez kapsamında tercih edilen mimari olmuştur. Sayılan üstünlüklerine karşın bilgisayar kümeleri mimarisinin en önemli eksikliği platform esnekliği sağlamamasıdır. Çalıştırılacak uygulamanın atanmış bilgisayarın sahip olduğu işlemci mimarisi ve işletim sistemi ile uyumlu olması gerekmektedir. Ancak bilgisayar sistemlerinde genel olarak platform bağımsızlığı ile başarım arasında karşılıklı dışlama durumu hakimdir, yani platform bağımsızlığı beraberinde belirgin bir başarım kaybını da getirmektedir. Tezin amacındaki öncelik başarım artırımı olduğundan, platform bağımsızlığı değerlendirme dışında kalmıştır. Bilgisayar kümeleri mimarisinde, ana bir bilgisayar üzerinden merkezi bir yönetim yazılımı vasıtasıyla sistemdeki düğümler yönetilmekte, uygulama alt görevlerinin dağıtılıp çalıştırılması sağlanmaktadır. Bu tez çalışmasıyla bir Merkez Yönetim Yazılımı ve sınamaya yönelik olarak matris çarpımı tabanlı bir matematiksel uygulama geliştirilmiş, bu uygulamanın geliştirilen Merkez Yönetim Yazılımı vasıtasıyla düğümlere aktarılıp çalıştırılması gerçekleştirilmiştir. Benzer çalışmalardan farklı olarak, güvenilirliğin artırılmasına yönelik olarak çoklu çalıştırma, birebir yedekleme ve havuz yedekleme yöntemleri incelenmiştir. Havuz yedekleme yönteminde diğer yöntemlere göre daha az sayıda düğümün sürdürebilirlik kümeleri olarak işaretlenip bekletilmesi, bununla beraber diğer yöntemlerden daha iyi güvenilirlik sağlaması, sistemin güvenilirliğinin sağlanması noktasında yeterli imkanı sağlamış olup, tez kapsamında tercih edilmiştir. Diğer taraftan verimi artırmaya yönelik olarak, dosya aktarımlarında, MD5 bazlı kontroller konularak dosya aktarımı optimize edilmiş ve aynı dosyaların tekrarlı aktarımı engellenmiş, tasarlanan önceliklendirme algoritması ile düğümler önceliklendirilmiş, böylece düğümlerde çalıştırılacak uygulama alt görevlerine öncelik değeri atama imkanı verilmiş, düğümlerin homojen kullanımı sağlanarak yaşlanma oranları dengelenmiş, böylece sistemin ilk bozulma anı ötelenmiştir. Haberleşme altyapısının seçimine yönelik çalışmada, Berkeley Soketleri, Mesaj Aktarım Arabirimi, Uzak Yordam Çağrısı ve Dağıtık Paylaşımlı Bellek yapıları incelenmiş, hem kullanılacak atanmış bilgisayarların farklı yapılandırma gereksinimleri, hem de başarım ekseninde yapılan araştırma sonuçlarına göre, geliştirilen uygulamada bilgisayar kümeleri mimarisinde çokça kullanılan Mesaj Aktarım Arabirimi yerine TCP / IP tabanlı Berkeley Soketleri tercih edilmiştir. Haberleşme altyapısı olarak Berkeley Soketlerinin seçilmesinden dolayı, aktarılmak istenen nesnelere ya da dosyalara ilişkin verilerin serileştirilerek mesaj yapısına eklenmesi ve karşı tarafta aynı verinin mesajdan ayrıştırılarak ilgili nesnelerin ya da dosyaların oluşturulması işlemine ilişkin mesajlaşma yapısı ayrıca tanımlanmış ve geliştirilen Merkez Yönetim Yazılımına entegre edilmiştir. Geliştirilen yazılıma referans olması açısından, OSCAR, ROCKS, WareWulf, xCAT ve Debian Küme Bileşenleri incelenmiş, farklı yönleri karşılaştırılmıştır. Merkez Yönetim Yazılımı, uygulamanın ayrıştırılarak düğümlerde çalıştırılmasına ilişkin tüm süreci dağıtıcı, toplayıcı(lar) ve düğüm(ler) den oluşan üç ana bileşenle gerçekleştirmektedir. Dağıtıcı tüm süreci yönetmek yerine sadece toplayıcı ve düğümleri yönetmekte, böylece hem tüm sürecin yönetimi kolaylaşmakta hem de yazılım içerisinde bileşen bazlı yalıtım sağlanmaktadır. Toplayıcı ve düğümler arası aktarım dağıtıcıdan bağımsızlaştığı için haberleşme ve senkronizasyon gibi ek işler ortadan kalkmıştır. Toplayıcı, uygulamanın bulunduğu bilgisayarda çalışıp, uygulamaya ilişkin paralelleşmiş alt görevlerin tanımlandığı kural dosyalarını çözmekte ve alt görevlerin düğümlere aktarımını sağlamaktadır. Düğümler ise toplayıcılardan gelen kural ve kuralla ilgili dosyaların çalıştırılmasını sağlamaktadırlar. Düğümlerde çalıştırılacak uygulamaya ilişkin dosyalar ve değiştirge kümeleri gibi tüm gereksinimler uygulama sahibi tarafından kural listesi halinde tanımlanmakta ve kural dosyalarında barındırılmaktadır. Kurallar dağıtımı yapılacak uygulamanın içeriğine dair bir bilgi barındırmazlar, uygulamaya bakışları sadece dosya ve değiştirge listeleri ve bunların çalıştırılma şekillerinden ibarettir. Dolayısıyla merkez yönetim yazılımının uygulamaya olan saydamlığını sağlamış olurlar. Sistemin sınanması iki farklı bilgisayar ve dört farklı atanmış bilgisayar kullanarak gerçekleştirilmiştir. Sınanan atanmış bilgisayarlar sırasıyla, Raspberry PI Model B, Raspberry PI 2 Model B, BeagleBone Black Model C ve HardKernel ODROID U3 olup maliyetleri, referans bilgisayarın yaklaşık %6-11 arasındadırlar. Sistemin sınanması üç aşamada gerçekleştirilmiştir. Önce referans bilgisayarda uygulama alt görevleri paralel olarak çalıştırılmış ve tek işlemci ve tek depolama birimi kullanımı gibi seri çalışma zorunluluklarından dolayı, toplam başarımın düğüm sayısı ile orantılı artmadığı görülmüştür. Ardından atanmış bilgisayarlarla aynı sınama tekrarlanmış, bu sefer toplam başarımın düğüm sayısı ile orantılı arttığı görülmüştür. Buradan çıkan sonuç, seri çalışmaya yönelik tek etken olan ağdan veri aktarımının sistem başarımına etkisinin çok az olduğudur. Sonrasında temin edilen donanımlar teker teker sınanmış ve elde edilen sınama sonuçlarında, referans bilgisayara göre sırasıyla %4, %21, %11 ve %48'lik başarım sonuçları elde edilmiştir. Son olarak yapılan maliyet analizinde, referans bilgisayar ile atanmış bilgisayarların başarım / fiyat oranları karşılaştırılmış, atanmış bilgisayarların referans bilgisayara alternatif olup olmadıkları sınanmıştır. Sınama sonuçlarında, referans bilgisayara göre sırasıyla %58, %289, %156 ve %314'lük başarım / fiyat oranları elde edilmiştir. Buna göre ilk versiyon Raspberry PI atanmış bilgisayarı hariç, tüm atanmış bilgisayarlar referans bilgisayardan daha iyi başarım / fiyat oranı göstermişlerdir.
-
ÖgeDempster-shafer Algoritmasının Kullanımı İle Sınıflandırma Algoritmalarının Birleştirilmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Aygün, Hüseyin ; Adalı, Eşref ; Bilgisayar Mühendisliği ; Computer EngineeringBu çalışmada farklı sınıflandırma algoritmalarından elde edilen sonuçların, Dempster’in Birleştirme Algoritması ile birleştirilmesinde, sınıflandırıcıların doğruluğunu da göz önünde bulundurulan bir yöntem önerilmektedir. Farklı veri takımlarıyla yapılan deneyler sonucunda, önerilen yöntemle yapılan birleştirme işleminin, birleşimde kullanılan her bir sınıflandırma algoritmasından daha doğru ve daha başarılı sonuçlar gerçeklediği gösterilmiştir.
-
ÖgeDoğal Dil İşleme İle Türkçe Yazım Hatalarının Denetlenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2008-07-07) Delibas, Aynur ; Adalı, Eşref ; Bilgisayar Mühendisliği ; Computer EngineeringBu çalışmada, doğal dil işleme teknikleri kullanılarak Türk dilinin matematiğinin çıkarılması ve biçim birimsel çözümlemesinin yapılması üzerinde çalışılmıştır. Bu işlem yapılırken, dilin kuralları mühendisçe bir yaklaşımla ele alınmış ve dilin genel yapısı, kuralları ve aykırılıkları ortaya çıkarılmıştır. Tez çalışmasındaki hedef, girilen bir Türkçe metnin yazım hatalarının ayıklanması ve düzeltilmesidir. Bunun için, girilen metnin Türkçe’ nin ses ve dilbilgisi kurallarına uygun olup olmadığının araştırması yapılmıştır. Tez kapsamında girilen metindeki tümcelerde bulunan her kelimenin köklerinin bulunması, eklerinin ayrıştırılması, kelimenin doğru mu yanlış mı yazılmış olduğuna karar verilmesi, yanlış yazılmış kelimeler için sözcük önerilmesi ve Türkçe olmayan yabancı kelimeler için sözlüğe ekleme yapılması gerçeklenmiştir. Gerçeklenen çalışma bu alanda daha önceden yapılmış çalışmalarla kıyaslanmış ve başarımının yüksek olduğu görülmüştür.
-
ÖgeElektronik Kimlik Uygulamaları İçin Tasarlanmış Akıllı Kart İşletim Sistemi Ve Gelişmiş Güvenlik Yöntemi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2010-07-05) Başak, Mustafa ; Adalı, Eşref ; Bilgisayar Mühendisliği ; Computer EngineeringBu çalışmada, akıllı kart donanımı üzerinde çalışacak standartları sağlayan temel bir işletim sistemi tasarımı ile bu işletim sistemi üzerinde çalışacak dinamik güvenlik işlevi olarak adlandırılan yeni bir güvenlik yapısı geliştirilmiştir. Çalışmadaki dinamik güvenlik işlevinin gerçeklenmesi için temel bir işletim sistemi ve bu işletim sistemi üzerinde yeni bir dosya, bellek yönetim sistemine gereksinim duyulduğundan projede hem standartlara uyumlu temel bir akıllı kart işletim sistemi, hem de dinamik güvenlik işlevi birlikte tasarlanmıştır. Tasarlanan akıllı kart işletim sistemi ulusal kimlik kartlarında kullanılabilir niteliktedir. Bu işletim sistemi akıllı kartlar için tanımlanan ISO 7816 standartında komut ve işlevleri çalıştırabilir özelliklere sahiptir. ISO standartının haricinde üretimi kolaylaştırmak amaçlı özgün komutlara da sahiptir. Bu komutlardan bazıları bu çalışmada özgün olarak tasarlanan dinamik güvenlik işlevini çalıştırmaya yöneliktir. Tasarlanan dinamik güvenlik işlevi, yazılım güvenliğine yeni bir yaklaşım getirmekte ve gelecekte yazılımların korunmasında sıkça kullanılması öngörülmektedir.
-
ÖgeEndüstriyel Ağlar ( Canbus Üzerinde Bir Uygulama Protokolü: Canup )(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Özdemir, Akın ; Adalı, Eşref ; Bilgisayar Mühendisliği ; Computer EngineeringBu çalışmada yaygın olarak kullanılan beş endüstriyel ağ Ethernet, Modbus, Profibus, Foundation Fieldbus ve CANbus kısaca anlatılarak avantaj ve dezavantajları incelenmiştir. CAN (Controller Area Network) protokolü tanımlamalar ve fonksiyonlar açısından ayrıntılarıyla açıklanmıştır. CANbus üzerinde tanımlanmış iki uygulama protokolü kısaca anlatılarak, bu iki protokol karşılaştırılmış benzerlik ve farklılıklar tartışılmıştır. CANbus üzerinde yeni bir uygulama protokolü tanımlanmıştır. CANUP (CAN Uygulama Protokolü) adını verdiğimiz bu protokolde uygulamadan bağımsız olarak haberleşme hızı, mesaj kimliği atama, veri değişimi metotları, ağ yönetimi ve mesaj tetikleme mekanizmaları ile ilgili kurallar ve yapılar tanımlanmaktadır. CANUP protokolünün bir uygulaması asansör kontrol sistemleri için geliştirilmiştir. ASCAN olarak adlandırılan bu uygulamada asansör kontrol sistemlerinde kullanılan üç ayrı seri haberleşme hattı tek bir CANbus hattında birleştirilmiştir. Ana kontrol paneli ile kat ve kabin üniteleri arasındaki haberleşme sistemi ayrıntılı olarak anlatılmıştır.
-
ÖgeHece Tabanlı İstatistiksel Yöntemler İle Yazım Hatası Bulma Ve Düzeltme(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Eroğlu, Özlem Sema ; Adalı, Eşref ; Bilgisayar Mühendisliği ; Computer EngineeringBu çalışmada Türkçe için hece tabanlı n-gram bir model oluşturulmuş, bu modelin yazım hatası bulma ve düzeltme uygulamalarında kullanılırlığı araştırılmıştır. N-gram modeller doğal dil işleme uygulamalarında sıklıkla kullanılan istatistiksel bir yöntemdir. Sözcük tabanlı n-gram modeller daha önce çeşitli diller için oluşturulmuş ve farklı doğal dil işleme amaçları için kullanılmıştır. Ancak Türkçe biçimbirimsel açıdan bitişken yapılı bir dil olduğu için kelime tabanlı n-gram modellerin bu dil için yeterli olmayışı hece tabanlı bir modelin çıkış noktası olmuştur. Bir kısım eğitim kümesi üzerinden istatistiksel bilgi toplayarak oluşturulan bigram ve trigram modeller, daha sonra test kümeleri üzerinde yazım hatalarının bulunması ve düzeltilmesi için denenmiş, sonuçları tartışılmıştır Geliştirilen hece tabanlı modelin başarımının ölçülmesi amacıyla aynı eğitim kümeleri kullanılarak harf tabanlı n-gram model de geliştirilmiş ve aynı test kümeleri üzerinde denenerek başarımları kıyaslanmaya çalışılmıştır. Bu tez kapsamında heceleme işlemi gerçekleştirildikten sonra n-gram modellerin oluşturulma aşaması için geliştirilmiş olan uygulama dilin özelliklerinden bağımsız olduğu için başka dillerde de birim olarak harfler ya da heceler seçilerek kullanılabilecek şekilde genelleştirilebilir.
-
ÖgeImplementation and management of software for data communication networks with OSI and CCS7 models(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1993) Güçer, Melek Güney ; Adalı, Eşref ; 39420 ; Bilgisayar Mühendisliği ; Computer EngineeringGünümüzde bilgisayarların yaygın olarak kullanılması birçok iletişim ağının doğmasına neden olmuştur. Uluslararası Standartlar Organizasyonu (ISO- International Standarts Organization) sistemdeki aşırı çeşitliliği engellemek üzere ortak bir model önermiştir. Bu model OSI (Öpen Systems Interconnection) olarak anılır. OSI modeli, yedi katmandan oluşan ve herbiri birbirinden bağımsız işlev gören bir yapıyı önerir. Böylece tasarım kolaylaştığı gibi, katmanlar arasındaki protokollerle tanımlanan iletişim, sistemin farklı kullanıcılar tarafından dahi aynı temel fonksiyonlarla işlemesini ve ortak bir iletişim ağının tanımlanmasını mümkün kılar. OSI modeli, günümüzün sayısal bilgisayarlardan oluşan telekomünikasyon ağları için de güzel bir model teşkil etmektedir. Sayısal santrallarda bilgisayar teknolojisinin tüm olanakları kullanıldığından ve santralların işlevinde büyük ölçüde üzerlerindeki yazılımın önemi olduğundan, OSI modeli sayısal telekomünikasyon ağlarında kolayca kullanılabilir. Böylece, telekomünikasyon ağları için OSl'yi temel alan ve CCS7 (Common Channel Signalling No7: Ortak Kanal Haberleşmesi-Numara 7) olarak anılan bir sistem geliştirilmiştir. Bu çalışmada OSI modeli ve CCS7 modeli karşılaştırmalı olarak incelenmiş ve CCS7 modelinin ele alınan sayısal santralda nasıl işlev gördüğü irdelenmiştir. Sistem için yeni, lojik bir şebeke önerilerek bu şebekenin yazılımı gerçekleştirilmiştir. Tez, şu ana başlıklar altında toplanmıştır: - Bilgisayar Ağları Mimarisi -OSI -CCS7 - OSI ve CCS7 ilişkisi - Katman 3- Mesaj Transfer Bölümü için yazılım - Yeni bir lojik şebekenin tanıtılması - Yazılım Proje Yönetimi IX Bölüm 2'de bilgisayar ağları mimarisi incelenmiştir. Modern bilgisayar ağları katmanlardan oluşur. Buradaki amaç tasarımı karmaşık olmaktan kurtarmak için herbir katmanı birbirinden bağımsız yapmaktır. Lojik olarak Bilgisayar-A'daki her katman, Bilgisayar-B'deki kendine karşı düşen katmanla haberleşir. Fiziksel olarak ise, gerçek iletişim en düşük katmanın altındaki fiziksel iletişim ortamıyla yapılır. Modern bilgisayar ağlarında yedi katmandan oluşan ve OSI olarak anılan model geliştirilmiştir. Telekomünikasyon ağlarında ise OSl'ye dayanan CCS7 modeli önerilmiştir. Bölüm 3'de OSI modeli tanıtılmıştır. OSI modeli yedi bağımsız katmandan oluşur. - Fiziksel katman - Veri katmanı - Şebeke katmanı - Taşıma katmanı - Bölüm katmanı - Presentasyon katmanı - Uygulama katmanı Bu katmanların işlevleri bölüm 3'de ayrıntılı olarak verilmiştir. Bölüm 4.de OSI modeline dayanan ve telekomünikasyon ağları için önerilmiş olan CCS7 modeli tanıtılmaktadır. CCS7 yapısındaki veri iletişimi, temel çağrı işaretleşmesi yanında, veri tabanı erişimi gibi geliştirilmiş özelliklere sahiptir. CCS7 iletişiminde çağrıya ilişkin kontrol işaretleşmesi konuşma kanalı üzerinden değil, sadece işaretleşmeye ayrılmış ayrı bir kanal üzerinden yapılır. Böylece düğümler arasında ayrı bir kanal üzerinde veri iletişimi yapılır; oysa konvensiyonel işaretleşmede çağrıya ilişkin işaretleşme konuşma kanalı üzeride çoğullanarak kullanılmaktadır. Bu özelliğiyle CCS7 veri tabanı erişimi gibi yeni yeteneklere sahip olabilmiştir. Bölüm 4'de CCS7 ve mimarinin yapıtaşları incelenmiş, CCS7 katmanlarının OSI katmanlarına benzerliği vurgulanmıştır. Bölüm 5'de OSI ve CCS7 modelleri karşılaştırılmıştır. Her iki modelde de 1-2-3 katmanlarının birebir aynı özelliklere ve aynı lojik yapıya sahip olduğu görülür. Katman 3, CCS7 mimarisinde Mesaj Transfer Bölümü olarak adlandırılmıştır. Tezde, Mesaj Transfer Bölümü ve Mimarisi ayrıntılı olarak incelenmiş ve bu bölüm için yeni bir lojik şebeke önerilerek ilgili yazılım tasarlanmıştır. Bölüm 6'da Mesaj, Transfer Bölümü için önerilen şebekenin tasarlanması ele alınmıştır. Yeni şebekenin yönlendirme biriminin varolan birimlerden farklı ve daha geniş tutulması önerilmiştir. Bunu gerçekleştirebilmek için Katman 3'e ilişkin tüm mesaj formatlannın değiştirilmesi ve yazılımda bu mesajları gerçekleyen prosedürlerin yeni birime göre tasarlanması gerekmektedir. Böylelikle sistem önerilen şebeke üzerinden gelen mesajları doğru değerlendirebilir ve gönderilecek olan mesajlarda ise yeni şebekeden gönderilecek şekilde yönlendirme birimini düzenleyecektir. Mesaj Transfer Bölümü OSI katmanlarının ilk üçüne karşı düşmektedir ve CCS7 yapısı içindeki işlevleri CCITT standartlarıyla belirlenmiştir. Mesaj Transfer Bölümünün işlevleri şu ana başlıklar altında toplanabilir: 1- Katman 1 ve Katman 2: İşaretleşme hattı: Bu katmanlar verinin transmisyonuna ilişkin fiziksel ortamı sağlar ve transmisyon esnasında doğabilecek hataları düzeltmekten, bit dizilerinin doğruluğundan sorumludur. Oldukça düşük seviyede yer alırlar. 2- Katman 3: İşaretleşme Şebekesi Fonksiyonları Lojik şebekenin güvenilir olarak işlemesini sağlayan katmandır. Bir üstündeki dördüncü katmanda yeralan kullanıcıların (TUP, ISDN gibi) lojik şebekeden bağımsız olarak işlemesine olanak verir. Katman 3'ün fonksiyonları iki grupta toplanır. a- İşaretleşme Mesajlarının İşlenmesi - Mesaj Yönlendirme - Mesaj Ayırdetme - Mesaj Dağıtımı b- İşaretleşme Şebekesinin Yönetimi - İşaretleşme Trafiğinin Yönetimi - İşaretleşme Hattının Yönetimi - İşaretleşmenin Yönlendirilmesi Bu çalışmada, önerilen yeni şebeke için Mesaj Transfer Bölümünün bahsedilen işlevlerinin yazılımı genişletilecektir. Belirtilen fonksiyonlar, sistemde yazılım olarak prosedürlerle gerçekleştirilmektedir. Bu prosedürler yeni şebekeyi tanıyacak ve yeni şebekenin işaretleşme formatındaki mesajlarla işlevini yürütecek şekilde yeniden tasarlanacaktır. XI Yeni lojik şebekenin tasarımı, sistemde varolan yazılımın yeni tanımlarla genişletilmesiyle gerçeklenir. Yazılım şu ana başlıklar altında toplanmıştır: - Temel tip tanımlamaları, hizmet programları ve değişkenlerin tanıtılması - Sistem tablolarının yeni şebeke için doldurulması ve ilgili yazılımın genişletilmesi. - Katman 3 fonksiyonlarından dağıtım, ayırdetme ve yönlendirme, fonksiyonlarının yazılımının yeni şebeke için genişletilmesi. - Katman 3 Şebeke yönetim fonksiyonu altındaki prosedürlerin yeni şebeke için genişletilmesi ve mesaj formatlarının yeniden uyarlanması. - Test Yazılımının yeni mesaj formatı ve şebeke için geliştirilmesi. Yeni mesaj oluşturan mesajları, mesajları görüntüleyen, istenen bir hat üzerinden gönderilmesini sağlayan ya da mesajın yutulmasını sağlayan prosedürler yeni şebekenin test edilmesini sağlayacaktır. Bölüm 7'de, önerilen yeni lojik şebekenin yazılımının gerçekleştirilmesi ele alınmıştır. Mesaj yönlendirme fonksiyonu, mesaj ayırdetme fonksiyonu (gelen mesajın ilgili düğüm için olup olmadığını belirler), mesaj dağıtım fonksiyonu (gelen mesajı bir üst katmana yönlendirir) yeni şebeke üzerinden gelecek ve gönderilecek mesajlar için yazılım olarak geliştirilecektir. Ek bölümlerinde önerilen şebekeye ilişkin sistem tablolarının doldurulması örnek olarak verilmiştir. Bu tabloların yazılımı da tasarım çerçevesinde değiştirilmiştir. Önerilen şebeke üzerindeki mesajları izlemek üzere sistemde varolan test yazılımı da değiştirilmiştir. Böylece yeni şebeke üzerindeki mesaj alışverişi izlenecektir. Bölüm 8'de örnek alınan sistemdeki yazılım yönetimi incelenmiştir. Yazılım, modüler bir yapıya sahiptir. Modüller değişik fonksiyonları gerçeklemek üzere, belirli ilişkiler çerçevesinde biraraya getirilir. Böylece istenen fonksiyonlara ilişkin modüller biraraya getirilerek paketler oluşturulr. Tüm yazılım için bir yazılım kütüphanesi mevcuttur ve modüllere ilişkin bilgiler burada elde edilir. İstenen modüller paketlenerek yük oluşturulur ve santrale yüklenir. xu Böylelikle aynı santral üzerinde değişik fonksiyonlar elde edilir. Önerilmiş olan şebeke belirtilen proje yönetim esaslarına göre gerçeklenmiştir. Sonuç olarak, modern bir sayısal telekomünikasyon şebekesi yeni bir lojik şebekeyi kabul ederecek şekilde gerçekleştirilmiş, ilgili yazılım modüler yapıda tasarlanarak, sistemdeki varolan diğer lojik şebekeleri etkilemeden işlev görecek şekilde yazılım geliştirme yöntemleri kullanılarak tasarlanmıştır.
-
ÖgeMobil Ticaret:mobil Bankacılık(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Mutlu Aktaş, Şirin ; Adalı, Eşref ; Bilgisayar Mühendisliği ; Computer EngineeringElektronik ticaretin giderek yaygınlaşması ve mobil telefonların kullanımının artması ile mobil ticaret ya da m-ticaret adı verilen yeni bir ticaret kanalı oluştu. Elektronik ticaret ile beraber ödeme işlemlerinin dijital ortama geçişi tamamlanmış, müşteri ile satıcı arasında sanal bir bağlantı sağlanmıştı. Fiziksel ödeme yöntemlerinin sanal ödeme yöntemlerine dönüşmesi hem satıcı hem de müşteriye büyük fayda sağlamıştı. Mobil ticaret tüm bunlara el olarak fiziksel ya da sayısal malların “her an, her yerde, gerçek zamanlı ve peşin ödeme gerektirmeden ” yapılabilmesini de sağladı. Bunun sonucu olarak banka , kredi kartı şirketi gibi finansal şirketler ile mobil network operaörleri arasında yeni mobil ödeme servislerini piyasaya sürme rekabeti başladı. Buna rağmen son zamanlardaki piyasa analizlerine göre üretilen mobil ödeme servisleri ne finans şirketleri ne de mobil operatörler için kazanç sağlanan bir rekabet kaynağı oldu. Bunun için her iki aktör de marketteki payını arttıracak ve rekabet gücü sağlayacak yeni, başarılı ve güvenli bir iş modeli yaratmaya çalışıyor. Telsiz bir mobil araç kullanarak ödemelerin gerçekleşmesi anlamına gelen mobil ticaret perakende sektöründe oldukça önemli bir rol üstlenmeye başladı. Gartner araştırma şirketi Batı Avrupada yaptığı araştırmaya göre 2005 yılı sonuna kadar sadece bu bölgede mobil ticaret işlemlerinin getirisinin 15 milyon dolara ulaşacağı tahmin ediliyor. Forrester araştırma şirketi ile bu değerin 26 milyon değere ulaşacağı gibi iddialı bir tahminde bulunuyor. Araştırma şirketinin bu tahmininde her yıl mobil telefon başına 87 dolar ödeme yapıldığı ve müşterilerin sadece %5’inin cüzdan , kredi kartı gibi klasik ödeme araçlarını kullandığı varsayılıyor. Tüm bu iyimser tahminlere rağmen mobil ticaretin ve mobil ödeme servislerinin gelişimi teknolojik ve ticari faktörlerin gecikmesi nedeniyle geri kalıyor. Mobil operatörlerin ve finans şirketlerinin bu gecikmeye karşı çıkarak müşteri ve satıcıya yeni ödeme sistemlerini tanıtıp kulanımını özendirmesi gerekiyor. Mobil ticaretin ilerlemesinin yavaş olmasında daha once elektronik ticaretin de yaşadığı problemlerle birlikte mobil ortamın kendi problemleri olan mobil araç ve network kısıtları, ödeme sistemi çözümlerinin yetersizliği ve müşterinin ilgisizliği gibi problemlerin de etkisi büyüktür. Durclarcher araştırma şirketi de Avrupa’da potansiyel mobil ticaret pazarını 2005 yılı itibariyle 26 milyon dolar olarak tahmin ediyor. Mobil operatörler, finans ve endüstri şirketleri bu potansiyeli değerlendirmek ve mobil ticaretin kabul edilişi ve kullanışını hızlandırmak için mobil ödeme servislere ilgiyi arttırmalıdır. Mobil ticarete potansiyel ilgiyi gösterebilmek için diğer bir istatistik de Batı Avrupadaki mobil telefon kullanıcı sayısının 2003 sonunda nüfusun %7’ine yaklaşmasıdır. Bununla beraber yeni 3G servislerinin ve UMTS teknolojisinin getirdiği avantajlar bazı problemlerin çözümüne yardımcı olmakta ve ödeme sistemleri için yeni mobil uygulamalara olanak sağlamaktadır. Böylece daha fazla kullanıcının mobil araçlarının kullanarak mobil ödeme işlemleri yapması bekleniyor. Batı Avrupada şu anda dahai mobil araç kullacılarının %46’sı mobil ödeme işlemleri yapıyor, fakat bunlar haber uyarı servisleri, logo indirme, zil sesi tonları indirme gibi oldukça küçük işlemler. Mobil ticaret için kullanılabilecek mobil araç türleri sadece mobil telefonlar değil pda, laptop gibi araçlardan buzdolabı, araba gibi değişik araçlara kadar değişebilir. Günümüzde giderek artan “her zaman, heryerde hazır ve mobil olma” gereksinimi, müşteri ve satıcıların “her zaman, her yerde ve her yolla iş yapabilmesi” gereksinimi mobil servislerin önemini arttırıyor. Mobil servisler bu anlamda mobil operatörler için yeni bir ürün haline geliyor. Mobil operatörlerin müşterilerini daha ucuz servis sunan rakiplerine kaptırmaması ve aynı zamanda yeni kazanç eğilimleri yaratması için yeni yöntemler geliştirmesi gerekiyor. Mobil ticaret servisleri de bu bağlamda sunulabilecek servislerin başında geliyor. Mobil operatörlerün mobil servislerin yanında hızla gelişen mobil teknoloji marketinde de rekabete geçmesi gerekiyor. Mobil telefon teknolojileri (örneğin GSM, GPRS, UMTS …) ve veri iletişim teknolojilerinin (örneğin WLAN, Bluetooth, Infrared, RFID …) aynı tür servisleri verebilmesi için ortak bir platform oluşturuluyor. Böylece yakın bir zamanda telekomunikasyon pazarı ses ve veri iletişiminde iyi kalitede servis verilebilecek ve mobiliteyi de sağlayacak bütünleşik network modelleri oluşturuyor. Bazı mobil operatörler hem mobil telefon hem de mobil veri iletişim teknolojileri pazarında yarışabilmek için yarışırken, bazıları sadece biri üzerinde uzmanlaşıyor. Bilinen mobil operatörlerden Swisscom 3G servislerinin verebilmek için UMTS lisansı alırken , aynı zamanda Avrupada oldukça yaygın olan telsiz geniş alan ağı servis sağlayıcılığı servisini de sunuyor. Türkiye’de ise mobil operatörler mobil telefon teknolojileri ile ilgili servisleri sunarken telsiz network erişimleri için telsiz geniş alan ağı servisi veren şirket sayısı oldukça az. Türkiye’de telsiz erişim sadece şirket, mağaza, café ,restoran gibi kapalı alanlarda kullanılıp geniş alanda kullanılacak kalite, güvenlik ve donanıma sahip değil. Bugün mobil telefon ve veri iletişim teknolojileri hem transfer hızı, hem kapsama alanı hem de iletişim protokolleri açısında birbirinin tamamlayıcısı olmaktan çok uzak. Fakat yakın gelecekte bu ikisi arasındaki fark kapanacaktır. Bu tez çalışmasında mobil ticareti ayrıntısı ile anlayabilmek için mobil iletişim sektörü ile beraber hem elektronik hem de mobil ticarette kullanılam ödeme sistemleri modelleri incelenecektir. Böylece günümüzde mobil ticaret servisleri platformunda kullanılan ya da kullanılacak olan mobil iletişim teknolojileri veya iletişim protokolleri, güvenlik ve uygulamalar da incelenecektir. Bunun yanında şu anda varolan ödeme sistemlerinin iş modellerinin oluşturulması için kullanılış şekilleri, sınıflandırılması, uygulama ve servislerin örneklendirilmesi sağlanacaktır. Mobil ödeme sistemleri alanında mobil operatörler ya da mobil ödeme servisi sağlayıcıları dışındaki teknolojik ve stratejik faktörler ile oyuncular da incelenecektir. Son bölümde, tüm bu iş ve teknoloji analizlerinin ve servislerin incelenmesi sonucu oluşturulan “Mobil Bankacılık Servisi Projesi” adı verilen bir örnek mobil ticaret servisi uygulaması yer almaktadır.
-
ÖgeMüzik Tarzını Ve Bestecisini Kolmogorov Uzaklık Tanımlarını Kullanarak Bulma(Fen Bilimleri Enstitüsü, ) Sönmez, Abdullah ; Adalı, Eşref ; Bilgisayar Mühendisliği ; Computer EngineeringBu çalışmada, Kolmogorov Uzaklık Tanımı ve k-NN sınıflandırıcısı kullanılarak müzik tarzı ve bestecisi bulunmuştur. Müzik parçaları arasındaki uzaklık hesaplanmadan önce müzik parçaları olarak kullanılan MIDI biçimli dosyalar ön işlemeden geçirilmiş ve matematiksel katar gösterilişleri elde edilmiştir. Farklı ön işleme metotları denenmiş ve her bir metodun başarımı k-NN sınıflandırıcısının hata düzeyine bakılarak ölçülmüştür. Ön işleme metotlarından çok seslilikten tek sesliliğe dönüşümün yapılması ve art arda gelen notalar arasındaki farkın alınması metodu en etkin metot olarak belirlenmiştir. Kullanılan test kümesinin elemanlarına bağlı olarak farklı örnekleme periyotlarında farklı başarım değerleri elde edilmiş ve en yüksek başarımın farklı türler için farklı örnekleme periyotlarında elde edildiği görülmüştür. Çalışmada %90’lara varan bir başarım elde edilmiştir. Sonuçları literatürdeki çalışmalarla karşılaştırdığımızda, sadece melodi ve ritmin kullanılarak bu kadar yüksek bir başarım elde edilmesi geliştirilen ön işleme metotlarının, kullanılan uzaklık tanımının ve sınıflandırıcısının etkinliğini göstermektedir.
-
ÖgeSözlüksüz Köke Ulaşma Yöntemi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2002) Cebiroğlu, Gülşen ; Adalı, Eşref ; Bilgisayar Mühendisliği ; Computer EngineeringDoğal Dil alanında yapılan çalışmalar iki kümeye ayrılabilir: 1o Dilden Bağımsız 2o Belli bir dile yönelik çalışmalar. Dilin nedensel olmadığını varsayanlar birinci yöntemi yeğlemişlerdir. Türkçe’nin kurallı bir dil olması nedeniyle, doğal dil işlemede özel bir durumu vardır. Türkçe’nin bu özelliğine dayanarak geliştirilen, sözlük kullanmadan kök bulma yöntemi ve bu yönteme uygun olarak gerçekleştirilen yazılım bu tezde tanıtılmaktadır. Tez kapsamında, Türkçe bir sözcüğün, kök ve eklerine sözlük kullanmadan ayrıştırılmasının kurallaştırılabileceği iddia edilmiş ve kanıtlanmıştır. Yapılan çalışmada, bir sözcük köküne getirilebilecek ekler kümelere ayrılmış ve her küme için, eklerin sözcüğe getiriliş sıraları kurallaştırılarak, sonlu durum makineleri oluşturulmuştur. Kümelere özgü oluşturulan makineler birleştirilerek ortaya çıkan ana makine yardımıyla yapılan biçimbirimsel analizde, bir sözcüğe getirilen eklerin sondan başlanarak başa doğru sözcükten çıkarılması ile, sözcük köküne ulaşıldığı görülmüştür.
-
ÖgeSıkıştırılmış Başvuru Çizelgeleri Kullanarak Yarı-rastgele Erişilebilir İşlevlerin Verimli Mantıksal Gerçeklemesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2015-10-23) Ünlü, Hasan ; Adalı, Eşref ; 10064033 ; Bilgisayar Mühendisliği ; Computer EngineeringCebirsel ve cebirsel olmayan fonksiyonlar (örneğin, ex, cosx, logx..) bilimsel hesaplamalar ve sayısal işaret işleme uygulamalarında yoğun biçimde kullanılmaktadır. Bu fonksiyonları hızlı ve düşük kaynak kullanarak hesaplamak bilgisayar sistemlerinde önemli bir araştırma konusudur. Cebirsel olan fonksiyonlar polinomlar üzerinden dört işlem, kök ve üst alma işlemleri sonucu elde edilir. Cebirsel olmayan fonksiyonlar ise bu şekilde ifade edilemeyen fonksiyonlardır. Bu tür fonksiyonları hesaplayabilmek için polinomlarla ifade edilmesi gereklidir. Cebirsel olmayan fonksiyonları polinomlarla ifade edebilmek için Taylor serisi kullanılabilir. Gerçek zamanlı olmayan uygulamalarda belirlenen bir hata değerine kadar, serinin gerekli olan elemanları hesaba katılır. Serideki eleman sayısı arttıkça, hesaplama hatası azalır ancak hesaplamanın süresi artar. Örnek olarak ele aldığımız sinüs seri açılımına dayalı hesaplama işlemi bir programa yaptırıldığında belli bir süre almaktadır. Bu hesaplama süresi, zaman kısıtı olan gerçek zaman uygulamalarında sorunlara neden olmaktadır. Zaman kısıtının olduğu gerçek zamanlı uygulamalarda hesaplamanın hızlı yapılabilmesi için fonksiyon değerlerinin önceden hesaplanmasına gidilir. Bu yönteme “Başvuru Çizelgesi” (BÇ) yöntemi denir. Bir başka yöntem, ardışıl yaklaşım yöntemi fonksiyonun değerlerini hesaplamaktır. Ardışıl yaklaşım yöntemleri için önemli bir örnek Coordinate Rotation Digital Computer (CORDIC) tir. CORDIC trigonometrik fonksiyonları hesaplamak için özelleşmiş bir yöntemdir. CORDIC’te belirli rotasyon açılarının tanjant değerlerini tutan bir BÇ kullanılır. Bu değerler hesaplanması istenen açı değerine yaklaşırken rotasyonlarda kullanılan değerlerdir. Yüksek çözünürlüklü sonuç elde edilmek için adım sayısı artırılır. Sonuç olarak adım sayısının artması hesaplama süresini artırır. Bu yöntemin ana özelliği, hesaplama süresinin, hesaplamadan beklenen doğrulukla orantılı olmasıdır. Başvuru çizelgesi tabanlı yöntemler parçalı ve toplamalı olmak üzere ikiye ayrılır: Parçalı BÇ yöntemi ve Toplamalı BÇ Yöntemi. Parçalı BÇ yönteminde fonksiyon önceden belli parçalara ayrılır. Bu parçalar üzerinde işlem yapılır. Toplamalı BÇ yönteminde ise sadece değerler BÇ de tutulur. Herhangi bir çarpma işlemi yapılmaz, sadece tablodaki değerlerin toplamı ile sonuç üretilir. Fonksiyon üretme yöntemleri ile ilgili çalışmalar ağırlıklı olarak başvuru çizelgesinin boyutunu küçültmeye, mantıksal devreyi küçültmeye ve kritik yolu azaltmayı hedeflemektedir. Bu tez çalışmasında toplamalı BÇ yöntemine uygun yeni bir yöntem önerilip kendine benzer yöntemlerle karşılaştırılması yapılıp sonuçlar sunulacaktır. Tez çalışmasında bu tür fonksiyonları gerçekleyebilmek BÇ’nin kapladığı alanı küçülten ve mantıksal devrenin gecikmesini azaltan melez bir çözüm önerilmiştir. Önerilen çözümün diğer bir üstünlüğü ise doğrudan BÇ yöntemi ile sağlanan rastgele erişim belli ölçüde sağlanmaktadır. Önerilen yöntem ile fonksiyonun ardışık elemanları arası sadece fark bilgileri tutularak bellekte %75 oranında küçülme sağlanmıştır. Önerilen çözüm Verilog-HDL dilinde yazılmıştır. Geliştirilen çözümü sentezlenme ortamı ise Xilinx Spartan-6 FPGA’dir. Çalışmamızda, örnek olarak trigonometrik fonksiyon olan sinüs hesaplaması yapılmıştır. Ayrıca ekler kısmında 16-bit giriş ve çıkış çözünürlüğüne sahip sinüs üreteci için tasarlanan çözümün Verilog-HDL kodları verilmiştir.
-
ÖgeTasarsız Ağlarda Sahipsizlik Durumunun İncelenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2011-01-04) Dayıoğlu, Mustafa ; Adalı, Eşref ; Bilgisayar Mühendisliği ; Computer EngineeringBu çalışmada, gezgin ağlarda sahipsizlik hususları tanımlanıp, sahipsiz sistemler için gerekli güvenlik mekanizmaları oluşturulmuştur. Sahipsizlik herhangi bir küme içerisindeki birbirleriyle haberleşen iki elemanın haberleşme kimliklerinin tanımlanamaması olarak tanımlanmaktadır. İnternet üzerinde sahipsiz e-posta ve web uygulamaları değişik amaçlar için kullanılmaktadır. Bu kavram mobil ağlara daha yeni uyarlanan bir kavramdır. Bu yüzden mobil ağlarda sahipsizliğin garanti edilmesi gerekliliği vardır. Sistemlerde sahipsizliği etkileyen iki tür tehdit vardır. Bu tehdiler sırasıyla pasif ve aktif tehditlerdir. Bu kapsamda pasif tehditlere dirençli anomim sistemler üzerinde yoğunlaşılmıştır. Sahipsiz haberleşen sistemleri oluşturmak için iki farklı güvenlik mekanizması önerilmiştir. İlk olarak önerilen güvenlik mekanizması imgesel yönlendirme yöntemidir. Bu yöntem yüksek hat geçikmeli sistemler için şifreli işlem yükünü azaltmıştır. İkinci yöntem küme tabanlı mesajlaşma düşük hat geçikmesi gerektiren sistemler için sahipsiz iletilişimin güvenliği sağlanmaktadır. Önerilen çözümlerin ardından simulasyon uygulaması gerçekleştirildi. Gerçekleştirilen simulasyon uygulaması önerilen çözümlerin doğruluğunu kanıtlanması açısın iyi sonuçlar vermiştir.