FBE- Nano Bilim ve Nano Mühendislik
Bu topluluk için Kalıcı Uri
Nano Bilim ve Nano Mühendislik Ana Bilim Dalı altında bir lisansüstü programı olup, yüksek lisans ve doktora düzeyinde eğitim vermektedir.
Gözat
Yazar "10029748" ile FBE- Nano Bilim ve Nano Mühendislik'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
ÖgeSepiyolit Nanofiberlerinin Fonksiyonelleştirilmesi Ve Karakterizasyonu: Antibakteriyel Aktivite Ve Afm-iletkenlik Ölçümleri(Fen Bilimleri Enstitüsü, 2014-03-24) Yalın, Nihan Cansu ; Benli, Birgül ; 10029748 ; Nanobilim ve Nanomühendislik ; Nanoscience and NanoengineeringNanofiberler, 100nm ya da daha küçük çaptaki fiber formlarıdır. Günümüzde nanofiberlerin potansiyel kullanım alanları tekstil endüstrisi, filtrasyon cihazları, doku mühendisliği iskelet yapısı, sensör ve membran çalışmaları, yüzey kaplama maddelerinin geliştirilmesi ve elektronik uygulamalardır. Yüksek teknolojiye sahip ürünlerin geliştirilmesinde yüksek kaliteli nanofiberlerin kullanım ihtiyacı gün geçtikçe artmaktadır. Geri dönüştürülebilir fiberlere sahip doğal killer bu amaçla kullanılmak üzere en uygun adaylardandır. Sepiyolit, magnezyum silikat yapılı olup, en bilinen tabaka yapılı kil olan montmorillonitten farklı olarak, emsalsiz fiberlere sahiptir. Yapısındaki bu eşsiz kanal ve tüneller sepiyolite üstün adsorpsiyon ve yüzey özellikleri sağlamaktadır. Bu sayede sepiyolit, yüksek dayanımlı, nemden etkilenmeyen, daha ucuz ve tamamiyle doğal bir malzeme olmasından dolayı MEMS, sensör gibi çalışmalarda kullanılmak için idealdir. Öte yandan, killer üzerine yapılan çalışmaların büyük bir çoğunluğunda tabakalı yapıda bulunan montmorillonit tipi smektit grubu killerle yapılmış olup, fiber yapılı sepiyolitler ile ilgili çok az sayıda çalışma mevcuttur. Sepiyolit üzerine yapılan bilimsel araştırmalar ve çalışmaların büyük bir kısmı sepiyolitin adsorpsiyon ve reolojik özellikleriyle ilgili çalışmalardır. Hatta sepiyolitten nanokompozit eldesi ile ilgili yayın sayısı oldukça sınırlıdır. Ülkemizin dünyanın ikinci büyük sepiyolit rezervlerine sahip olmasından dolayı üretilecek sepiyolit/sepiyolit katkılı malzemelerin Türk sepiyolitleri adına ne denli öneme sahip olduğu açıktır. Bu tezde öncelikle sepiyolit liflerinden safsızlıkların uzaklaştırılması için gravite yöntemi esaslı eşiksiz sallantılı masa olan Mozley masası ile çalışılmıştır. Safsızlıkları uzaklaştırılmış sepiyolit daha sonra, literatürde de sıkça bahsedilen yüksek hızlı karıştırma işlemine tabi tutularak, fiberlerin düzgün bir şekilde dağıtıldığı bir sistem geliştirilmiştir. Lakin bu süre aşıldığında sepiyolit liflerinin kırılarak parçalanmakta olduğu tespit edilmiştir. Mekanik karıştırma ile birlikte Mozley masasında zenginleştirme çalışmalarının faydalı olduğu görülmüştür. Fiberlerin hem elektriksel özellikleri ve hem de antibakteriyel aktivitelerinin geliştirilmesi için gümüş ve bakır adsorpsiyonu çalışmaları yapılarak, Ag+ ve Cu2+ ilaveli sepiyolit fiberleri geliştirilmiştir. Bu çalışmalar için farklı konsantrasyonlarda gümüş nitrat ve bakır sülfat çözeltileri hazırlanmış, sepiyolit örnekleri ile farklı konsantrasyonlarda gümüş nitrat ve bakır sülfat çözeltileri belli süre muamele edilmiştir. Sürenin sonunda santrifüj edilen killer filtrasyon ve kuruma işlemlerinden sonra geri kazanılmış, santrifüj sonrası supernatant kısımdan alınan örneklerin gümüş ve bakır içeriği atomik absorpsiyon spektroskopisi ile ölçülmüştür. Elde edilen değerlere göre yapılan hesaplamalar sonucu adsorpsiyon izotermleri ortaya konulmuş, kile maksimum yüklenebilecek iyon miktarı belirlenmiş ve sepiyolit yüzeyine bu iyonların fiziksel adsorpsiyonla bağlandığı gösterilmiştir. Antibakteriyel aktivite çalışmaları için saf, Ag+, Cu2+ ilaveli sepiyolit örnekleri gram negatif bir bakteri olan E.coli ve gram pozitif bir bakteri olan S. aureus türüne karşı denenmiştir. Bu deneyler için seri dilüsyon ve disk difüzyon yöntemi kullanılmıştır. Seri dilüsyon yöntemi ile gözle görülen mikrooganizma üremesini engelleyen en düşük değer olan minimum inhibisyon konsantrasyonu belirlenmiştir. Bu değer Ag+ yüklü killerde 50mg/L olarak bulunurken, Cu2+ ilaveli sepiyolit örneklerinde ise 100mg/L olarak tesbit edilmiştir. Deney sonuçlarına göre, gümüşün bakıra göre daha iyi bir antibakteriyel ajan olduğu ve gram pozitif bakterilerin negatif yüklü dış membranlarının gram negatif bakterilere göre daha kalın olmasından dolayı elektrostatik etkileşimler sonucu pozitif yüklü iyonlarla daha fazla temas halinde oldukları, bu nedenle de bu iyonlara karşı daha savunmasız oldukları ortaya konulmuştur. Bu bulgular literatürdeki çalışmalar ile de desteklenmiş ve mekanizmalar açıklanmıştır. İyon değişimi gerçekleştirilmiş örnekler distile su ile 5 kez yıkandıktan sonra bile ilk seferdeki antibakteriyel etkiyi gösterdiği de daha sonraki deneylerle ortaya konulmuştur. Çalışmanın AFM (Atomic Force Microscopy) takipli görüntü analizlerinden sepiyolit fiberlerinin boyutu tesbit edilmiş, yüzeylerin yarı iletkenlik özellikleri Conductive-AFM ve EFM (Electrostatic Foce Microscopy) ile ölçülmüştür. İletkenlik sonuçlarına göre saf sepiyolit fiberleri ölçüm aralıklarında elektriği tek başına iletemezken, Ag+ ve Cu2+ katkısı ile yarı iletken sepiyolit nanofiberi üretimi mümkün olmaktadır. Buradan hareketle, gümüş ve bakır ilaveli sepiyolit fiberlerinin hem iyi birer antibakteriyel ajan oldukları ve hem de elektriği iletebildikleri tespit edilmiştir. Tüm bu deneyler sonucu geliştirmiş olduğumuz sepiyolit fiberleri sensör, antibakteriyel yüzey kaplaması, nanokompozit, biyoMEMS, güneş pilleri gibi ileri nanoteknolojik ve biyomedikal uygulamalarda kullanılmak için potansiyel taşıdığı ve çalışmalarımızın bu yönde devam ettiği yorumu yapılmıştır.