FBE- Hidrolik ve Su Kaynakları Mühendisliği Lisansüstü Programı - Doktora
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Gözat
Yazar "Bayazıt, Mehmetçik" ile FBE- Hidrolik ve Su Kaynakları Mühendisliği Lisansüstü Programı - Doktora'a göz atma
Sayfa başına sonuç
Sıralama Seçenekleri
-
ÖgeAkarsu Havzası Sistemlerinin Planlanması İçin Genel Maksatlı Bir Simulasyon Modeli(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1990) Şimşek, Demiray ; Bayazıt, Mehmetçik ; 14246 ; Hidrolik ve Su Kaynakları Mühendisliği ; Hydraulics and Water Resources EngineeringBu çalışmada, akarsu havzalarının planlanmasında kullanılmak üze re, çeşitli fiziksel sistem konfigûrasyonlarmın benzeştirilmesine imkan verebilen, genel maksatlı bir simülasyon modelinin geliştirilmesi amaç lanmıştır. Bu amaçla geliştirilen ve çalışma içerisinde "SIMULAX" adıyla referans verilecek olan modelde, sulama, içme-kullanma, hidro-elektrik enerji ve düşük akımların kontrolü gibi maksatlar ele alınmıştır. Modelin tasarımında düğüm noktalan yöntemi kullanılmıştır. Düğüm noktalan, akarsu havzası sistemlerini oluşturan çeşitli fiziksel bileşenleri temsil et mektedir. Sistem konflgürasyonu, bağlantı elemanlarıyla birbirine bağlı düğümlerden oluşan bir şebeke şeklinde şematize edilmekte ve fiziksel yapı bu temsili bileşenler yardımıyla tanımlanarak modele aktarılmakta dır. Modelde, çeşitli maksatlar için tasarlanmış 22 adet düğüm tipi yer almaktadır. Bu düğümler, teorik ve pratik karakteristikleri itibariyle, sis tem konfigûrasyonlarmın çok sayıda kombinezonunu üretebilecek özel liklere sahiptirler. Modelin en önemli özelliği modüler bir yapıda düzen lenmiş olmasıdır. Modüler yapı, uygulamada belirli bir esneklik sağlamakta ve modelin değişik sistemlere adapte edilebilmesini kolaylaş tırmaktadır. Biriktirme haznelerini temsil eden düğümler oldukça detaylı olarak ele alınmıştır. Modelde, bu düğümlerin işletilmesi için hazırlanmış çeşitli alternatif politikalar mevcuttur. Bunlar arasında, koruma (hedging) stratejilerinin uygulandığı politikalar da yer almaktadır. Öte yandan modele, gerekli olduğu takdirde yeni politikaların ilave edilmesi de mümkün olabilmektedir. Model, sistemlerin fiziksel performanslarının ölçülmesinde kullanılan çeşitli istatistikleri ve durum değişkenlerinin fre kans dağılımlarını hesaplamaktadır. Modelin diğer bir yapısal özelliği de, "SIMULAX 1" ve "SIMULAX 2" olarak adlandırılmış olan iki alt modelin kombinasyonu şeklinde organize edilmiş olmasıdır. "SIMULAX 1" simü lasyon modeli, "SIMULAX 2" ise "SIMULAX l"in ürettiği sonuçların tablo lar ve grafikler halinde ekrandan izlenmesini ve gerektiğinde yazıcıdan alınmasını sağlayan bir izleme modelidir. "SIMULAX"ı oluşturan bilgisayar programlan, BASIC dilinde kodlan mış olup, "Micro-Soft" Disk İşletim Sistemi (MS-DOS) kullanılarak, IBM uyuşumlu tüm mikrobilgisayarlarda çalıştırılabilir. Uygulamalar sırasın da karşılaşılabilecek bellek sorunlanyla İlgili olarak "SIMULAX"a bir bel lek kontrol programı yerleştirilmiştir. Bu program, gözönüne alınan sis tem için, "SIMULAX'in gereksinim duyacağı bellek büyüklüğünü önceden bildirmeyi amaçlayan bir uyan programıdır. "SIMULAX", Ankara Su Temini Projesi Hazneler Sistemine uygulana rak test edilmiştir. Bu proje için daha önce yapılmış olan bir çalışmanın sonuçları, "SIMULAX'in ürettiği sonuçlarla karşılaştırılmış ve aralarında belirli bir uyumun mevcut olduğu görülmüştür.
-
ÖgeBölgesel Taşkın Frekans Analizi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1992) Önöz, Bihrat ; Bayazıt, Mehmetçik ; 21798 ; Hidrolik ve Su Kaynakları Mühendisliği ; Hydraulics and Water Resources EngineeringBirçok hidrolik yapının planlanmasında ve taşkın yatağındaki riskin belirlenmesinde taşkın frekans analizi önemli bilgiler sağlamaktadır. Taşkın frekans analizinin amacı belli bir dönüş aralığına karşı gelen taşkın debisinin tahminidir. Bu tahminin yapılması, kabul edilen taş kın frekans dağılımının fiziksel bir temele dayanmaması ve gözlenmiş kayıtlardan daha uzun süreli dönüş aralıklarındaki taşkın riskinin belirlenmesinde karşılaşılan zorluklar nedeniyle oldukça karışıktır. Taş kın debisinin dönüş aralığı ile olan ilişkisinin gerçekçi tahminini, bir istasyondaki yüksek örnekleme hatalarına sahip küçük bir örnekle elde etmek mümkün değildir. Bölgesel bilgilerin kullanılmasının gerekliliği, istasyonlardaki tahminlerin iyileştirilmesi veya ölçüm olmayan havzalarda taşkın tahmin ihtiyacından doğmaktadır. Bu çalışmada, bölgesel taşkın frekans analizi (BTFA) incelenmiş ve güçlü (robust, duyarsız) taşkın tahminlerine imkan veren modeller araştırılmıştır. Bölüm l'de BTFA'nin amaçları açıklanmış ve Bölüm 2'de taşkın frekans analizi için gerekli teorik bilgiler verilmiştir. Bölüm 3 'de BTFA'nde kullanılan çeşitli yöntemler ortak bir notasyonla açıklanmış ve bu konuda yapılan çalışmalar özetlenmiştir. Bölüm 4'de BTFA'de homojen bölgelerin belirlenmesi için önerilen bir yöntem ile kullanılan dağılımların yapısı hakkında fikir veren değişim katsayısı ve çarpıklık katsayısının bölgesel ortalama değerlerinin el de edilmesi için gerekli ifadeler verilmiştir. Bölüm 5'de çeşitli yöntemlerin bir uygulaması Yeşilırmak Havzası'nda belirlenen iki homojen bölgede yapılmış ve bölgesel taşkın frekans eğrileri çeşitli modeller kullanılarak elde edilmiştir. Bölüm 6 'da güçlü bir modelin belirlenebilmesi için çalışmalar yapılmış tır. Taşkın debilerinin toplumları için çeşitli olasılık dağılımları kabul edilerek homojen bölgelerde taşkın serileri türetilmiş ve yeni serilerin BTFA çeşitli modeller ile yapılmıştır. Seçilen dönüş aralıklarında yapılan taşkın tahminleri, toplum eğrileriyle taraflılık (bias) ve değişkenlik (karelerin ortalama karekökü, KOK, RMS) açısından karşılaştırılmıştır. Ayrıca modelleme çalışmalarında örnek sayısının, taşkın tahminlerinde kullanılan modellerin performanslarına etkisi araştırılmıştır. Çalışmanın sonunda elde edilen neticeler çeşitli yönlerden karşılaştırılmış ve bölgesel yöntemlerin istasyon yöntemlerinden, homojen bölgelerdeki taşkın frekans analizinin ise heterojen bölgelerdekinden daha az taraflı ve değişken sonuçlar verdiği görülmüştür. Homojen bölgeler de beş ayrı taşkın toplumu kabulüyle yapılan BTFA'de lognormal (MOM) modelin en yüksek performansa sahip olduğu sonucuna varılmıştır.
-
ÖgeDebi Süreklililik Çizgisinin Matematik Modelleri(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1997) Cığızoğlu, Hikmet Kerem ; Bayazıt, Mehmetçik ; 66401 ; Hidrolik ve Su Kaynakları Mühendisliği ; Hydraulics and Water Resources EngineeringBu çalışma akarsulardaki akımların süreklilik çizgileri ile ilgilidir. Debi süreklilik çizgisi su kaynakları mühendisliğinin birçok dalında uygulama alanı bulmasına karşın bu konu üzerinde yapılmış çalışmalar konunun önemine oranla oldukça düşük sayıdadır. Debi süreklilik çizgisinin matematik modelleri ile ilgili bir çalışmaya ise literatürde rastlanmamıştır. Bu çalışmada öncelikle debi süreklilik çizgisinin su kaynakları mühendisliğindeki kullanımı ile ilgili ayrıntılı bilgili verilmiştir. Debi süreklilik çizgisini etkileyen bileşenler belirlenmiş ve bu bileşenlerin debi süreklilik çizgisi üzerindeki etkisi incelenmiştir. Çalışmada debi süreklilik çizgileri, stasyoner (yıllık) ve periyodik (aylık ve günlük) akımların debi süreklilik çizgileri olarak ayrı ayrı incelenmiştir. Stasyoner akımlarda otokorelasyon katsayısının, periyodik akımlarda ise farklı sayıda harmonik kullanılması durumlarında 9 faz açısının debi süreklilik çizgisi üzerindeki etkisi incelenmiştir. Debi süreklilik çizgisinin akım modelleri ile ilgisi incelenmiş ve bir akım modeli verildiğinde süreklilik çizgisini elde etmek için algoritmalar geliştirilmiştir. Daha sonra süreklilik çizgisinin analitik yoldan elde edilmesi ile ilgili yöntemler geliştirilmiştir. Bu yöntemler, olasılıkların ortalaması ile debi süreklilik çizgisinin elde edilmesi ve Z=XY değişkeninin dağılımını kullanılması ile debi süreklilik çizgisinin elde edilmesidir. Türkiye'deki bazı nehir akım ölçüm istasyonları için, gerek akım modelleri kullanılarak simülasyon yolu ile gerekse analitik metodlarla elde edilen debi süreklilik çizgileri, tarihi debi süreklilik çizgileri ile karşılaştırılmıştır. Sonuçta elinde tarihi nehir akımları ile ilgili bazı temel parametre değerleri bulunan su kaynakları mühendislerinin debi süreklilik çizgisi değerlerini rahatlıkla elde edebilmeleri için bazı grafik ve tablolar verilmiştir. Yapılan çalışmanın, akım gözlemleri yetersiz olan veya bulunmayan kesitlerde süreklilik çizgilerinin elde edilmesi gibi bir çok su kaynakları mühendisliği alanında faydalı olacağı umulmaktadır.
-
ÖgeDüzenli Ve Düzensiz Dalgaların Etkisiyle Şev Üzerindeki İri Danelerin Harekete Başlaması(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1996) Ünal, N. Erdem ; Bayazıt, Mehmetçik ; 55576 ; Hidrolik ve Su Kaynakları Mühendisliği ; Hydraulics and Water Resources EngineeringDalgalar açık denizde kazandıkları enerjiyi kıyı bölgesine taşırlar. Kıyı bölgesine ulaşan dalga enerjisi dalga kırılmasıyla türbülans ve ısıya dönüşür. Kırılma olayı dalgaların kıyı bölgesinde taban etkisini hissetmesiyle başlar. Kınlan dalgaların oluşturduğu türbülanslı ortamla birlikte kıyı boyunca ve kıyıya dik yönde oluşan kütle taşınımı sırasında önemli miktarda katı madde hareketi meydana gelir. Kıyı bölgesinde oluşan katı madde hareketi, dengeli kıyı yapılarının tasarımında önemli bir faktördür. Kıyı boyunca ve kıyıya dik yönde katı madde hareketi ile ilgili çalışmalar tabiatta genel olarak karşılaşılan malzemenin kum olması nedeniyle ince daneli malzemeler için yapılmıştır. Açık denizden taşınan dalga enerjisiyle bağlantılı olarak kumlu ince malzemeden oluşan kıyılarda, katı madde hareketinin miktan, taban şekilleri ve kıyı profilleri üzerine bir çok araştırmacı çalışma yapmıştır. Çakıl malzemeden oluşan kıyı bölgelerine az rastlanması nedeniyle bu tip kıyılar için çalışmalar sınırlı olmuştur. İri malzemeli kıyılar için yapılan deneysel çalışmalar arasında Van Hijum ve Pilarzcyk (1982) tarafından yapılan çalışma önemlidir. Araştırmacılar çakıl malzemeli kıyılarda düzenli ve düzensiz dalga etkisi altında oluşan denge profili ve katı madde taşınım miktarını, tanımlanan parametrelere göre belirlemişlerdir. Bu tez çalışmasında düzenli ve düzensiz dalga etkisi altında eğimli bir şev üzerinde bulunan çakıl danelerinin harekete başladığı derinlik incelenmiştir. Deneysel çalışmada, iri daneli malzemenin hareketinde plunging tipi kırılan dalgaların önemli bir etkisi olması nedeniyle şev eğimleri bu kırılma tipi oluşacak şekilde düzenlenmiştir. Düzenli dalga deneylerinde üç ve düzensiz dalga deneylerinde dört farklı çapta doğal çakıl malzeme ile çalışılmıştır. iki boyutlu olarak yapılan çalışmada olaya etkiyen parametrelere göre tanımlanan boyutsuz büyüklükler arasındaki ilişkiler deney sonuçlanna göre belirlenmiştir. Düzensiz dalgalarla yapılan çalışmalar için düzensiz dalga üreten bir sistem ve bu sistemi konrol eden bilgisayar programlan geliştirilmiştir. Çalışmada elde edilen sonuçlar, düzenli ya da düzensiz dalga etkisi altında, verilen eğimde bir şev üzerinde iri danelerin harekete başlayacağı derinliğin dane çapına, dalganın yüksekliği ve periyoduna ve şev eğimine bağlı olarak hesaplanmasına imkan vermektedir.
-
Ögeİklim Değişikliğinde Düşük Akımların İstatistik Analizi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 09.01.2013) Aytekin, Ayşen Başkaya ; Bayazıt, Mehmetçik ; 446103 ; Hidrolik ve Su Kaynakları Mühendisliği ; Hydraulics and Water Resources EngineerinSu kaynakları hızlı nüfüs artışı ile kirlenmenin yanında küresel ısınmanın da etkisi altındadır. İklim değişikliği sosyal ve ekonomik hayata etkileri nedeniyle üzerinde çok çalışılan konulardan birisi olmuştur. İklim, hidrolojik çevrimi kontrol eden başlıca etkendir. Küresel iklim değişikliğinin hidrolojik değişkenler üzerindeki en önemli etkisi bu değişkenlerde stasyonerlik özelliğinin bozulmasıdır. Ölçülmüş düşük akım kayıtları nonstasyoner ise bu durumda nonstasyonerlik istatistiki karakteristiklerinin modellenmesi, tahmin edilmesi ve su yapısının ömür periyodu boyunca öngörülmesi gerekir. Düşük akımlar için yapılan klasik frekans analizi yaklaşımında, stasyonerlik ve gözlemlerin bağımsızlığı kabulü ile gözlenmiş serilere en uygun olasılık dağılımı bulunur. Bu varsayımların gerçekleşmediği durumlarda, frekans analizinin kullanışlılığı sorgulanmalıdır. Bu sebeple düşük akım serilerinde nonstasyonerliği hesaba katmak amacıyla yeni teknikler geliştirilmeli ve stasyonerlik ve bağımsızlık kabulü sadece ilk yaklaşım olarak kullanılmalıdır. Değişen iklim parametrelerinden dolayı su miktarlarının zamanla gidişinin nasıl olacağını ve nonstasyoner durumda düşük akım serilerinin istatistiksel karakteristiklerinin zamanla değişimini dikkate almak, yapılacak yatırımlarda projenin ömrü ve ekonomisi açısından belirleyici olmaktadır. Bu çalışmada nonstasyoner düşük akımların frekans analizi için geliştirilen yöntemler sunulmuştur. Trendin zaman serisinden ayrılması, nonstasyoner düşük akım serilerinde parametrelerin ve kuantillerin zaman içinde değişimlerinin tahmini 2 parametreli lognormal (LN2), Weibull (W2), power dağılımları için verilmiştir. Ayrıca nonstasyoner düşük akım serilerinde dönüş periyodu kavramı ve belli bir dönem boyunca riskin belirlenmesi tartışılmıştır.
-
ÖgeKuruyan Akarsuların Günlük Akımlarının Modellenmesi(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1998) Aksoy, Hafzullah ; Bayazıt, Mehmetçik ; 75026 ; Hidrolik ve Su Kaynakları Mühendisliği ; Hydraulics and Water Resources EngineeringHidrologların ilgisini bugüne kadar çok az çeken kurak ve yan kurak bölge akımlarının modellenmesi, dünyadaki su kaynaklarının özellikle miktar ve kalite bakımından çok konuşulduğu şu günlerde büyük bir önem taşımaktadır. Kurak bölge akımlarının tipik özelliği yılın belli dönemlerinde kurumalarıdır. Bu yüzden sulak bölge akımlarına yönelik yapılan modelleme çalışmaları kurak bölge akımlarına uygulanamamaktadır. Ayrıca kurak bölge akımlarının modellenmesi sulak bölge akımlarının modellenmesinden daha fazla parametre içeren modeller ile mümkün olabilmektedir. Günlük akımların modellenmesinde kullanılan verilerin çokluğu hesaplan artırdığından bilgisayar teknolojisinin yaygın kullanıma girmesi ile ilk kez 1960'lı yılların ortalarından itibaren bu konuya yönelimler başlamıştır. Kurak bölge günlük akımları ise pek incelenmemiştir. Literatürde gözlenen eksiklik ve günümüz koşullarında konunun önemi gözönünde bulundurularak zaman zaman kuruyan akarsuların günlük akımlarının modellenmesi amacı ile bir model geliştirilmiştir. Model aşağıdaki adımlardan oluşmaktadır: 1. Akım Oluşan Günlerin Belirlenmesi: Model önce herhangi bir günde akımın oluşup oluşmayacağını belirlemektedir. Bu amaçla 2-durumlu bir Markov zinciri kullanılmıştır. 2. Akımda Artma Olan Günlerin Belirlenmesi: Akımın oluşacağının tahmin edildiği bir günde akım artmış veya azalmıştır. Bu durum için de 2-durumlu bir Markov zinciri kullanılmıştır. Kuruyan akarsularda akım değeri ya artmakta, ya azalmakta ya da sıfır olmakta, yani akarsu kurumaktadır. Kuruyan akarsuların bu üç durumunu içeren 3-durumlu bir Markov zinciri kullanılarak akım değerinin arttığı, azaldığı veya akarsuyun kuruduğu günler belirlenebilir. 3. Artma Miktarının Belirlenmesi: Akımda artma olan günlerde artma miktarının belirlenmesi amacı ile 2-parametreli gamma dağılımı kullanılmış, böylece hidrografin yükselme eğrisi oluşturulmuştur. 4. Çekilme Eğrisi Şeklinin belirlenmesi: Akım olan ancak akım değerinin bir önceki güne göre azaldığı bir günde hidrografin çekilme eğrisi gözlenir. Çekilme eğrisinin benzeştirilmesi için gözlenen verilerden en uygun çekilme eğrisi şekli belirlenmiş, bunun için kullanımı çok yaygın eksponansiyel çekilme denklemi kullanılmıştır. Bu şekilde özetlenebilen modelle türetilen serilerin gözlenen seriye benzerliğine akım serisinin çok sayıda karakteristiğinin gözlenen ve türetilen değerlerinin karşılaştırılması ile karar verilmiştir. Bu model kullanılarak akarsu yapılarının hidrolojik çalışmalarında gerekli olan uzun akım serilerinin türetilmesi, böylece planlanan akarsu yapısının maksadını daha güvenli ve ekonomik bir şekilde gerçekleştirmesi mümkün olacaktır.
-
ÖgeYıllık akımların gidiş özelliklerini benzeştiren bir matematik modelin araştırılması(Fen Bilimleri Enstitüsü, 1983) Oğuz, E. Beyhan ; Bayazıt, Mehmetçik ; 2155 ; Hidrolik ve Su Kaynakları Mühendisliği ; Hydraulics and Water Resources EngineeringGünümüzde hazne kapasitesi beldr^ işletilmesi problemleri gidecek önem kazanmaktadır. Bunun sebebi nüfus artışı, endüstrinin gelişmesi ve yaşam seviye sinin yükselmesi olmaktadır* Bazne kapasitelerinin.belirlen - me ve haznelerin İşletilme problemlerinin sağlıklı çözümleri İçin âözkonusu akarsuya alt uzun -süreli akım kayıtlarına Mfâiyaç vardır^ Ancak gerçekte eilmizBe -bâgbir: zaman yeteri mzTin'lükta 3caglt bulunamamaktadır. Su thırum hidrolojide mkzm '::serilerlmln sentetik olarak ıtMretilme çalışmalarına yol aç mıştır. Yıllık akım serilerinin türetllmeşinde en yaygım.xHarak kullanılan metod birindi derece.Markov (MR) modelle ridir. Bir matematik modelin bir stokastik sürecin tüm özel liklerini henzeştirebilmesi mümkün olamamaktadır. Birinci derece Markov modeli de âkım sürecinin ortalama, standart Sapma ve otökorelasyon katşayısi parametrelerini korumakta, ancak kurak 'devre 'özelliklerini benzeştlrebllmekte başarısız olmaktadır. Bu çalışmada yıllık akımların gidiş (kurak ve sulak devre) özelliklerini benzeştirebilecek bir matematik modelin araştırılması amaçlanmıştır. Bu nedenle aynı amaca yönelik, II yani stokastik süreçlerin gidiş özelliklerini korumak üzere geliştirilmiş çalışmalar incelenmiştir. Ağrıca gidiş özellik lerine ait bir literatür araştırılması, yapılmış ve ilgili bilgiler ba^ğımlı ve bağımsız süreçler için verilmiştir. Bu bilgilerin ışığı altında önce gidiş^uzunlukları sü reci simüle edilmeye çalışılmıştır. Daha sonra gidis-tpplam- ları süreci, gidiş-uzunlukları süreci ve bir regresyon mode li kullanılmak: suretiyle simüle edilmiştir. Bu işlem bağım sız ve bağımlı süreçler İçin yapılmıştır. Ancak bağımsız ve bağımlı süreç durumlarında kullanılan regresyon modeli fark- 1 1 olmaktadır. Son aşamada ise simüle edilmiş gidiş- toplamları, kendi lerine karşı gelen gldiş-ruzunlukları kadar akışa ayrıştırı larak gerçek akış süreci elde edilebi İnektedir. Gerçek akış sürecinin hangi parametreleri koruyup, hangilerinin koruya madığı sunulmaktadır. Son bölümde ayrıştırılmış bağımsız ire bağımlı akış sü reçleri def işit açısından incelenmiş bu akış süreçlerine karşı gelen defislt parametreleri literatürde mevcut def isi t parametreleri ile karşilaştırılmıştır. Defislt İle gidiş özellikleri arasındaki İlişki elde edilmiştir