FBE- Elektrik Mühendisliği Lisansüstü Programı - Yüksek Lisans

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Gözat

Son Başvurular

Şimdi gösteriliyor 1 - 5 / 443
  • Öge
    Senkron alçaltan doğru akım çeviricinin PI ve bulanık PI kontrolünün karşılaştırılması
    (Fen Bilimleri Enstitüsü, 2018-06-11) Kayacan, Yavuz Emre ; Kocabaş, Derya Ahmet ; 504151046 ; Elektrik Mühendisliği
    Güç elektroniği, günlük kullandığımız ev aletlerinden, elektrik motor sürcülerine, yenilenebilir enerji kaynaklarından, doğru akım yüksek gerilim iletimine kadar elektrik enerjisiyle çalışan nice sistemde elektrik dalga şeklini çevirmeye yada gerilim ve/veya akım seviyesini ayarlamaya yarayan devreleri konu alan elektrik mühendisliğinin bir alt dalıdır. Doğru gerilimi ayarlı doğru gerilime çeviren devreler ise özellikle motor kontrolü ve güç kaynağı uygulamalarında kullanım alanı bulmaktadır. Başta alçaltan ve yükselten olmak üzere farklı DA çevirici tipleri mevcuttur. Doğru akım alçaltan devreler de güç elektroniğinde önemli yeri olan bir konudur. Vinç sistemeleri, taşıma bantları vb. doğru akım motor kontrol uygulamaları, güneş paneli uygulamaları doğru akım alçaltan devreler için endüstrideki bazı önemli uygulamalarıdır. Klasik doğru akım alçaltan çeviricilerde alt kolda kullanılan serberst geçiş diyodu yüksek güçlü uygulamalarda önemli güç kayıplarına ve tasarımda boyut dejavantajına neden olmaktadır. Serbest geçiş diyodu yerine MOSFET anahtarlama elemanı kullanıldığında ortaya çıkan senkron alçaltan çevirici tasarımı klasik doğru akım çeviriciye göre daha verimli çalışmaktadır. Devre tasarımında önemli bir konuda kontroldür. Kapalı çevrim bir kontrol yöntemiyle tasarlanan devrenin bozucu etkilere rağmen belirli bir çalışma aralığında çalışması sağlanabilir. Birçok uygulamada olduğu gibi doğru akım çeviricilerde de PI kontrol ile oldukça etkili, kolay ve ucuz bir kontrol sağlanabilir. Bunun yanı sıra klasik PI kontrolde Kp ve KI katsayılarının sabit olması yerine bunların sistem değişimlerini dikkate alarak değiştirecek uyarlanabilir bir yöntemle daha etkili bir kontrol yapılabileceği düşünülebilir. Doğru akım çevirici kontrolünde denetim yöntemi olarak bulanık mantık tabanlı bir PI kontrol de fayda sağlar. Böyle bir kontrol devresi tasarlamak için bulanık küme, bulanıklaştırma, üyelik fonksiyonu, bulanık çıkarım, duruluma gibi bulanık kontrolün temel konuları ve uygulamaları kullanılabilir. Bu tezde bir senkron alçaltan çevirici tasarlanarak klasik PI kontrol ile Kp ve KI katsayılarını sistem cevabına göre ayarlayacak bir yöntem olarak Bulanık PI kontrol yöntemi uygulanarak sonuçların karşılaştırılarak yorumlanması amaçlanmıştır. Devreye ait elemanların seçimi için devreninin sürekli haline ilişkin matematiksel modeli elde edilmiştir. Devrenin kararlılığını incelemek ve Kp ve KI katsayısılarını belirlemek için devreninin geçici hal durumundaki matematiksel modeli ve transfer fonksiyonu elde edilmiştir. Yapılacak uygulamanın MATLAB/Simulink üzerinde benzetim çalışmaları yapılarak devrenin PI kontol ve bulanık PI control durumundaki sonuçları incelenmiştir. Devre tasarımını gerçeklendikten sonra devreninin kontrolünü sağlayacak kontrolör tasarım aşamasına geçilmiştir. Kontrol için Atmel işlemci tabanlı Arduino MEGA kullanılmıştır, PI ve bulanık PI için oluşturlan algoritmalar Arduino derleyicisinde kodlanmıştır. Uygulama çalışmalarının ardından alınan sonuçlarla yapılan karşılaştırmalı değerlendirmelerde bulanık PI kontrolün, PI kontrole karşı yükselme zamanı ve yerleşme zamanı gibi parametrelerde daha üstün olduğu görülmüştür. Bu tezde İTÜ Bilimsel Araştırma Projesi (BAP) desteği alınarak, tezin gerçekleştirilmesine ve İTÜ Elektrik Mühendisliği Elektrik Makinaları Laboratuvarına katkı sağlanmıştır.
  • Öge
    Elektrikli araçlar için gömülü sürekli mıknatıslı senkron makine tasarımının en uygunlaştırılmasına katkılar
    (Fen Bilimleri Enstitüsü, 2018-06-11) Oğuz, Ahmet Hakan ; Kocabaş, Derya Ahmet ; 504151005 ; Elektrik Mühendisliği
    Tükenen fosil yakıtları, bu yakıtların maliyetlerinin artışı, çevre kirliliği, daha verimli ve daha dinamik sistemlere yönelik araştırmalar hibrit araçların ve nihayetinde ise elektrikli araçların gelişiminde etkili olmuştur. Bu araçların gelişimine paralel olarak, elektrikli tahrik sistemlerinin, dolayısı ile bu tahrik sistemlerinin elektrik makinelerinin gelişimine yönelik araştırmalar hız kazanmıştır. Geçmişten günümüze elektrikli ve hibrit araçlarda farklı türlerde elektrik motoru kullanılmıştır. İlk elektrikli araçlarda doğru akım motoru, asenkron motor, basit rotor yapılı sürekli mıknatıslı senkron motorlar sıkça tercih edilirken teknolojik gelişmelerle birlikte başarımları daha iyi olan gömülü sürekli mıknatıslı senkron makineler ve sürekli mıknatıs destekli senkron makineler daha çok tercih edilmeye başlanmıştır. Literatürde bu elektrik makinelerinin üstünlük ve olumsuzlukları araştırılarak belirtilmiştir. Günümüzde gömülü sürekli mıknatıslı senkron makineler, verimliliklerinin, güç yoğunluklarının, güç faktörlerinin yüksek, alan zayıflatma yeteneklerinin iyi olmasından dolayı ticari otomobil üreticiler tarafından en çok tercih edilen makine türü olmuştur. Bunun yanında ticari elektrikli otomobil elektrik makinelerinde motor başarımını iyileştirmek ve maliyetini azaltmak amacı ile iyileştirme çalışmaları yapılmaktadır. Bu çalışmada gömülü mıknatıslı senkron makinenin işletme başarımı üzerine etki eden birincil ve ikincil tasarım değişkenlerinin etkisi incelenmiştir. Birincil tasarım değişkenleri olarak motorun ana boyutları, stator oluk tasarımı tanımlanmış ve bu büyüklükler analitik olarak hesaplanmıştır. İkincil tasarım değişkenleri olarak rotorun analitik denklemlerle modellenmesi fazlası ile karmaşık olan büyüklükleri sınıflandırılmıştır. Rotorda mıknatısların gömülerek yerleştirildiği boşlukların boyutlandırılması ve mıknatısların konumu motor başarımı üzerinde doğrudan etkilidir. Ancak bu tasarım büyüklüklerinin etkisinin analitik olarak ifade edilmesi fazlası ile zordur. Buradan yola çıkarak mıknatısların ve mıknatıs boşluklarının boyutları ile şekilleri ve ayrıca rotor hacmindeki konumları ikincil tasarım büyüklükleri olarak tanımlanmıştır. Toplam olarak 7 ayrı rotor değişkeninin irdelenmesi hedeflenmiştir. Tasarıma ticari elektrikli otomobil modellerinin kütleleri ile birlikte, kullandıkları elektrik motor gücü ve buradan yola çıkılarak tasarlanacak olan elektrik motorunun gücü belirlenerek başlanmıştır. Yine ticari elektrikli otomobillerde kullanılan sürekli mıknatıslı motorların rotor yapıları incelenmiştir. Tasarımın ilk boyutlandırmasına analitik denklemler ile başlanmış olup, temel boyutlandırmalarda kullanılan moment yoğunluğu, stator dış çapının iç çapına oranı gibi büyüklükler yine ticari otomobil motorları literatürde incelenerek elde edilmiş ve tasarımda kullanılmıştır. Makinede kullanılan mıknatıs ve laminasyon malzemesi özellikleri verildikten sonra makinenin güvenilirliği açısından kritik olan mıknatısların kalıcı demanyetize olma riskleri göz önünde bulundurularak mıknatısların en küçük uzunluğu sonlu elemanlar analizi ile belirlenmiştir. Makinenin başarımı üzerine en etkili faktörlerden biri olan mıknatısların kaçak akısının olabildiğince azaltılması amacıyla, mıknatıs köprü boyutlarının en küçük sınırı sonlu elemanlar yöntemi kullanılarak mekanik analizlerle belirlenmiştir. Mıknatıs köprü boyutları belirlenirken mekanik olarak güvenli bir rotor tasarımı hedeflenmiş ve merkez kaç kuvvetlerinden kaynaklı rotordaki mekanik zorlanmalar ve şekil değişiklikleri incelenmiştir. İlk tasarımda rotor bazı noktalarda yüksek mekanik zorlanmalara maruz kalmıştır. Ancak bu durumun köşeli geometrilerden kaynaklandığı görülmüş, köşeli geometriler giderilerek ilk tasarımda sorunlu olan yüksek mekanik zorlanmalar azaltılmıştır. Farklı güçlerde ve boyutlarda makine tasarımının ve analizinin çok hızlı bir şekilde yapılıp modellenebilmesi ve makine başarımının en iyileştirilmesi amacıyla, makine geometrisi değişkenlere bağlı olarak oluşturulmuştur. Bu değişkenlerden stator boyutları sabit olmak üzere, 7 tanesi kullanılarak rotor üzerinde bilgisayar destekli en uygunlaştırma yapılmıştır. En uygunlaştırmada hedef tasarım yüksek moment, yüksek moment/mıknatıs hacmi oranı ve düşük moment dalgalılığı olmuştur. En uygunlaştırma çalışmalarında örnek tasarımlar yine bilgisayar destekli olarak analiz edilmiş ve değişkenlerin, ulaşılmak istenen her bir motor başarım ölçütüne etkisi incelenmiştir. Değişkenler hedef işletme büyüklüğü üzerindeki etki derecelerine göre sınıflandırılmış ve o işletme büyüklüğü üzerinde en etkili olanların hedef başarım büyüklükleri ile olan ilişkileri yüzey grafiklerle incelenerek detaylandırılmıştır. Böylece analizlerde her tasarım değişkenin her bir başarım hedefine duyarlığı detaylandırılmıştır. Her bir hedef işletme büyüklüğü için etkili olan boyutlar seçilerek nihai tasarıma ulaşılmıştır. Elde edilen en uygunlaştırılmış makine bilgisayar destekli sonlu elemanlar yöntemi ile zamana bağlı detaylı olarak analiz edilmiş, elektromanyetik başarımı incelenmiştir. Buna ek olarak makine moment-hız karakteristiği ile birlikte, bu tüm çalışma aralığında verim ve moment dalgalılıkları elde edilmiştir. Son olarak makinenin sıvı soğutma kanalları tasarlanmış ve sonlu elemanlar yöntemi ile farklı yüklenmelerde ve farklı hızlarda sargı sonu ve mıknatıs sıcaklıkları incelenmiştir. Ayrıca sıcaklık analizleri sonucunda makinenin her bir parçasının ulaştığı sıcaklık değerleri elde edilmiştir. Çalışmanın sonucunda motor başarımı üzerine etkili olan rotor geometrik tasarım büyüklüklerinin ve şekillerinin belirlenmesi ve hesaplanması konusunda katkı yapan sonuçlara ulaşılması, başarımları daha yüksek motor tasarımının önü açılmıştır.
  • Öge
    Çok istasyonlu ve çoklu tren setli bir metro hattının matematiksel modellemesi ve işletim senaryolarının karşılaştırılması
    (Fen Bilimleri Enstitüsü, 2018-06-11) Cihangir, Ulaş ; Kocabaş, Derya Ahmet ; 504071030 ; Elektrik Mühendisliği
    Yolcu taşımacılığında kullanılan raylı sistemler kullanıldığı semtin, şehrin, ülkenin veya kıtanın fiziki ve coğrafi özelliklerine göre, ulusal şebekede kullanılan gerilim, akım ve frekans tercihlerine göre, sahip olunan teknoloji altyapısına göre, insan popülasyonuna göre ve bunlar gibi birçok farklı parametreye ve farklı ihtiyaçlara göre değişiklik gösterebilir. Kimi yerlerde tramvay ve hafif raylı sistemler gibi şehir ile iç içe geçmiş sistemler yolcu taşımacılığında tercih edilirken, kimi yerlerde ise metro ve monoray sistemler gibi şehir trafiğinden yeraltı tünelleri ve yer üstü asma yapılar ile ayrılmış sistemler yolcu taşımacılığında tercih edilmektedir. İstanbul'da Karaköy ile Beyoğlu semtlerinin sahip olduğu coğrafi özellik nedeni ile bu iki semt arasında füniküler bir sistem kullanılırken; yine İstanbul Taksim semtinin sahip olduğu tarihi özellik, insan popülasyonu ve fizik şartlar gibi nedenler ile tramvay sisteminin kullanılması tercih edilmiştir. Her bir raylı sistem kendi içinde farklı karakteristiklere sahiptir. Her yapılan yeni raylı sistem projesinde veya eski bir sistemin revizyonunda mühendislik hesaplarının dikkatlice yapılması oldukça önemlidir. Örneğin, yüksek hızlı trenler hayatımıza girmeden önce inşa edilen demiryolları üzerinde yüksek hızlı trenleri veya tramvay hattı için inşa edilen raylar üzerinde metro veya başka sistemler için üretilmiş trenleri kullanmak gerektiğinde tüm hesaplamaların özenle yapılması oldukça önemlidir. Yeni yapılacak veya revize edilecek bir raylı sistem için hem sosyal hem de teknik yönden birçok analiz yapılmalıdır. Elektrik ile çalışan raylı sistem trenleri, hareket etmeleri ve yardımcı ünitelerini beslemeleri için gereken gücü cer gücü tedarik sistemlerinden alır. Cer gücü tedarik sistemi ise trafo merkezinin sağladığı güç sistemine göre, trenlerin akım toplama sistemine göre ve trenlerde kullanılan motorlara ve sürücülere göre olmak üzere üç farklı tipte sınıflandırılabilir. Trafo merkezleri raylı sistemler için doğru akım veya alternatif akım sağlamaktadır. Trenler ise bu akımı ya havai katener sistemi ile ya da üçüncü ray sistemi ile hareket etmek için toplamaktadır. Trenler, bu hareketi tren bojileri üzerinde bulunan alternatif akım motorları veya doğru akım motorları ve bunları kontrol eden doğru akım sürücü üniteleri veya alternatif akım sürücü üniteleri ile sağlamaktadır. Raylı sistemlerin işletme senaryolarının tasarım aşamasında irdelenebilmesi için matematiksel olarak başarımının elde edilmesi gereklidir. Bunun için sistemin elektriksel güç girişinden itibaren mekanik hareket için çıkış gücüne ulaşana kadar tüm sistem bileşenlerinin matematiksel modellerinin ayrı ayrı oluşturulması ve bütünleşik matematiksel modele ulaşılması gereklidir. Başta transformatör modeli olmak üzere metro besleme hattı, eviriciler, motorlar modellenerek ve mekanik modelle birleştirilerek nihai modele ulaşmak mümkündür. Belirli kabuller dahilinde modeli basitleştirmek olasıdır. Metro hattının topolojik ve fiziksel özellikleri de modellenebilir. Bu sayede tasarım aşamasında sayısal hesaplamalar ile tasarım bileşenlerinin uygunlukları öngörülebilir hale getirilebilir. Kurulan model kullanılarak farklı frenleme, yolverme, arıza ve benzeri işletme senaryoları incelenebilir. Enerji iletim sisteminden başlayarak harmonik, kayıp vb. olumsuz etkiler hesaplanabilir. Birden fazla seçeneğin olduğu tasarım bileşenleri için en uygun olanının da bu model ile seçilmesi sağlanabilir. Bu tezde, çok istasyonlu ve doğrusal hatta sahip bir metro sisteminin cer gücü tedarik sistemi MATLAB ® Simulink programı ile modellenmiştir ve birçok farklı durum için analizler yapılmıştır. Model oluşturulurken şebeke için faz-faz arası gerilimi 154 kV, 3-faz ve 50Hz olarak, indirici trafo merkezleri için ise trafolar 25MVA, 154kV/34.5kV, 50Hz olarak modellenmiştir. Cer trafo merkezlerinde bulunan trafoların giriş gerilimi 34.5 kV çıkış gerilimi 580V olarak, doğrultucular 6, 12, 18 veya 24 darbeli olarak LC filtre üzerinden akımı 3. raya iletecek şekilde modellenmiştir. Üçüncü ray 750V DC gerilim ile beslenecek şekilde oluşturulmuş ve her 1 km için eşdeğer 3. ray, geçiş ve dönüş dirençleri, her bir tren için ise eşdeğer pabuç dirençleri eklenmiştir. Tren setleri 4 araçtan oluşacak şekilde modellenmiştir ancak araçlardan biri sadece taşıyıcı araçtır ve üzerinde motor bulunmamaktadır. Her bir tren seti için toplam 12 adet sincap kafesli asenkron motor, her araçta 4 tane olmak üzere 3 araçta kullanılmıştır. Bu motorların her 2 tanesi 1 IGBT modülü tarafından sürülmektedir. Motorlar, rotor hızına göre değişen yük ile ve %25, %50, %75 ve %100 sabit nominal yük ile yüklenmiştir. Modele eklenen sabit değer fonksiyonu, trenlerde bulunan her bir motora bağlanmıştır ve sabit değer değiştirilerek yüklenme miktarının değişimine olanak sağlanmıştır. Bunun yanında model, eşdeğer 3. ray, geçiş ve dönüş dirençlerinin değerleri değiştirilerek istasyonlar arası mesafelerin değiştirilmesine, tren sayısının ve araç sayısının kolaylıkla değiştirilmesine, basamak fonksiyonu ve DGM sinyali için gecikme fonksiyonu değerleri değiştirilerek trenlerin kalkış zamanlarının değiştirilmesine, cer trafo merkezlerinin 3. ray hattını beslendiği noktaların belirlenmesine, cer trafo merkezlerinin çıkış hattına eklenen kesici ile istenilen zamanda cer trafo merkezlerinden birinin devreden çıkarılmasına, benzeri hataların oluşturulmasına ve bunlar gibi birçok işletme koşullarının değiştirilmesine ve analiz edilmesine olanak sağlamaktadır. Bir trenli, bir istasyonlu model, iki trenli iki istasyonlu model, iki trenli dört istasyonlu model ve dört trenli dört istasyonlu model oluşturulmuştur. Oluşturulan modeller kullanılarak farklı nominal yüklerde, farklı darbe sayısına sahip doğrultucular ve farklı yapıdaki doğrultucu trafoları kullanıldığında, farklı LC filtreler kullanıldığında, farklı kalkış zamanlarında, cer trafo merkezi sayısının farklı olduğu ve sistemi farklı noktalardan beslediği durumlarda, cer trafo merkezlerinden birinin veya ikisinin belli bir süre sonra devre dışı kaldığı durumlarda senaryolar çalıştırılmış, trenlerin kalkış karakteristikleri ve şebekeye harmonik etkileri analiz edilmiştir. Analizler sonucunda birçok farklı veri hakkında bilgi sahibi olunmuştur. Trenlerin kalkış anında sistemden çektikleri yüksek ray akımlarının kısa devre hata akımları ile karıştırılmaması gerektiği anlaşılmıştır. Cer trafo merkezlerinin rayı besledikleri noktaları arasındaki mesafeler arttıkça bazı trenlerin gerekli akımları raydan alamadığından dolayı 750 V DC sistemlerde cer trafo merkezleri arası mesafeler 1-3 km arasında tasarlanması gerektiği sonucuna varılmıştır. Doğrultucuların darbe sayıları arttıkça şebekeyi etkileyen THD değerlerinin azaldığı görülmüştür.
  • Öge
    Fpga based reprogrammable motherboard & daughter board circuits design and applications
    (Institute of Science and Technology, 2020) İlaslan, Muhammet Furkan ; Akıncı, Tahir Çetin ; 633371 ; Electrical Engineering Programme
    The number of students who want to improve theirselves or amateur users who inerested in hobby purposes has increased as well as professional users. In this thesis, it is tried to produce a new ready-made hardware kit with strong hardware components due to the insufficiency of the ready-made hardware kits in high-speed applications and the low professional framework. In addition, an ergonomic design was targeted with the aim of training kit and auxiliary additional circuit prototype was designed to perform certain tasks. For this purpose, the circuit design has been explained step by step for the users who want to improve themselves professionally, the important details and the information to be used in the data sheets used have been mentioned, the information has been presented about the operation of the circuit by making an application. Altium: PCB Design Software & Tools program was used in the drawings of the circuit. Also, the ISE Design Suite: WebPACK Edition program was used for the use of FPGAs of the Xilinx company. JTAG interface has been used to install the programs. Two prototypes were produced as a mother board and auxiliary board that is also called the daughterboard. Since the motherboard, which has a four-layer structure, is the main body that performs the basic operations, unnecessary circuit elements are avoided on the board. The motherboard consists of three power units, three regulators, an FPGA, a PROM, an oscillator, five LEDs, two buttons, 2x5 collectors for a JTAG cable, two pieces 2x8 collectors for connection with the designed daughterboard, resistors, and capacitors that have been added to the circuit sufficiently by making calculations. It is especially important that the FPGA and PROM components are manufactured by the same company and therefore they have selected in terms of performance of the designed circuit and the compatibility of the elements. The auxiliary circuit board is designed to convert from the digital signal to the analog signal and from the analog signal to the digital signal. Therefore, the main circuit elements used on this card are ADC and DAC. The fact that ADC and DAC elements have the same physical properties enabled symmetrical design. In addition, both converters, 8 channels, 12-bit, compatibility problems were avoided.
  • Öge
    Dağıtım şebekesinde kısa dönem yük tahmini
    (Fen Bilimleri Enstitüsü, 2020) Saçlı, Mert ; Türkay Emre, Belgin ; 630694 ; Elektrik Mühendisliği Anabilim Dalı
    Günümüzde enerji ihtiyacı teknolojik gelişmeler ile birlikte sürekli olarak artmaktadır. Artan enerji ihtiyacının güvenilir, ekonomik, kaliteli ve sürdürülebilir bir şekilde sağlanabilmesi konusu gün geçtikçe önem kazanmaktadır. Enerjinin ekonomik, kaliteli ve sürdürülebilir bir şekilde sağlanabilmesi enerji sistem planlamasının optimizasyonu ve başarısı ile doğrudan ilişkilidir. Yük tahmini enerji sistem planlamasının ilk ve en önemli aşamalarından biridir. Elektrik yük tahmini geçmiş ve bugünkü elektrik yüklerini analiz ederek, yük tahminine etki eden faktörlerin belirlenmesi ve bunların analizi sonucunda farklı yöntemler, algoritmalar kullanılarak gelecekte olabilecek yükü belirlemek olarak tanımlanabilir. Yük tahmini farklı amaçlar doğrultusunda zaman kıstasına göre çok kısa dönem, kısa dönem, orta dönem ve uzun dönem olarak sınıflandırılmaktadır. Bir yıldan uzun yük tahminleri uzun dönem, bir haftadan bir yıla kadar olan yük tahminleri orta dönem, bir saatten bir haftaya kadar olan zamanları kapsayan tahminler kısa dönem ve bir saatten daha kısa yük tahminleri çok kısa dönem yük tahmini olarak sınıflandırılmaktadır. Elektrik yük tahmini yapmak için kullanılan giriş parametreleri değişkenlik göstermektedir. Uzun dönem yük tahmininde gayrisafi milli hasıla, nüfus gibi parametreler ağırlıklı olarak kullanılırken kısa dönem yük tahminlerinde meteorolojik veriler ağırlıklı olarak kullanılmaktadır. Elektrik tüketimi gün içerisinde saatlik bazda değişkenlik göstermektedir. Gün içerisinde değişen tüketim miktarını, devreye girecek ve devreden çıkacak enerji santrallerini belirlemek kısa dönem yük tahmini ile başlar. Kısa dönem yük tahmininin bir başka fonksiyonu ise enerjinin ekonomik olmasını sağlamaktır. Gün geçtikçe artan enerji ihtiyacını karşılamak ve enerjinin sürdürülebilirliğini sağlamak yük tahmini ile başlar. Bu sebeple yük tahmini uygulamaları gün geçtikçe önem kazanmaktadır. Literatürde, yük tahmini için şu ana kadar kullanılan birçok farklı algoritma ve metodoloji bulunmaktadır. Bu çalışmada literatürde kullanılan analitik yöntemler ve yapay zekâ yöntemleriyle Marmara bölgesinde bulunan bir ile ait 2016-2017 yılları arası veriler kullanılarak saatlik kısa dönem yük tahmini yapılmıştır. Çalışmada kullanılan modeller de temel olarak hafta günleri 3 farklı yöntem kullanılarak ayrılmıştır. Tahmin çalışmalarında kullanılan bağımsız değişken ve bağımlı değişkenler arasında pozitif ve/veya negatif ilişki ne kadar yüksekse model o kadar yüksek tahmin sonuçları vermiştir. Bu sebeple literatürde bazı çalışmalar hafta günleri arasında herhangi bir ayrım yapmadan, bazı çalışmalar hafta içi ve hafta sonu olarak ayrım yapıp iki farklı eğitim ve test verisi kullanılarak, bazı modeller ise hafta içi ve hafta sonu modellerini ayrı eğitim ve test verisi olarak kullanmamak için giriş parametrelerine hafta içi ve hafta sonu ayrımı yapmak için kukla değişken olarak isimlendirilen bağımsız değişken kullanılarak tahmin işlemi gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmada gün ayrımlarının tahmin sonucuna etkisini gözlemlemek amacıyla 3 farklı gün ayrımı kullanılmıştır, kullanılan gün ayrımları hafta içi ve hafta sonu için günxx ayrımı yapılmadan, gün ayrımı yapılarak ve hafta içi ve hafta sonu için kukla değişken kullanılarak yapılan tahmin olarak en genel haliyle ifade edilebilir. Bu çalışmada gün modelleri 5 farklı bağımsız değişken seti kullanılarak tahmin işlemi gerçekleştirilmiştir. Kullanılan bütün metodolojilerde kullanılan yük, sıcaklık veri seti gibi veriler aynı veri seti kullanılarak yapılmıştır. Kullanılan farklı metodolojilerin amacı gün ayrımı yapılmasının ve yapılan ayrımda kullanılan giriş parametrelerinin kullanılan yöntemlerle birlikte tahmin doğruluğunun üzerindeki etkisini araştırmaktır. Veri setinde görülebileceği üzere yük ve meteorolojik veriler mevsimsellik gösterdiği için mevsim parametresi kış, ilkbahar, yaz ve sonbahar sırasıyla (0, 1, 2, 3) dönüştürülerek tüm modeller için bağımsız değişken olarak kullanılmıştır. Bu çalışmada kısa dönem yük tahmini saatlik veya bir diğer ifadeyle bir saat arayla yapıldığı için kullanılan algoritmaların veri seti saatlik olarak tüm modellere tanıtılmıştır. Modellerde kullanılan meteorolojik verilerden nem ve sıcaklık verileri 1 saat önceki nem ve sıcaklık verileridir. Tahmin yöntemleri olarak ARIMA (Otoregregresif bütünleşik hareketli ortalama), destek vektör makineleri, destek vektör regresyonu, KNN (En yakın K Komşu) ve karar ağacı regresyonu algoritmaları kullanılmıştır.