Çatalca Merkez Ve Köylerinde Kadın Başlıklar

thumbnail.default.alt
Tarih
1998
Yazarlar
Bakır Demirkul, İman
Süreli Yayın başlığı
Süreli Yayın ISSN
Cilt Başlığı
Yayınevi
Sosyal Bilimler Enstitüsü
Institute of Social Sciences
Özet
Balkan Yarımadası'nın bir parçasını oluşturan Trakya, Karadeniz, Marmara Denizi ve Balkan- Rodop dağ sıralaması. arasında kalan arazi parçasının adıdır. M.Ö. 2000 yıllarından beri üzerinde yaşanan bir bölgedir. Bölgenin en eski halkı, Hint- Avrupa kökenli bir halk olan Traklar'dır. M.Ö. 7. Yüzyıldan itibaren bu bölge sırasıyla Pers, Yunan ve Makedonya uygarlıklarının egemenliğinde yaşamış, daha sonra M.Ö. 335 yılma kadar Trakya Krallığı hüküm sürmüştür. Daha sonra Roma ve Bizans İmparatorluklarının egemenliği altında yaşamıştır. Bölgede Türk varlığı M.Ö. 2. Yüzyılda İskit Türkleri ve Orta Asya'dan Batıya göç eden kavimlerin gelişi ile başladığı bilinmektedir. M.S. 4. Yüzyılda Hun Türkleri, 5. Yüzyılda Avarlar, 9. Yüzyılda Peçenekler, 11. Yüzyılda Kuman Türkleri buraya yerleşmişlerdir. Yakın tarihine bakacak olursak Çatalca' da yerleşik halkın çoğunluğunu Balkanlar' daki süregelen savaşlar ve baskı politikaları nedeniyle göçenler, Gacal adı verilen yerli halk ve Anadolu'dan gelen göçmenler oluşturur. 1924 yılında geçici olarak kurulan Çatalca Vilayeti 26. Haziran. 1926 tarihli yasa ile ilçe haline getirilerek İstanbul'a bağlanmıştır. 1927 yılında yapılan nüfus sayımında 4834, 1940 nüfus sayımında 10071, 1945'te 22141 olarak tespit edilen nüfus, 1950 sayınımda 3734'e düşmüştür. Bunun sebebi II. Dünya Savaşı'nda Batıdan korunma amaçlı asker yığmağının Çatalca'dan boşaltılmasıdır. 1955-1980 sayımlan arasında nüfus artmamıştır. 1990 sayımında ilçe merkez nüfusu 11550, 1997 sayımı 14500 civarında tespit edilmiştir. Çatalca yüzyıllardan beri Doğu ile Batının kaynaşma noktası olmuştur. Bu yapısı ve yukarıda bahsettiğimiz tarihsel ve beşeri özellikleri de araştırmamızın asıl konusunu oluşturan kadın başlıkları ve bu başlıklarda kullanılan malzemelerin gerçek belirleyicisi olmuştur. Çatalca'da kadın başlıklarında kullanılan malzemeler Anadolu'da kadın başlıklarında kullanılan malzemeler ile benzeşik olmakla birlikte kendine has özellikler de göstermektedir. Bu benzeşildik en belirgin olarak yazmalarda görülür. Öyle ki Çatalca'da yazmalara denk gelen isimlere çember, kıvrak, pullu kıvrak, şami, tülbent, yaşmak, yeldirme, yemeni gibi malzemeleri örnek verebiliriz. Ayrıca Çatalca'da kadın başlıklarında kullanılan diğer malzemeler ise; bürgü, çarşaf, ferace, namaz bezi ve hotozdur. Çatalca'da başlıklarda kullanılan malzemelerin en çok kullanılanı değişik adlarla anılmasına rağmen yazmalardır. Bu yüzden araştırmamızı yaparken yazmalar üzerinde önemle durduk. Yazma; oyulmuş ahşap kalıplar kullanılarak çeşitli boyalarla bazen pamuklu bazen de ipekli kumaşlar üzerine elle çizilip resim halinde veya basılarak yapılan süsleme sanatıdır. Yazma yapımım üç ana grupta toplayabiliriz. Bunlar Kalem işi Yazma, Kalıp Kalem Yazma ve Kalıpla Yazmalardır. Kalem işi Yazma sanat yönü en kıymetli yazmalardır. Desen çizildikten sonra içleri fırça ile resmedilerek boyanır. Bunlara örnek olarak Kandilli, Kuzguncuk, Arnavutköy, Üsküdar ve Çengelköy'ü gösterebiliriz. Bu gün imalatları tamamen durmuştur. Elde kalan birkaç örnek müzelerde sergilenmektedir. Kalıp Kalem Yazma: bu yazmada konturlar kalıpla basıldıktan sonra desendeki renkli olması gereken kısımlar fırça ile boyanır. Örnek olarak Kumkapı, Yenikapı, Samatyadır. Kalıpla Yazma ise üç tür çalışma ile yapılır. 111 l.Kara kalem Yazma: Tek kalıp kullanılarak beyaz üzerine siyah ya da siyah üzerine beyaz kullanılarak yapılan yazmalardır. 2. Elvan işi Yazma : Motiflerin her rengi için ayrı kalıp yapılır. Bu kalıplar üst üsten gelecek şekilde beyaz zemin üzerine basılır. Bu türe Tokat Yazmalarını örnek verebiliriz. 3. Daldırma Yazma : Renklere göre hazırlanan kalıpların basılmasıyla meydana gelen motifler tutkal veya balmumu ile kapatılır. Kumaş daha sonra boyaya batırılır. Yazmacılık sanatı günümüzde yerini serigrafik baskıya ve ya modern teknolojik makinelere bırakmıştır. Ancak Tokat ilimizde Valilik ve birkaç kuruluşun desteğiyle varlığım sürdürebilme çabası içindedir. Çatalca' da kadın başlıklarım ele alırsak; Çarşaflı başlık: Bu gün sadece yaşlı birkaç kişi tarafından kullanılan bir sokak giysisidir. İki çeşidi mevcuttur. Birincisi kara çarşaf tabir ettiğimiz çarşaf, diğeri ise çizgili desenli olup genellikle çift renklidir. Kara çarşaf iki parçalıdır. Alt kısmı etek şeklindedir, üst kısmı ise örtünme amaçlı pelerin şeklinde ve başa takılan kısımları bazen lastikle bazen de iple tutturulur. Dokuma çarşaf yine pelerin gibi başa atmak ve eller yardımıyla iki ucu tutturarak bazen de iğneleyerek kullanılan bir baş ve sırt giysisidir. Katma baş bağlaması: yazma ve yöredeki isimleriyle kozan çemberi, kıvrak krep şami pullu kıvrak ve benzeri yazma çeşitleriyle yapılan bir bağlama çeşidi olup bugün bile kullanımı mevcuttur. Baş bağlama ihtiyacı hissedenler bu baş bağlama çeşidini tercih etmektedirler. Namaz başı: yaşlılığın simgesi diyebiliriz. Genellikle koyu renkler tercih edilir. Süsten şatafattan, gösterişten uzak bir baş bağlama çeşididir. iv Tarla başı: bir baş bağlama çeşididir. Korunma amaçlı olup güneşte çalışırken yanmamak için, güneş çarpması, toz, rüzgar gibi zararlardan korunmak için giyilir. Hotozlu baş: Maalesef günümüze kadar ulaşmamıştır. Genç giysisidir, kenarlarına dizilen altınlardan da anlaşılacağı gibi zengin kesim tarafından kullanılmaktadır. Ferace: Sırta giyilmekle birlikte bir baş bağlama çeşidine de girmektedir. Çeşmeye, komşuya, kısa mesafeli yürüyüşlere giderken giyilen bir örtüdür. Süslenmeye büyük özen gösteren Çatalca genç kızları, eskiden düğünlerde Yapıştırma adı verilen yanağa ve çeneye yapıştırılan pullarla süslenirlerdi. Bu süsler kişinin medeni durumunu ifade ederdi. Her iki yanağa tek pul ile yapılan beşli çiçekler kızın genç kız olduğunu, pulların arasının açılması ile yapılan beşli ya da altılı çiçek motifleri kızın sözlü olduğunu, çeneye yapıştırılan pul kızın nişanlı olduğunu, çenedeki birden fazla upl ise evli olduğunu ifade eder. Kırmızı renkli pullar sadece bekar genç kızları veya gelinin akrabası olduğunu ifade eder. Genç kızlar yüzlerine allık, kaşlarına rastık, kirpiklerine sürme çekerler. Eskiden cildi beyaz olan kızlar revaçta olduğu için şimdi kullanılmayan liftika (neftika) adı altında evde hazırlanan bir krem kullanırlardı. Oyalar ise süslenmek ve süslemek amacıyla yapılan ve tekniği örgü olan bir sanattır. Oya örgü bakımından ve dantele işlendiği motifler bakımından yapma çiçek sanatına benzer. Oyalara örnek olarak; iğne, tığ, mekik, firkete, koza yün, mum, boncuk ve dokuma oyalarım gösterebiliriz. Çatalca îlçesi Merkezinde ve köylerinde yapılan bu alan araştırmasında, yöre insanlarının kendi geçmişlerinden, adet ve göreneklerinden övünerek bahsederken şu anda o günleri yaşayamamanın burukluğunu hissettikleri gözden kaçmamıştır. Gelişen teknoloji ile birlikte bir kültür değişimi de tespit edilmiştir. Metropole yakınlığı, iletişimin ve ulaşımın yaygınlığı nedeniyle burada yaşayan halkın şehir kültürüne kayması ve geleneklerin kaybolmaya yüz tutması kaçınılmaz olmuştur. Tüm bunlara rağmen, yörede geleneklerini yaşatmak isteyen, geçmişi ile barışık insanlar da bulunmaktadır. Her ne kadar kültürlerini yaşayamıyor olsalar da Trakya'da yaşayan diğer topluluklar gibi tipik Balkan-Türk toplumu özelliklerini taşımaktadırlar. İnsanları genellikle hareketlidir. Hatta bu özellikleri halk oyunlarına, halk müziklerine fazlasıyla yansımıştır. Çok kıvrak ritimlerin hakim olduğu ezgileri, oyunları vardır. Ancak Türk topluluklarının tümünde olduğu gibi duygusallık yine ön plandadır. Bu duygusallık doğal olarak kadınlarda daha çok göze çarpmaktadır. Ve kadınlar her zaman olduğu gibi bu yörede de söylemek isteyip de söyleyemediklerini, anlatmak isteyip de anlatamadıklarını ağıtlara, ezgilere, ninnilere, oyunlara, motiflere, işlemelere ve oyalara dökmüşlerdir.
The Trace that forms a part of the Balkan Peninsula is the name of the land piece among the Black Sea, Marmara Sea and Balkan Rodop mountain chain. People began to settle in this region since BS 2000 years. The oldest people of the region is the Indian- Europe origin Tracheas. Persian, Greece and Macedonian civilisations lived in the region since BC 7 century then Trachea kingdom became dominant until the year of BC 335. The region then lived under the sovereignty of Rome and Byzantine empires. The existence of works in the region started in the BC 2.century by the iskit Turks and nations immigrated from the Middle Asia to the west. The Hun Turks in the 4.century, Avars in 5.certury, Petcheneks in 9.century and Kuman Turks in II. century settled in the region. Most of the settled people in Çatalca consist of matins who immigrated as a result of wars and policies in the Balkans, domestic people called Gocal and immigrants from the Anatolian. Çatalca established in 1924 provisionally, connected to Istanbul as a district by the law dated June 26, 1926. The population was 4834 in the census dated 1927, 10071 in 1940 and 22141 in 1945, and this was decreased to 3734 in 1950. The reason of this was, the soldiers had been collected from Çatalca for the purpose of defence in the world war II. The population did not increase during the 1955-1980 censuses. At the 1990 census, the district central population was 1 1550 and in 1997 it was 14500. Çatalca became the combining point of the west and East for centuries. The women caps (head covers) and materials used for these caps are the master subject of our study together with the historical and humanistic properties mentioned above. The materials used for the women caps in Çatalca have similar properties with the materials used for the women caps in the Anatolian but they also have their own special Vll properties. This similarity is very clear in the hand painted caps. These are called as çember, kyvrak, pulu kyvrak, pami, tülbent, yapmak, yeldirme, yemeni etc in Çatalca. Other materials used for the women caps in Çatalca are Covering, sheet, ferace, namaz bezi (head cover worn by women when praying) and hotoz (woman's head gear). The most common used materials in Çatalca are the hand painted head covers. For this reason we considered them in our study very often. Hand painting is a decoration art made on cotton or silt fabrics by using wooden moulds and various paints that are applied by printing or manually. We can apply the hand pointing under three groups: These are painting with pen, painting with mould pen and painting with mould. Painting with pen is the most valuable artistic paintings. After the design is drawn, the inside of it is painted with a brush. We can show Kandilli, Kuzguncuk, Arnavutköy, Üsküdar and Çengelköy as samples. Today their productions are completely ended. Some samples are exhibited in the museum's. Pointing with a mould pen; counters are printed with moulds and the colourful parts of the design are painted with a brush. For example; Kumkapı, Yenikapı, Samatya painting with a mould is made under three methods; 1 -Painting with a charcoal - pencil; These are paintings made by using only one mould on a white surface with black and a black surface with white. 2-Painting with colours: Different moulds are made for the each colour of motives. These moulds are pressed on a white surface. Tokat paintings are such kind of paintings. Vlll 3 -Dipping type painting: Motives are made by pressing the moulds prepared according to the colours and then they are closed by glue or wax. Fabric then dipped into the dye. Today the hand painting art is performed by serial graphic printing or modern technological machines. However in Tokat it is tried to be performed by the support of governorship and a few establishments. The women caps in Çatalca are as follows; Cap with carbaf: It is a street cloth worn by some old women of today, (dress with veil). It has two kinds. First one is black coloured and the second one is generally double coloured and has striped design. Black cloth has two parts. Bottom part of it is in skirt shape, upper part is in cape shape for purpose of covering. The part worn on the head is attached by a rubber or a rope. The cotton fabric is covered on the head and fasten with pins. Katma head covering; it is a covering type with the names of Kazan çemberi, kyvrak krep, bami pullu, kyvrak etc and is still used today. The persons who want to cover their heads prefer this kind. Head cover worn when praying: It is the symbol of the old women. Generally dark colours are preferred. It is a head covering type without ornament and show. Tarla head: It is a head covering type. It is worn for the purpose of protection against to sun, dust, wind and similar dangers. Hotozlu head: unfortunately it is not used today. It is a cloth for the young. Golds are attached at the edges so it is used by the rich people. IX Ferace: it is generally worn on the back but also included in the head covering types. It is a cloth worn during short walking s to neighbours or public fountains. Çatalca young girls who are very interested in decorative clothes were wearing small coins on their cheeks and chins called yapyptyrma. These decorations were showing the marital status of the girls. Five flowers motives made with a single coin on the both cheeks show that the young woman is single, five or six flower motives with separate coins show that she is engaged to be married, a coin attached on the chin shows that she is engaged, coins on the chin more than one show that she is married. Red coins are only for the single young girls or for the relatives of the bride. The young girls wear red colour cosmetic on their faces, black cosmetic for eyebrows and eye-liner on their eyes. As the girls who have white faces were demanded in old days, the creams called neftika was being used. Embroidery (on edges of garment) is an art made for decoration ith the knitting technique. Embroidery is like an artificial flower art with its motives knitting needle, shuttle, hairpin, silk cocoon wool, wax, bead and weaning are the embroidery samples. In our study in Çatalca district and villages we observed that the people woh live in the region are proud of their customs and traditions and still want to live those old days with the developed technology a cultural changing also occured. As a result of the spread communication and transportation and to be close to the metropolitan, the people move to the city culture and the traditions are almost lost. However there are many people who want to be bind to their traditions and old days. The people who live in Trachea carry the typical Balkan-Turkish society properties. People are generally active. This property is reflected in the public dances and music. They have very rhythmic songs and plays. But the romanticism is dominant as in all the Turkish societies. This romanticism is mostly observed in women. And women reflect what they want to say in the songs, plays, motives, embroideries, decorative works.
Açıklama
Tez (Yüksek Lisans) -- İstanbul Teknik Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1998
Thesis (M.A.) -- İstanbul Technical University, Institute of Social Sciences, 1998
Anahtar kelimeler
Halk Bilimi (Folklor), Kadın başlıkları, İstanbul-Çatalca, Folklore, Women headings, İstanbul-Çatalca
Alıntı