Bankalarda risk yönetimi ve VaR'ın sermaye yeterliliğine etkileri

thumbnail.default.alt
Tarih
2001
Yazarlar
Akçay, M. Barış
Süreli Yayın başlığı
Süreli Yayın ISSN
Cilt Başlığı
Yayınevi
Sosyal Bilimler Enstitüsü
Institute of Social Sciences
Özet
Sermayenin serbest dolaşımı üzerindeki engeller günümüz dünyasında giderek azalmakta, finansal hareketlilik ise artmaktadır. Bankacılık sektörünün uluslararası alanda karşılaştığı ve yönetmek zorunda olduğu riskler hem artmakta hem de çeşitlenmektedir. Risklerin doğru ölçülüp yönetilememesinden dolayı çeşitli mali skandallar yaşanmaktadır. (Barings, Metalgesellschaft, Long Term Capital Management, Orange County, vb.) Son 10 yıl içerisinde dünyada meydana gelen büyük boyutlu mali skandallara baktığımızda, ortak problemler incelendiğinde, risk yönetimi sistemi ve anlayışı olmaması, kişisel hırs, yanlış yönetim, gözetim ve denetim eksiklikleri gibi önemli sorunlar görülmektedir. Bu ortamda uluslararası düzenlemeciler; hem bilanço hem de bilanço dışı faaliyetlerden kaynaklanan risklerin etkin olarak, bir sistem dahilinde ölçülmesi ve bunun için yeterli sermaye ayrılması konusunu gündeme getirmektedirler. Uluslararası bankacılık alanındaki en önemli düzenleyici kurum durumunda bulunan Basle Komite, bankaların risk yönetimlerine ilişkin geçmiş yıllarda ortaya koyduğu düzenlemelerde zamanın gereklerine uygun ve ihtiyaçlar doğrultusunda değişiklikler yapmış, riskin daha kapsamlı ve daha yakından izlenebilmesine yönelik yeni çalışmalarını tartışmaya açmış, risk yönetim modellemesine ilişkin tavsiye kararları almıştır. Özellikle üstlenilen risk ve buna karşılık tutulması gereken sermaye gereği düzenlemeleri halen üzerinde yoğun çalışma ve tartışmaların olduğu bir alan durumundadır. Ülkemizde ise konu hem Türk ve Dünya ekonomilerindeki son yıllardaki gelişmeler hem de yeni Bankalar Kanunu ile ayrı bir önem kazanmıştır. Haziran 1999'da yürürlüğe giren 4491 sayılı Kanunla değişen 4389 sayılı yeni Bankalar Kanunu ise bankaları "etkin bir iç denetim sistemi ile risk kontrol ve yönetim sistemi kurmakla yükümlü" hale getirmiştir (Madde 9/4). Risk kontrol ve yönetim sisteminin esasları BİS'in önerileri doğrultusunda Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından belirlenecektir. Bankalarımız yakın gelecekte sadece portföylerinden değil tüm bilançolarından kaynaklanan riskleri bir model içinde takip etmek durumunda kalabileceklerdir. Sermaye erozyonunun engellenmesi amacıyla; kredi, mali piyasa ve operasyonel risklerinin doğru yönetilmesi gerekmektedir. Kar amaçlı kuruluş olan bankalarda "Risk Yönetimi" bu nedenle giderek önem kazanmaktadır. Etkin risk yönetimi yapabilmenin birinci adımı riskleri tanımak, riskin kaynaklarını belirlemek ve riskleri sınıflamaktır. Bankaların yatırımlarının zarara uğrama olasılığına risk denir. Bankaların maruz kaldığı riskler çok farklı şekillerde sıralanabilse de, temel riskler aşağıdaki gibidir: » Kredi Riski. Faiz Riski. Likidite Riski. Kur Riski. Operasyonel Riskler. Ülke Riski X « Diğer Riskler Zararların oluşmasını engelleyecek tedbirleri almak risk yönetiminin temel adımlarından biridir. Oluşabilecek zararlar için ölçme metodu kullanarak, üst yönetimi bilgilendirme sürecini oluşturmak ve manevra gerektiren durumlarda hızlı karar almayı gerektiren sistemleri kurarak etkin bir risk yönetimi yapılabilir. Risk yönetiminin temel amacı piyasaların yaşadığı olağanüstü durumlarda bankanın karşı karşıya kalabileceği zarar büyüklüğünü önceden ölçebilmektir. Risk yönetiminde kullanılan öntemler :. Geleneksel Risk Yönetimi Teknikleri (Gap Analizi, Süre Analizi, İstatistiki Analizler ve Senaryo Analizleri gibi). Modern Portföy Teorisi. Türev Modellerle Risk Yönetimi Teknikleri. VaR ile Risk Yönetimi "Value-at-Risk" (VaR) modeli, yeni risk ölçüm metodları içinde en çok kabul görmüş yöntemdir. Value at Risk, fınansal piyasalarda belli bir güven aralığında, belli bir dönem içinde meydana gelebilecek en yüksek zararı geleceğe dönük bir bakışla, herkesin anlayabileceği bir cinsten -para değeri olarak- ifade eden bir yöntemdir. Bir başka deyişle VaR, elde tutulan portföy veya varlığın değerinde belli bir zaman dilimi içinde ve belli bir olasılıkla meydana gelebilecek maksimum değer kaybının tahminine dayanan bir kavramdır. Özellikle sermaye yeterliliğini belirlemek için piyasa riskini ölçmede bu modelin kullanılması birçok ülke ve fınansal kurumda bir zorunluluk haline gelmiştir. VaR birkaç yıl içinde en çok kullanılan ölçüm araçlarından biri olmuştur. VaR modellerinin bu kadar popüler olmasını iki temel sebebe bağlayabiliriz. VaR farklı pozisyonlar ve risk faktörlerinden kaynaklanan riski biraraya getirebilme, tek bir değerde ifade edebilme şansı vermektedir. 1994 yılından itibaren, bir risk yönetim ve ölçüm aracı olarak, uluslararası fınansal kuruluşlar arasında büyük kabul gören VaR, günümüz risk yönetim araçları içinde önemli bir yer edinmiştir. VaR metodolojisinin bu başarısındaki en önemli faktörler:. Uygulanmasının oldukça basit olması,. Üst yönetimce yorumlanıp değerlendirilmesinin kolay olması. Kullanımının BIS tarafından teşvik edilmesi olmuştur. Bankacılık sektöründe, uluslararası seviyede, risk yönetimi konusunda yaşanan hızlı değişim ve gelişmeler yakın gelecekte ülkemizde de bu konuda hızlı bir şekilde bilgi üretilmesi ve nitelikli eleman yetiştirilmesi ihtiyacını ortaya çıkaracaktır. VaR her türlü ihtiyaç için kullanılmaktadır: Risk raporlaması, risk limitlerinin belirlenmesi, sermaye uygulamaları, sermayenin iç dağılımının belirlenmesi, performans ölçümü. XI VaR sistemine sahip olmanın yararlan, VaR'ın sadece risk ölçümünde değil, risk yönetiminde de kullanılmasıyla maksimize edilebilir. VaR riskin ölçülmesi ve yönetimi için çok güçlü bir araçtır. Sadece VaR rakamlarının hesaplanması değil, bu rakamların yorumlanması risk yönetimine değer katar. VaR, portföy veya varlığın "belli bir zaman dilimi" içerisindeki fiyat değişimlerinin ölçülmesi esasına dayanır. Elde tutma süresi ile piyasa riski arasında doğru orantı mevcuttur. Süre uzadıkça beklenen fiyat değişikliği o kadar yüksek olacaktır. Basle Komitesi, VaR hesabında elde tutma süresi (10 iş günü veya iki hafta) kullanılmasını önermektedir. JP Morgan'm Riskmetrics Modeli VaR hesaplamalarında ise 1 günlük elde tutma süresi kullanılmaktadır. Yurt dışında pek çok banka, bir günlük VaR hesaplayıp bunu zamanın (10 gün) karekökü (3.16) ile çarparak 10 günlük VaR rakamına ulaşmaktadır. Güven aralığı, VaR hesabında tespit edilmesi gereken diğer bir parametredir. Basle Komitesi, yüzde 99 güven düzeyinde ve tek taraflı güven aralığının kullanılmasını önermektedir. Güven aralığı ne kadar yüksek olursa ortaya çıkan VaR rakamları o kadar yüksek olmaktadır. Yurt dışında bankalar yüzde 90-99 arasında değişen güven aralıkları kullanılmaktadır. Örneğin VaR metodolojisinin yaygınlaşmasında büyük rol oynayan JP Morgan'ın Riskmetrics modeli yüzde 95, Chase Manhattan ise yüzde 97.5 güven aralığını kullanmaktadırlar, Basle Komitesi, bankaların piyasa riskine dayalı sermaye şartlarının hesaplanmasında VaR rakamının kendi başına yeterli olamayacağını düşünmektedir. Bu nedenle, hesaplanan VaR rakamı belli bir çarpım faktörü ile çarpılarak bankalarca bulundurulması gerekli sermaye tutarına ulaşılmaktadır. Basle Komitesi çarpım faktörünü en az 3 olarak belirlemiştir. Piyasa riskini hesaplamak için değişik yöntemler vardır. Her yöntemin kendine göre avantaj ve dezavantaj lan bulunmaktadır. Bu yöntemler birbirlerinden farklı olmakla beraber, ayrı ayrı veya karışımları da kullanabilir. Hangi yöntemin en uygun olduğu, kurumun özel durumuna yani portföydeki enstrümanların ve pazarın özelliklerine bağlıdır. Bu metodlar:. Delta-Normal Metodu. Delta-Gamma Metodu. Geçmiş Verilere Dayanarak Hesaplanan VaR Metodu. Monte Carlo Simülasyonu Metodu Hangi metodun kullanılacağına ilişkin seçim portföyün kompozisyonuna bağlıdır. İçinde opsiyon bulunmayan portföyler için en iyi seçim Delta Normal Metodudur. Bu durumda VaR'ın hesaplanması daha kolay ve hatalı tahmin ya da hesaplamalardan kaynaklanan Model riskinden fazla etkilenmez. Opsiyon pozisyonları taşıyan portföyler için bu model uygun değildir. Bu tür portföyler için Geçmiş Verilere Dayanarak Hesaplanan VaR veya Monte Carlo Simulasyon metotları kullanılabilir. XII Çalışmada iki özel bankanın yabancı para açık pozisyonu ve menkul kıymet portföylerindeki kağıtlar nedeniyle sahip oldukları VaR, amprik bir çalışma ile hesaplanmıştır. Hesaplamada Özel Sermayeli Banka statüsünde faaliyetini sürdüren iki bankanın gerçek datalan üzerinde kullanılması ve sonuçların bu bankaların sermaye yapılarına olan etkisinin incelenmesi amacı ile hazırlanmıştır. VaR hesaplaması, JP Morgan ve BIS kuruluşlarının önerdiği yöntemlere göre yapılmıştır. Yapılan tüm hesaplamalar VaR hesaplama yöntemleri anlatılırken ki teorik çerçeveye bağlı kalınmıştır. Çalışmada kullanılan VaR hesaplama yönteminin temel denklemi aşağıdadır. VaR hesaplaması yapılırken kullanılacak formülasyon mümkün olduğunca basit bir ifade ile verilmiştir. VaR = Değişkenin Pazar Değeri Pozisyonu x Değişkenin Standart Sapması Hesaplamalar sonucunda oldukça çarpıcı sonuçlar elde edilmiştir. Hesaplanan VaR rakamları sonucunda ortaya çıkan ek sermaye gerekliliği çok yüksek çıkmıştır. Bankaların sermaye yeterlilik rasyolannı yasal limitlere çekebilmeleri için mevcut ödenmiş sermayelerinden daha fazla bir tutan sermaye eklemeleri gerekmektedir. VaR' in etkisi ile sermaye yeterlilik rasy olarında önemli gerilemeler yaşanmıştır. Sonuç olarak Türk bankacılık sektörünün bu uygulamaya hazır olmadığı net bir şekilde söylenebilir. Ayrıca bu kontrolsüz bir risk üstlenimi olduğunun da önemli bir göstergesidir. Yani Türkiye'de uluslararası standartlarda risk yönetimi yapılmamaktadır. Türk bankacılık sektörünün zamana ihtiyacı vardır. Hükümetin belirlediği planda öngörülen sürede bankaların risk yönetimi sistemlerini kurmaları, sermaye yapılarını güçlendirmeleri konusunda oldukça zorlanacakları söylenilebilir.
In today's world the blocks on free circulation of capital are disappearing, and financial volatility is increasing. The risks, which the banks face and has to manage in the international area, are both increasing and diversifying. The mismanagement and mismeasurement of the risk has led to a few financial scandals in the recent years. (Barings, Metalgesellschaft, Long Term Capital Management, Orange County, etc.) When biggest financial scandals happened in the last 10 years are investigated, the common problems that we face are; lack of risk management system, personal greeds, mismanagement, lack of controlling and auditing systems. In this environment according to the international regulators, the risks appearing by un balance sheet or off-balance sheet activities should be measured systematically and optimum capital should be added when necessary. Basle Committee, which is the most important regulatory institution in the international banking system, has changed some regulations from time to time in line with the requirements of the banks, has brought up new studies related to the observation of risk closely and more detailed, and has made some decisions concerning modelling the risk management. The risk undertaken and the required capital to be added are two important areas that are still discussed and need hard working. With the recent developments in Turkey and in the world and new Banking Regulations, this subject became more important in our country. The new decree no. 4389 Law, which became effective in June 1999, obliged the banks to establish an effective internal auditing system and risk control and management system. The principles of this risk control and management system will be determined in line with the BIS' s suggestions by Banking Regulatory and Auditing Institution. In the near future, the banks will be obliged to model and pursuit not only the risks appearing from their portfolios, but also the risks appearing from their balance sheets. In order to prevent capital erosion, credit risks, financial market risks and operational risks should be managed correctly. As the banks are profit-aimed institutions, risk management is getting more important. The first step of effective risk management is acknowledging the risks, identifying the sources of risks and classifying the risks. Risk can be defined simply as the possibility of damaging on the investments of the banks. The risks that the banks face can be listed in many various ways, but fundamental risks are as follows;. Credit Risk. Interest Risk. Liquidity Risk XIV . Currency Risk. Operationel Risks. Country Risk. Other Risks Taking the precautions in order to prevent the occurance of loses is one of the fundamental steps of risk management. Effective risk management should be realized by using measuring method for the possible loses, forming top management information process and establishing such systems that implies faster decision making for the conditions requiring maneuvers. The main aim of risk management is measuring the possible loss the bank may have when market crashes appear. There exists fundamental steps in order to establish an effective risk management system in banks. Main methods used in risk management are;. Traditional Risk Management Methods (such as Gap Analysis, Time Analysis, Statistical Analysis and Scenario Analysis). Modern Portfolio Theory. Risk Management Methods with Derivative Methods. Risk Management Methods with VaR "Value-at-Risk" (VaR) is the most accepted one within the new risk management methods. Value at Risk is a method which defines the maximum possible loss over a time horizon within a given confidence level in terms of money. Another definition of VaR is; a concept that is based on the estimation of maximum loss in the value of a portfolio or an asset, for a time period with a certain probability. The use of this model became an obligation in many countries and institutions in order to specify the capital accord. VaR has become one of the most frequently used methods in a few years. The popularity of the VaR models can be binded to two basic reasons. VaR gives the chance of bringing the risks appearing from different positions and various risk factors together and explaining them with a single value. VaR, which is accepted by international financial institutions as a risk management and measurement tool, ranks at an important place within today's risk management tools. The most important factors of VaR methodology for this success are;. Easy implementation of VaR,. Easy to be commented and evaluated by top management, and. Encauragement of its use by BIS. The fast changes and developments in risk management at an international level in the banking sector will lead to the requirement of fast data producing and training qualified personnel in the near future. VaR is being used for just about every need : Risk reporting, risk limits, regulatory capital, internal capital allocation and performance measurement. XV The benefits of having a VaR system should be maximized by using VaR not only for risk measurement, but also for risk management. VaR is a very powerful tool to measure and manage risk, but not a goal in itself. Not only the calculation of VaR numbers, but also the evaluation of that information adds value to risk management. VaR is based on the measurement of price changes of a portfolio or an asset over a time horizon. The period of carrying portfolio in-hand moves in line with market risk. The price change will be as high as the period becomes longer. According to Basle Committee, this period should be 10 days or two weeks. In the Riskmetrics calculations of JP Morgan, as a carrying in-hand period 1 day is used. Many banks out of Turkey calculates a VaR for 1 day, and then by multiplying this with the square root of time (3.16) they reach to VaR number for 10 days. Confidence interval is another parameter in order to calculate VaR. Basle Committee wants a one-tailed 99 percent confidence level to be used. The calculated VaR numbers becomes as high as the confidence level increases. The foreign banks use a confidence level changing between 90 and 99 percent. For example, the Riskmetrics Model of JP Morgan, which played an important role in the widespreading of VaR methodology, uses 95 percent as a confidence level and Chase Manhattan, 97.5 percent. According to Basle Committee, VaR numbers are not enough themselves to calculate capital requirements based on market risk. Because of this, by multiplying the calculated VaR number with a coefficient the capital requirement of the bank is reached. The Basle Committee identified the coefficient to be minimum 3. Various methods exist to calculate market risk. Each method has specific pros and cons. These methods are different from each other and a mixed method should be also used. The appropriateness of a method depends on the institution itself, that is the characteristics of the intruments in the portfolio and the market. These methods are;. Delta-Normal Method. Delta-Gamma Method. Historical Simulation Method. Monte Carlo Simulation Method The choice of the method depends on the composition of the portfolio. For the portfolios that have less options, Delta Normal Method should be the best choice. In this situation, it is easy to calculate VaR, and it is not much effected from the model risk which appears from wrong estimations or calculations. This method is not appropriate for the portfolios carrying many options positions. For such models, Historical Simulation or Monte Carlo Simulation Methods should be used. In this study, VaR, which occurs because of the foreign currency open position and the securities portfolio, is calculated ampirically for two private banks. This study is prepared by using the real data of these two private capital banks and in order to see the effects of the results on the capital structures of the banks. VaR is calculated according to the methods specified by JP Morgan and BIS. The XVI calculations are made in line with the theorical frame used for the explanations of VaR methods. The equation of VaR calculation method used in the study is given below. This equation for VaR calculation is defined simply. VaR Marking to Market Position Confidence Level After the calculations of the methods, discussed in this study impressive results are obtained. As a result of the calculations of VaR, the additional capital requirement of the bank is very high. The banks, in order to reach to the required capital adequacy ratio specified by legal limits, should increase their capital in an amount which is more than their current paid in capital level. With the effect of VaR, the capital adequacy ratios decreased respectively. As a result, it can be definitely said that Turkish banking sector is not ready for this application. Moreover, this is an important indicator of the uncontrollable risk undertaken. Risk management at international standarts is not performed in Turkey. In order to reach those standarts Turkish banking sector needs some time. Finally, it can be said that it is difficult for the banks establishing risk management systems and obtaining a strong capital structure within the foresighted period by the government.
Açıklama
Tez (Yüksek Lisans) -- İstanbul Teknik Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2001
Thesis (M.A.) -- İstanbul Technical University, Institute of Social Sciences, 2001
Anahtar kelimeler
İşletme, Bankacılık sektörü, Bankalar, Risk, Risk yönetimi, Riske maruz değer, Sermaye yeterliliği, Business Administration, Banking sector, Banks, Risk, Risk management, Value at risk, Capital adequacy
Alıntı