Teknolojik Gelişmeler Ve İstihdam Vasıflı Emek Talebi

thumbnail.default.alt
Tarih
2005
Yazarlar
Solmaz, Özgür
Süreli Yayın başlığı
Süreli Yayın ISSN
Cilt Başlığı
Yayınevi
Sosyal Bilimler Enstitüsü
Institute of Social Sciences
Özet
Bu çalışma, sıklıkla "nitelikli emek" yerine kullanılan "vasıflı emek" kavramım tartışarak teknolojik gelişmeler ile vasıflı emek talebi arasındaki ilişkiyi Türkiye imalat sanayi, otomotiv sektörü ve bu sektördeki firmalar bazında irdelemeyi amaçlamaktadır. Vasıflı emek kavramından bahsederken yapılan işin gerektirdikleri ile işi yapan kişinin sahip olduğu özellikleri birbirinden ayırmak gerekmektedir. İşi yapan kişinin vasıf düzeyinin ölçülmesinde izlenecek en doğru yöntemin kişisel raporlama yöntemi olduğu belirtilmektedir. Çalışanların eğitim düzeyi, vasıf düzeyinin dolaylı olarak ölçülmesinde kullanılan bir yöntemdir. Bu çalışmada, imalat sanayi genelinde yapılan değerlendirmelerde vasıf düzeyinin dolaylı bir ölçüm yöntemi olan eğitim düzeyi verileri ile ölçümsüz bir yöntem olarak niteliklerine göre işgücü verileri kullanılmıştır. Otomotiv sektörü genelinde eğitim düzeyi verileri bulunamadığından sadece niteliklerine göre işgücü verileri değerlendirilmiştir. Saha çalışması sırasında yapılan gözlemler ve görüşmelerden elde edilen sonuçlar firma bazındaki değerlendirmelerde ilave edilmiştir. 1970'li yıllarda tüm dünyada yaşanan ekonomik kriz ile birlikte bilgi ve iletişim teknolojilerinin gelişerek yaygınlaşması sonucu firmalar üretim ve organizasyon biçimlerini yemden gözden geçirmişlerdir. Mikroelektronik teknolojilerin kullanımı ve Post-Fordist esnek organizasyon biçimlerini içeren bu yeni teknoloji uygulamaları kullanılacak emeğin vasıf düzeyini de farklı şekillerde etkilemektedir. Bilgisayar nümerik kontrollü cihazlar, programların tamamen mühendisler tarafından yapılması nedeniyle sadece uygulayıcı olan işçiler üzerinde vasıfsızlaştıncı etkide bulunmaktadır. Bununla birlikte esnek organizasyon biçimlerinin işçilerin kısmen daha fazla inisiyatif ve sorumluluk sahibi olmalarının istenmesi nedeniyle vasıf düzeyini artırdığı söylenebilmektedir. 1980'li yıllardan itibaren ihracata yönelik sanayileşme politikalarının izlendiği Türkiye imalat sanayinde de ağır rekabet koşulları nedeniyle bu gelişmeler takip edilmektedir. İmalat sanayinde yemliklerin öncüsü olan otomotiv sektöründe de vıı paralel gelişmeler gözlenmektedir. Hem imalat sanayi genelinde hem de firmalar özelinde yıllar itibariyle çalışanların eğitim düzeylerine bakıldığında mavi yakalı personelde meslek lisesi mezunlarına doğru, beyaz yakalı personelde de üniversite mezunlarına doğru bir eğilim söz konusudur. Bu eğilimde daha çok yeni organizasyon modellerine geçişle birlikte insan kaynaklarına bakışın değişmesinin ve yapılan iş ne olursa olsun daha yüksek eğitimli işgücünün işi daha verimli yapabileceği gibi inanışlar etkili olmaktadır. Niteliklerine göre işgücü verilerine bakıldığında 1992-2001 döneminde özel imalat sanayinin bileşiminde çok bir değişim gözlenmezken motorlu kara taşıtları imalatı ve onarımı alt sanayinde (ISIC-3843) ise teknik personel sayısının diğer mesleklere oranla daha hızlı arttığı gözlenmiştir. Otomotiv sektöründe faaliyet gösteren tüm ana sanayi firmaların çalışan toplamlarına bakıldığında da firmalarda gözlendiği gibi mühendis ve idareci mühendis sayılarında artış gözlenmektedir. Sonuç olarak; vasıflı emek talebi konusunda bu çalışmada yapılan saptamaların sınanması, daha çok sektör ve daha çok firmayla yapılacak ayrıntılı saha çalışmalarıyla derinleştirilmesi, sonuçlar doğrultusunda uygun mesleki eğitim politikalarının geliştirilmesi gerekmektedir.
This study aims to investigate the relationsihips between technological development and skilled labour demand by doing a discussion about the concept of "skilled labour" which is frequently used in place of "qualified labour" and also by evaluating the Turkish manufacturing industry, automotive sector and the firm level data. When the concept of "skilled labour" is mentioned, it is needed to distinguish the requirements of the job and the qualifications of the worker. It is said that the most suitable method to measure the skill level is self-reporting method which provides direct information from people in jobs through questionnaire or interview. Analysing the education levels of employees is an indirect measurement method to measure the skill levels. In this study, education levels of employees and employment levels according to the qualifications of employees by years were used to analyse the changes in skill structure in manufacturing industry. On the other hand, because the education levels of employees in automotive sector as a whole industry couldn't be found, the only employment levels according to the qualifications of employees by years were analysed. The results of the observations and interviews done in the field study were also added. In the 1970's, the firms had been changed their production and organization forms as the results of both economic crisis emerged in all around the world and diffusion and development of the information and communication technologies. The applications of these new technologies including both the microelectronics and Post- Fordist flexible organizational forms have been affcted the skill levels of the labour in differently. Computer numerical control machines cause the shop floor worker deskilled because all programmes are done by engineers. However, it is possible to say that flexible organization models have an upgrading effect on employee because of leading partially more responsibility and initiatives. Turkish manufacturing industry, have been following these developments by 1980's in which export-oriented industrilization policies have begun to be applied. There is a parallel development trend in automotive sector. Both sectoral and firm IX level studies show that there is a tendency through technical high school graduation in blue collar employees and university in white collared employees. This tendency occurred because of the transitition to the new organizational forms and the change in the human resources paradigm. The belief that is commonly accepted is, whatever the work is, higher education levels of employees provide more productivity for companies. According to the labour data through their quality, in 1992-2001 period there were no meaningful differences in manufacturing industry. But in automotive manufacturing and related industries (ISIC-3843) the number of technical personnell inceased more than the other industries. If we look at the all of the firms in automotive industry, there could be seen an increase in the number of the engineers and managers. In conclusion, the results about the skilled labour demand in this study, must be deepen and tested with researchs that will be held with more field studies in different sectors and firms, and according to these researches new occupational education programs should be established
Açıklama
Tez (Yüksek Lisans) -- İstanbul Teknik Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2005
Thesis (M.A.) -- İstanbul Technical University, Institute of Social Sciences, 2005
Anahtar kelimeler
Ekonomi, economics, labor demand, işgücü talebi
Alıntı