15. Ulusal Mekanik Kongresi

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Gözat

Son Başvurular

Şimdi gösteriliyor 1 - 5 / 86
  • Öge
    Functional safety mechanism development of creep monitoring in automatic transmission
    (Graduate School, 2022-12-28) Ardıç, Burak ; Üstoğlu, İlker ; 518191007 ; Mechatronics Engineering
    Functional safety one of the most of important feature of new development lifecycle of the vehicle systems. ISO 26262 is known as "Road vehicles – Functional safety" which is an international standard for functional safety of electrical and/or electronic systems of road vehicles. This definition comes from International Organization for Standardization (ISO) in 2011 and revised in 2018. In today's powertrains, mostly modern automatic transmissions are used for road vehicles. Those transmissions have electronic systems that supports driver activities in better way. I.e., in manual transmission, driver has to control 3 pedal (clutch, acceleration and brake) and gear lever while driving but with help of automatic transmission, driver only controls 2 pedal (acceleration and brake) and usually gear lever always stay in D (Drive) or R (Reverse) based on which direction driver wants to move. In automatic transmissions, clutch pedal is controlled by electronic control units such as transmission control unit. One of the functional safety responsibilities is controlling these electronic control unit activities via different safety mechanism whether they work in proper and safety way. Because in case of wrong detections, wrong calculations in electronic control units or wrong requests of drivers might cause very dangerous severities. In this thesis, it is aimed to develop a functional safety mechanism that monitors the creep/Creep function of the automatic transmission and takes the necessary measures before the accidents caused by this function. Before starting of modelling this safety mechanism monitoring these functions in MATLAB/Simulink, firstly some functional safety concept development has to be done to define procedures. In this study, functional safety development is done based on V-model. Firstly, Item definition is done to define specification of item which is investigated. Since transmission control unit was our main item, all specifications that includes gear ratios, transmission maximum torque, clutch engagement information to transmit torque, communications with other electronic control units and also since transmission control unit is related to vehicle also operational driving and vehicle movement states are given. Then hazard analysis and risk assessment (HARA) is done to define potential hazards and operational situation which can be seen during creep function is investigated and safety goals are determined derived from ASIL. After safety goal determination, functional safety concept that includes safety mechanisms is done by defining functional safety requirements to fulfill safety goals. Before start on development of safety mechanism monitoring, all technical safety requirements are set with hardware and software with including architecture of system. To monitor creep function, in a first-place automatic transmission plant model which includes engine, transmission, vehicle, gear shift mechanism, and CAN/HW state model is implemented in MATLAB/Simulink platform. This plant model also includes a creep function to be monitored. In the plant model development phase, the transmission gear ratio is selected from the item and all other vehicle parameters as engine inertia, and engine and torque converter characteristic values are taken from the vehicle that is thought of as a concept. After functional safety concept development and plant model development, the safety mechanism of creep function monitoring is implemented based on defined safety requirements. The safety mechanism of creep monitoring is responsible for detecting high creep torque errors mainly for driver torque demand, engine torque from plant model, engine speed, and vehicle velocity. During creep, the transmission control unit can request increased engine idle speed/torque if needed or unintentionally close the lockup clutch. Both cases might cause unintended acceleration. The safety mechanism receives the engine torque from the plant model and calculates the consumed by the engine based on engine inertia and engine speed. The safety mechanism of creep monitoring checks the difference between engine torque from the plant model and consumed engine torque. This difference is accepted as creep torque which is the torque transmitted to wheels during creeping. If torque transfer is higher than the defined safety torque threshold for the allowed fault reaction time interval, then safe state which leads to force to bring the vehicle to a standstill via setting gearbox torque to zero is triggered. Therefore, the safety mechanism of the creep function is implemented by considering these conditions. After all these development processes, testing of specific driving test scenarios is simulated to check that if the plant model works as intended then specific functional safety fault injection test cases are simulated to see if the safe state which is defined based on safety goals works as intended to prevent severe accidents.
  • Öge
    Altili Grup Silolarin Malzeme Basinci Altindaki Davranişı
    (Teorik ve Uygulamalı Mekanik Türk Milli Komitesi, 2008) Yüksel, S. Bahadır
    Betonarme grup silolar, büyük miktarlarda farklı boyutlardaki daneli malzemelerin silo hücrelerinin içinde olduğu kadar silo hücreleri arasında da depolanmasında kullanılmaktadırlar. Betonarme grup silolarda tasarım kuvvetlerinin hesaplanması, komşu silo duvarları arasındaki süreklilik ve kuvvet aktarımından dolayı zaman alıcı ve zahmetli bir iştir. Bu siloların depolanan malzeme basıncı altındaki davranışı ile ilgili çalışmalar uzun yıllardır devam etmektedir. Ancak bu çalışmaların çok büyük bölümü dörtlü grup silolar ile ilgili olduğundan, bu çalışmada, altılı grup siloların iç yüklemeler altındaki davranışı sonlu elemanlar modellemesi ile araştırılmıştır. Altılı grup siloların kritik kesitlerinde malzeme basıncından kaynaklanan eksenel kuvvetler, kesme kuvvetleri ve eğilme momentleri kapsamlı bir parametrik çalışma ile hesaplanmıştır. Gerçekleştirilen parametrik çalışmada, silo duvar kalınlığı, kesişim duvarı kalınlığı ve kesişim duvarı uzunluğu değiştirilmiş ve bu parametrelerin tasarım kuvvelerine etkileri araştırılmıştır. Tasarım kuvvetlerini hesaplamak için gerekli olan tasarım formülleri ve tasarım katsayıları ise sonlu elemanlar yönteminin analiz sonuçları kullanılarak elde edilmiştir.
  • Öge
    İlkel Kusurlu Dairesel Plakların Geometrik Doğrusal Olmayan Analizi
    (Teorik ve Uygulamalı Mekanik Türk Milli Komitesi, 2008) Altekin, Murat ; Yükseler, R. Faruk
    Bu çalışmada doğrusal değişen dönel simetrik yük etkisindeki ilkel kusurlu dairesel plakların geometrik doğrusal olmayan analizi sayısal yöntemlerle incelenmiştir. Sabit kalınlıklı dairesel plağın modellemesinde sığ küresel kabuk denklemleri kullanılmıştır. Doğrusal olmayan formdaki sıradan diferansiyel denklemler sonlu farklar yöntemiyle cebirsel denklemlere dönüştürülmüş, doğrusal olmayan yapıdaki cebirsel denklemler de Newton- Raphson yöntemiyle çözülmüştür. Plak kenarı boyunca ankastre (A) ve sabit (S) mesnetlenme durumları incelenmiştir. Yer değiştirme ve kesit tesirlerinin plak üzerindeki dağılımında, ilkel kusur parametresinin ve Poisson oranının etkisi incelenmiştir. Bu çalışmada elde edilen bulgular, Kirchhoff-Love plak teorisinin (KLPT) baz alındığı kusursuz dairesel plakların incelendiği çalışmalarla karşılaştırılmış ve uyumlu sonuçlar elde edildiği görülmüştür.
  • Öge
    Fonksiyonel Kademelendirilmiş Küresel Kabukların Burkulma Sonrası Davranışları
    (Teorik ve Uygulamalı Mekanik Türk Milli Komitesi, 2008) Güneş, Recep ; Apalak, M. Kemal ; Taşdemir, H. Abdullah
    Bu çalışma ile fonksiyonel kademelendirilmiş küresel kabukların burkulma sonrası davranışları lineer olmayan sonlu elemanlar metodunu kullanılarak incelendi. Simetri nedeniyle dörtte biri kullanılan model, kenarlarından sabit mafsal ile tuturulmuş ve merkezi tekil bir yüke maruz bırakılmıştır. Fonksiyonel kademelendirilmiş küresel kabuk, kompozisyonu kalınlık boyunca değişen seramik (Al2O3) ve metal (Ni) fazlardan oluşmuştur. Seramik ve metal katmanlar arasında kalan fonksiyonel kademelendirilmiş bölgenin mekanik özelliklerinin kabuk kalınlığı boyunca sürekli olarak bileşenlerin hacimsel oranlarındaki değişime bağlı olarak bir güç kanununa göre değiştiği varsayılmıştır. Lineer olmayan denklemler arc-length metod kullanılarak çözüldü. Fonksiyonel kademelendirilmiş küresel kabukların burkulma sonrası davranışları üzerinde malzeme kompozisyonu, katman sayısı ve kabuk kalınlığının etkileri araştırıldı. Kabuk kalınlığı boyunca artan katman sayısının fonksiyonel kademelendirilmiş kabuğun burkulma sonrası davranışı üzerindeki etkisinin önemsiz olduğu görülürken kompozisyonel gradyantın 0.1’den 10.0’a artırıldığında vurgu stabilitesinin daha belirgin olduğu gözlendi. Ayrıca kabuk kalınlığının artırılması ile vurgu stabilite değerinde önemli ölçüde bir artışın olduğu tesbit edildi.
  • Öge
    Tabakali Kompozitlerde Fiber Yönlenme Açisinin Darbe Davranişina Etkisi
    (Teorik ve Uygulamalı Mekanik Türk Milli Komitesi, 2008) İçten, Bülent Murat ; Karakuzu, Ramazan ; Ataş, Cesim
    Bu çalışmada, cam lifi-epoksi kompozitlerinde tabaka sıralanışının darbe davranışına etkileri incelenmiştir. [90/0]₆, [30/0]₆ ve [15/0]₆ şeklinde olmak üzere üç farklı tabakalı kompozit aynı fiber oranları ve tabaka sayısı olacak şekilde üretilmişlerdir. Daha sonra, darbe testi için bu kompozitlerden 100 mmx100 mm boyutlarında numuneler kesilmiştir. Numuneler üzerine düşük hızlı darbe testleri DYNATUP GRC 8200 darbe cihazı kullanarak yapılmıştır. Darbe enerjileri delme oluşuncaya kadar kademeli olarak arttırılmıştır. Darbe cihazı zamana bağlı olarak yük, hız, çökme ve absorbe edilen enerji değerlerini vermektedir. Darbe enerjisi ile absorbe edilen enerji arasındaki ilişkiyi göstermek amacı ile enerji profili yöntemi kullanılmıştır. Sonuçlar, [15/0]₆ kompozitinin yük-çökme eğrisinde maksimum yük değeri civarında geniş olması ve çökmenin fazla olmasından dolayı fazla enerji absorbe etme kapasitesine sahip olduğunu göstermiştir. Bununla birlikte [90/0]₆ kompozitinin maksimum yük değeri en yüksek olmasına karşın çökme değerinin en küçük olmasının sonucu olarak en düşük enerji absorbe etme kapasitesine sahip olduğu görülmüştür.